Dağların Arslan’ı

 

Yazı: Ahmet Arslan

 

Koşu bandından dağ koşusuna uzanan zorlu patikada önemli duraklar vardır.

DAĞ KOŞUSU çok zorlu bir branş ama ben bu disiplini koşmaktan keyif alıyorum. Bu branşı severek seçtim. Zor da olsa sevdiği işi yapmak insana daha kolay gelir. Spor kariyerimde birçok yarışta kazanmanın tadını yaşadım. Bu tadı tekrar tekrar yaşama isteğim beni bu işin içinde tutuyor. Yarışlar içinde fazla zorlandığım, pes etmek üzere olduğum, önüme çıkan rampayı tırmanacak gücü kendimde hissetmediğim zamanlar olabiliyor. Böyle durumlarda motivasyonunuz sağlam olmalı. Koşucu her zaman kendisini bitiş çizgisine taşıyacak bir itici güce ihtiyaç duyar. Dağ koşusunda eğime karşı koşulduğu için genel olarak vücudun tamamı zorlanıyor. En çok üst bacak, kalça kasları ve kalf kasları
kullanılıyor. Ayrıca sırt kasları diğer branşlara göre bu sporda çok güçlü olmak zorunda.

Dağ koşusu üst düzeyde dayanıklılık gerektiren bir disiplin. Maratona göre daha kısa mesafeden oluşuyor. Örneğin ortalama dağ koşusu yarışları büyükler kategorisi için 8-15 kilometre civarında. Ama parkur özellikleri itibariyle dağ koşusu disiplini maratona göre çok fazla kuvvet gerektiriyor. Ancak maratonda dayanıklılık daha önde geliyor. Her iki branşı yapan bir sporcunun bu iki temel özelliğe sahip olması gerekiyor. Sonuç olarak dağ koşucusu bir maratoncuya göre daha güçlü olmak zorunda. Bir pist
ya da yol koşucusu dağ koşusunda mücadele etmek istiyorsa, ilk olarak antrenman özelliklerini değiştirmeli. Dağ koşusuna özel antrenmanlarla hazırlık yapmadan bu branşta başarılı olmak mümkün değil.

Ben, koşulacak parkurun özelliklerini tanıyarak buna uygun antrenman yapıyorum. Örneğin eğimi oldukça fazla olan ve sadece yokuş özellikli bir yarış koşacaksam düz ya da hafif eğimli antrenmanların beni tam olarak başarıya götürmeyeceğini biliyorum. Ayrıca dağ koşularında iniş çıkış özellikli veya sadece tırmanma özellikli olmak üzere iki tür parkur tipi bulunuyor. Hem iniş hem de çıkış özellikli bir dağ koşusunda sadece tırmanma çalışmak da yeterli değil.

Dağ koşusunda şartlar yol koşusuna göre oldukça değişkenlik gösterir. Örneğin, deniz seviyesinde ve sıcak havada başlayan yarış yüksek bir dağın tepesinde eksi derecede soğukta bitebiliyor. Parkurun içerisinde asfalt, çakıllı yol, çim, çamur gibi patikalar arka arkaya bulunabiliyor. Çok fazla sayıda zemin
özelliği genelde parkurun bir parçası oluyor. Bu nedenle dağ koşusunda ayakkabı ve ekipman koşulacak parkura göre seçilmek zorunda. Yanlış ekipman seçimi yarış sonucuna etki edecek kadar kritik. Uzun mesafe tırmanış koşularından önce maraton gibi dayanıklılık sporlarına benzer özellikte besleniyorum.
Müsabakanın öncesinde yeterince karbonhidrat depolamaya ve sıvı tüketmeye dikkat ediyorum.

BENZER YAZILAR