BÜYÜME HORMONU HAKKINDA GERÇEKLER

İddia 

HGH Beyin Hasarlarını İyileştirir

5

2009 yılında 42 yaşındaki bisikletçi Jeff Dombrowski’ye bir araba yandan çarptı. Bu çarpışma başka birçok hasarın yanı sıra sırt, boyun ve sol bacağının üç yerinde kırıklara neden oldu. İyileşmesi dört yıl sürdü ve nihayet bedeni sağlığına kavuştu ancak beyni hasarlı kaldı. Anlattığına göre, ağrı ve anksiyeteden dolayı geceleri ancak 2-3 saat uyuyabiliyordu. Kendini sürekli yorgun ve bitkin hissediyor, bir emlakçı olarak işi için gerekli basit bilgileri dahi hatırlamakta güçlük çekiyordu. En kötüsü de, doktorların pek yararı dokunmuyordu.

İnternette birkaç hafta süren araştırmalarının ardından, bu belirtilerin vücudundaki büyüme hormonu eksikliğinden kaynaklanabileceğinden şüphelenmeye başlamıştı. Bu şüphesi yasal HGH
iğneleri için yeterli olmayacağından, yapılan klinik bir araştırmaya kaydolma yolunu seçti: Texas Üniversitesi doktorları, büyüme hormonunun fiziksel ve mental travmaları iyileştirici etkisini araştırıyorlardı. Araştırmaya kabul edildi. 0,6 mg’lık HGH enjeksiyonları almaya başladığı birkaç hafta içinde uyku kalitesi yükseldi. Daha çok dinlenebildiği için ağrıları da dinmeye başlamıştı.
2014’ün ortasına gelindiğinde, eski sağlığına kavuştuğunu hissediyordu ve HGH iğnelerine devam ettiği sürece bu şekilde kalabileceğine inanıyordu.

Peki yaşadığı yaralanma HGH seviyelerini neden etkilemişti? Başa alınan darbe veya hasar sırasında beyin, içindekileri kafatasına boşaltıyor. Hipofiz bezi her ne kadar beynin içinde olmasa
da, kafatasının tabanında yer alıyor ve çok ince bir bağ ile bağlanıyor. Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden psikiyatrik nörobilim uzmanı Dr. Charles Wilkinson, “Beyninizin öne ve arkaya hareket ettiğini düşünün, bu da hipofiz bezinin bağlantısına zarar veriyor” diyor. Bazı araştırmacılarsa beyin sarsıntılarının enflamasyonu tetikleyerek hipofiz bezini hasara uğrattığını savunuyor.

Dr. Wilkinson’ın hormon eksiklikleri üzerine yaptığı 2012’deki çalışması, ciddi bir beyin sarsıntısı geçirmiş 26 gaziyi kapsıyordu. Sonuçları ise dikkat çekiciydi: Yüzde 42’sinin hipofiz bezi aktif
değildi, yaklaşık yarısının IGF-1 oranı düşük seviyedeydi ki bu, büyüme hormonu eksikliğinin en güçlü göstergesi olarak kabul ediliyordu. Dr. Wilkinson hormon eksikliklerinin travma sonrası
stres bozukluğu durumunda görülen uyku bozuklukları, asabiyet, depresyon ve anksiyete gibi yaygın semptomların kaynağı olabileceğinden şüphelendi.

“Bunların çoğu genç adamlar. Eğer büyüme hormonu eksikliği yaşıyorlarsa gelecek 40 yılı nasıl geçirecekler? Hormon eksikliği yaşayan insanlarda gördüğümüz gibi yağ depolayıp, kas kütlesi
kaybedip, kardiyovasküler rahatsızlıklar mı yaşayacaklar?” diye soruyor Baylor Tıp Fakültesi’nden endokrinolog Dr. Jose Garcia. Bunun aktif spor hayatı olan kişiler için de önemli bir sorun
olduğunu savunan Dr. Garcia, HGH’nin yaşam kalitesi, hafıza ve gazi olan askerlerin kafa travması sonrası hipofiz bezlerinde meydana gelen diğer problemleri iyileştirip iyileştiremediğini
inceliyor. Ayrıca bu çalışması için maddi destek arayışında.

Bu konudaki öncül araştırmaların ümit verici olduğu söylenebilir. Texas Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin elde ettiği veriler, eksikliği çekilen büyüme hormonunu takviye etmenin bazı
yönleriyle yaşam kalitesini yükselttiğini destekliyor. Eğer beyin veya baş yaralanması geçirdiyseniz ve kendinizde ciddi seviyede bir yorgunluk ile bilişsel zayıflama gözlemliyorsanız, bir endokrinoloji uzmanına görünün.

Karar

Ümit verici.

BENZER YAZILAR