DAĞLARIN NEŞESİ: KEKLİKOTU

Baharatlar keskin koku ve aromalarıyla yemeklerin lezzet çeşnisi, faydaları ile de pek çok rahatsızlığın tedavi destekçisidir.

Keşfedilmemiş yönleri ve bilimi her geçen gün şaşırtan güçleriyle batı tıbbına destek olan baharatlar, doğru miktar ve kombinasyonlarda kullanılmalı. İşte bu faydalı bitkilerden biri de, biberiye ve kekik ile aynı aileden gelen fakat mutfaklarımızda fazla bulunmayan keklikotu…
Keklikotu, doğadaki en zengin antioksidandır. Elmadan 40 kat, patatesten 30 kat, portakaldan 10 kat, yaban mersininden ise dört kat daha fazla koruyucu güce sahip olan bu bitki hücre hasarını önler, cilt kuruluğundan damar hastalıklarına kadar pek çok sorunda iyileşme sağlar.
Kas gelişimini ve tansiyon dengesini sağlayan, sinir sistemini besleyen magnezyum, kemik ve diş sağlığı dostu kalsiyum, bağışıklık güçlendiren çinko, enerji ve zindelik sağlayan kan yapım minerali demir, kalp-damar hastalıklarından koruyan potasyum ve yara iyileşmesinde etkili olan bakır mineralleri içerir. Ayrıca cilt ve karaciğer sağlığı için elzem olan A Vitamini, vücudun koruyuculuğunu güçlendiren C Vitamini, kan pıhtılaşmasında rol alan K Vitaminleri, protein, yağ ve karbonhidrat kaynaklarından enerji elde etmek için gerekli olan niasin bakımından zengindir.

Faydaları Neler?
Omega-3 yağlarından da zengin olduğu için “yeşil yağ” lakabını taktığım keklikotu, vücudun üretemediği yağları sağlaması açısından en büyük sağlık destekçisidir. İçeriğindeki özel aroma ve şifasını sağlayan kokulu yağ timol, güçlü bir antiseptik ve antienflamatuvardır. Pek çok ağız gargarasında bu tadı yakalamışsındır. Timol, aynı zamanda harika bir hazım yardımcısıdır. Mantar, maya, bakteri ve parazitlere karşı savaşır. Hastalıkların oluşmasını önlediği gibi, yayılmasının da önüne geçer. Eklem fonksiyonlarında sorun yaşayanlar için de şifa kaynağıdır. Bunların dışında, keklikotu “rozmarinik asit” denen özler içerir. Bu sayede, karaciğer, kalp hastalıkları ve astıma sebep olan enflamasyonu azaltır. Antikanserojen özelliği ile pek çok kanser türünün önlenmesine ve hastalığın kötüye gidişini durdurmaya yardımcı olur. Kansere yol açan toksinlerin yanı sıra kolesterolü de bağlayarak vücuttan atılmasını sağlar. Bu şekilde kolesterol yüksekliğine bağlı kalp damar hastalıklarının da azalmasına destek verir.

Satın Alma ve Saklama Tüyoları
En iyi aroma için keklikotu taze ve lekesiz olmalı. Yaprak ve dallarının sert ve nemli olmasına dikkat etmelisin. Taze aldığında ise, kâğıt havluya sararak ağzı sıkıca vakumlanan bir saklama kabına koyup saklayabilirsin. Daha uzun süreli depolamak istersen ince ince kıy, sonra da su veya sebze suyu ile karıştırıp buz küplerine doldur. Bu şekilde dondurarak yaz-kış çorba, et veya sebze yemeklerinde kullanabilirsin. Kuru aldığın keklikotunu ise koyu renk cam kavanozlara aktarıp, kuru ve karanlık bir ortamda altı ay kadar saklayabilirsin.

Mutfağında Nasıl Kullanırsın?
Isıyla tadı kaybolup acılaşabileceği için, pişirme aşamasında yemeklere en son eklenmelidir.
Soslara (özellikle domates, sarımsak ikilisi ve fesleğen ile) çok yakışır.
İtalyan ve Meksika mutfağında sote ve kızartma sebzelerde sık kullanılır.
Mantar ve soğan sotelerine çok yakışan keklikotunu, pizza, makarna, sarımsaklı ekmek ve sandviçlerine serpmeyi deneyebilirsin.
Omlet ve menemene de çok yakışır.
Zeytinyağına keklikotu dalları ekleyip bambaşka bir aroma elde edebilirsin.
Salata soslarında farklılık arayanlar için kalorisiz bir seçimdir.
Yazı: Diyetisyen Berrin Yiğit

BENZER YAZILAR