ÇİĞ DEMEK, PROTEİNSİZ DEMEK DEĞİL
Protein denilince aklınıza sadece dana eti geliyorsa, dönüşüme tam da buradan başlamalısınız. Nohut, tofu, tempeh, barbunya, siyah fasulye, soya fasulyesi, bezelye, mercimek, kinoa, yulaf, tahıl, kabak çekirdeği, kenevir tohumu, chia çekirdeği, keten tohumu ve badem, kaliteli protein kaynaklarıdır. Bu kaynakları brokoli ve karalahana gibi yeşil yapraklı sebzelerle birleştirerek lezzetli ve sağlıklı tarifler yaratabilirsiniz.
Protein söz konusu olduğunda kulaklarımız rakam duymak istiyor. Oflaz bir kâse brokoli, kuşkonmaz ve enginar kalbinin 4 g, yumurtanın 6 g, bir tabak yeşil fasulyeninse 5-6 g protein içerdiğini söylüyor. Bir shot bardağı (30 ml) çim suyu 4 g proteinin yanında 103 vitamin, mineral ve amino asit içeriyor ki, besin değeri açısından 2,5 kg sebzeye eşdeğer. Filizlendirme yöntemini de kullanan Oflaz, filizlendirilerek salatalara eklenen baklagillerin yüzde 30 protein içerdiğini söylüyor.
Elbette çiğ beslenme salatalardan ibaret değil. Oflaz, “Bu noktada devreye bizim gibi damağına düşkün şefler giriyor. Pişmiş yiyeceklere kıyasla, kurutulmuş ve dondurulmuş besinler de vitamin ve minerallerini fazla yitirmezler. O yüzden çabuk bozulabilecek gıdaları dondurarak şahane sorbe, smoothie veya dondurmalar hazırlayabilirsiniz” diyor. New York’ta yaşadığı yıllarda bir şef olarak yaratıcı ve lezzetli çiğ beslenme tariflerine imza atan Oflaz’ın favori tarifine göz atın.