Dağda Başlayıp Çölde Biten Yarış

Untitled-2

SICAĞIN ALTINDA EZİLEREK, ÇÖLÜN TEK DÜZELİĞİNDE KOŞMAK

Çöl manzaralarından bahsetmek için, bulmacaların meşhur anahtar sözcüklerinin tanımlarını gözden geçirmek gerekir: reg ve erg. Reg yüzeyi çakıllı bir taş çölüdür. Erg ise yüzeydeki kumun sürekli olarak rüzgâr tarafından yeniden şekillendirildiği bir kumul çölünü betimler. Koşular, genellikle taş çöllerinin uzun çakıllı düzlükleriyle birlikte aradaki kumul çölü geçişlerini kapsar. Bir düzlükten diğerine gitmek için geçişlerle bölünen hafif yüksek ve kayalık yığınlar, göze hem uzak hem de elverişli görünür. Görkemli kumul alanlar, dalgalı bir kum denizi oluşturmak için düzlükler üzerine yerleştirilmiş gibidir.

Görsel olarak manzaraya hâkim olan şey, sonsuzluğun ezici tekdüzeliği ve göz alabildiğine uzanan ufuklardır. 10 km’lik düz bir hat, 20 derecelik bir viraj, 20 km’lik düz bir hat ve kalan 12 km için 20 derecelik son bir virajdan oluşan parkurlar hatırlıyorum. Bu koşu, arazinin beklenmedik riskleri ve trail koşusunun kendi kendine yeterli olma halini de içeren, en uygun ritmi yakalamaya çalıştığınız, maraton tipinde bir yol koşusuna benzer. Bu şartlara bir de 40 ila 50 derecelik sıcaklıkları ekleyin. En sıcak günlerde, harcanacak enerji koşu kapasitesine göre değil, vücudun kendini nemlendirme kapasitesine göre hesaplanır. Buna göre alınması gereken toplam sıvı miktarı genellikle 10-15 litredir.

Trail koşucusu için, sonsuz yükseklik farklarının yerini geniş alanların yalnızlığı, irtifa kaynaklı oksijen yetmezliğinin yerini ezici sıcağın ağırlığı alır. Hissettiklerimi yeniden hatırlamak için gözlerimi kapattığımda, bazen önümdeki koşucuyu yakalamak, bazen de ondan uzaklaşmak için hızımı artırdığımı görüyorum. İşte böylesine görkemli bir ortamda kendini keşfetmek, sınırlarını zorlamak gerçekten büyüleyici.

BENZER YAZILAR