Geçmişe geri dönebilseydin eğer, değiştirmek istediğin bir şey, bir olay ya da karar var mı?
Kader, hayatın bize sundukları arasından seçtiğimiz yolların toplamı. Hiçbir şey sebepsiz değil bu hayatta… Anın içinde iyi ya da kötü gibi gelebilir ama sonraki akışta sana doğruyu getirir olaylar. Yaşadığım her şeye saygım var. Hayatı olduğu gibi kabul ediyorum ve böyle mutluyum. Ne pişmanlık, ne eksiklik… Her şey hayata dair, insana dair. Yaşadığım iyi kötü her şey kabulüm. Teşekkür ediyorum evrene, bana yaşattıkları ve öğrettikleri için.
30’lu yaşlar nasıl? Sence bir kadına neler getiriyor, neler kazandırıyor? Kendi adına sende değişenler neler oldu mesela?
Şa-ha-ne!!! Bundan on sene önce bu yaşlar için bunu düşüneceğim hiç aklıma gelmezdi. Bu dönemim için söyleyeceğim o kadar çok şey var ki… Nereden başlasam bilemiyorum. “Olgunluktaki Sükût” kitabımızın adı olur bence. Önsözde hayata, öğrettikleri için bir teşekkür edilir ve 30 yaşlarındaki kadının kitabı oku oku bitmez. Çünkü bu dönem acıların, kayıpların, hüzünlerin, derslerin ve hataların harmanlanıp sana dimdik bir duruş ve acı bir tebessüm verdiği bir dönem.
O tebessümü kimse anlamaz, sen bilirsin. Zaten anahtar da budur. Bilirsin artık. Karşındakinin yalanını bilirsin, acısını bilirsin, söylemek isteyip de söyleyemediğini bilirsin… Bilirsin işte. Tecrübelisindir artık. Daha çok dinlersin, sessizlikteki bilgeliği çözmüşsündür. Hiçbir şey ne çok iyi, ne çok kötü, ne de çok fazla gelmez sana. Ayarlısındır, olgunsundur. Anlayışlı ve güzelsindir. Gençlik yıllarındaki o kararsız hatların oturmuştur. Aptal değilsindir. Daha az üzülüp hayattan daha çok tat alırsın. Çünkü bilirsin, hayat kısa ve her şeye rağmen yaşamaya değer. Bu yüzden annenin, babanın, arkadaşlarının ve aşkının kıymetini daha iyi bilirsin ve kıymet bilmenin anlamını da çözmüşsündür artık. Dedim ya, çok şey söyleyebilirim. Siz bana bir de 40’lı yaşlarımda bu soruyu sorun, kimbilir neler anlatırım! Çok mutluyum içinde bulunduğum dönemden, çok.