BÜYÜME HORMONU HAKKINDA GERÇEKLER

İddia

HGH Yaşlanmayı Geciktirir

4

Marvin Lagstein’in ölümsüz olmak gibi bir derdi yok ama küçük kızının düğününde dans etmeye niyetli. Bunun için 90 yaşını görebilmesi gerektiğine inanıyor. Bu nedenle beş yıl önce endokrinolog Dr. Florence Comite’in ofisine gitti ve gelecek yıllarda o anki durumunu muhafaza etmek için neler yapabileceğini danıştı. Bu arada Lagstein haftanın üç günü ağırlık antrenmanı yapıyor ve bugüne kadar 30 maratona katıldı.

Dr. Comite’in ilk tespitlerine göre, Langstein’nin vücudunda IGF-1 ve diğer hormonlar normalden az salgılanıyordu, bu yüzden de vücudu beklediği formu bir türlü almıyordu.

Büyüme hormonunu doğal yollarla artırmaya çalıştığı ve testosteron takviyesi almakla geçirdiği bir yılın ardından, günde 0,3 mg HGH kullanmaya başladı. Dr. Comite reçete edebilmişti çünkü Langstein’de HGH eksikliği bulunuyordu. Günlük kullandığı doz bugün 0,7 mg’a yükselmiş durumda.

Langstein büyüme hormonu tedavisi için ayda 1500 dolar harcıyordu ama yakın zamanda sağlık sigortası bunu karşılamayı kabul etti. Gerçi onun söylediğine göre, bu parayı cebinden ödemek
zorunda kalsa da kullanmaya devam ederdi çünkü büyüme hormonunu “daha genç ve sağlıklı görünmenin yolu” olarak tanımlıyor. HGH tedavisine başlamadan önce kendini daha yorgun hissettiğini, çok sayıda ağrı ve acı çektiğini de belirtiyor.

Dr. Comite, büyüme hormonunu alışılmışın dışında kullandığını kabul ediyor. Özellikle de HGH’nin şüpheli anti-aging özelliğinin kullanıldığı daha geniş medikal kurumlarda. Bu yöndeki eleştirilere cevabı ise günümüzün hastalık odaklı sağlık sistemini eleştirmek oluyor. Çünkü bu anlayışa göre kişinin sağlıklı hali korunmak yerine hastalığı tedavi ediliyor. O ise “Ben kişinin bütün yaşamı boyunca optimum sağlıkta olmasını hedefliyorum” diyor. Büyüme hormonunun bu yaklaşımdaki yeri hâlâ bir tartışma konusu. Zira Dr. Comite ve bunun gibi birçok uzman, doğrudan hastanın büyüme hormonunu ölçmüyor. Vücutta salgılanan büyüme hormonuna karşılık karaciğerin ürettiği IGF-1 oranına bakılıyor. Ancak IGF-1 oranı büyüme hormonundan
bağımsız bir nedenle de düşük çıkabilir. Bu da ölçüm yönteminin güvenilirliğini sorgulatıyor.

Dahası, normal değerlere sahip bir kişiye uzun süre büyüme hormonu verildiğinde fayda görüp görmediği de belirsiz. Clinical Interventions in Aging dergisinde yer alan 2014 tarihli bir incelemeye
göre, HGH eksikliği yaşayan kişilere büyüme hormonu verildiğinde faydaları görülürken, bu hormonda doğal bir düşüş yaşayan yetişkin kişilere verildiğinde “net olmayan avantaj ve dezavantajları” söz konusu oluyor.

Bu dezavantajların başında kanser riski geliyor. HGH bütün vücuttaki dokuların büyümesini sağladığından, yeni baş gösteren bir tümörde de yavaş yavaş büyüme başlıyor veya hızlı bir şekilde kötü huylu olabiliyor.

Metabolik komplikasyonlar da cabası. Örneğin egzersiz yapıp yakıt elde etmek için yağları metabolize ettiğinizde bu gayet sağlıklı oluyor. Ancak yağlarınızı HGH erittiğinde, kan dolaşımınızdaki
glikoz oranı aniden yükseliyor ve bunu dengeleyecek mekanizma engellenmiş oluyor. Haliyle insülin direnci ve diyabet geliştirme riskiniz artmış oluyor. Ayrıca HGH’nin size uzun yıllar vadettiğine dair herhangi bir veri de bulunmuyor.

Eğer büyüme hormonu eksikliği yaşadığınızı düşünüyorsanız (Danimarkalı araştırmacılara göre 50 bin kişide bir görülüyor), bir endokrinoloji uzmanı ile görüşüp test yaptırabilirsiniz.

Karar

Pek mümkün değil (ama daha genç görünebilirsiniz).

BENZER YAZILAR