Çıplak ayakla koşmaktan korkmayın!

Bilinenin aksine çıplak ayakla koşmak ayağa zarar vermiyor. Belki de ayaklarımızın korunmaya ihtiyacı yoktur.

Bir çok bilim insanının bunun üzerine araştırmalar yapmasıyla beraber ayakkabı firmaları en iyi ayakkabıyı üretmek için uğraşıyorlar. En iyi ayakkabı aslında en kötüsü mü? Bu sorunun cevabı zor. Ne de olsa  insanoğlu binlerce yıl ayakkabısız koştu. Ayakkabıyla beraber ayaklarımızın dayanıklılığıda zayıfladığı teorisi var. Tabi sadece teori. Ayakkabının gerekliliğini sorgulayacak değiliz fakat çıplak ayak koşu yapmanın bir sakatlık doğurmayacağına da inanıyoruz.

Maraton koşucusu, 1 mil rekor sahibi Alan Webb “İnsanlar ayakkabısız koşacak şekilde tasarlanmıştır” demiş. 60 lı yılların en başarılı  atletlerinden Abebe Bikila, 1964 Roma Olimpiyatları’nda Adidas’ın ayağına uygun bir ayakkabı üretmemesi üzerine maratonu  çıplak ayak koşmuş ve dünya rekoru kırmış.

Ayakkabısız koşu sırasında doğru teknikler kullanmak, ayak tabanına gelen şok kuvvetleri en aza indirebilir. Çıplak ayak ve ayakkabıyla beraber koşunun ayak tabanında yarattığı şok dalgalarını bu videoda görebilirsiniz.

Christopher McDougall’ın “Burn To Run” adlı kitabında çok ilginç bir hikaye var. Arthur Newton isimli bir ultra maratoncu, bir ayakkabıyı 6000km boyunca giymiş. Bir süre sonra dış taban kısımları aşınan ve girintilerin yer değiştirdiği ayakkabıyı atmak yerine yerlerini değiştirmiş. Yanlış okumuyorsunuz, sağ ayakkabıyı sol ayağına, sol ayakkabıyı sağ ayağına giyip 10 yıl boyunca sakatlanmadan koşmuş. Bir ayakkabı, tasarlandığı biçimin bu denli dışında giyilebiliyorsa, gerekliliği tartışılabilir. 

Biz bunu tartışmayacağız. Siz ayakkabınızı en doğru şekilde seçin ama fırsatını bulduğunuzda ayakkabıları çıkarın ve yalın ayak koşmaya başlayın. Kum, çimen ya da toprak zeminde yapılan koşular, hem sizi özgür hissettirecek hem de vücudunuzdaki elektriksel aktiviteleri dengeleyecektir.

BENZER YAZILAR