DAHA ÇEKİCİ OLUN

Bir hormon kadınların size olan bakışını değiştirebilir. 

Karşımdaki doktorun sorusu karşısında afallamış bir haldeydim. Eğer peşi sıra diğer soruları sıralamasa, ne cevap vereceğimi bilemez bir halde dakikalarca suratına boş boş bakabilirdim. “Peki daha zeki olmak ya da daha hızlı kaslanmak ister misin? Evetse bu deneye kesin katılmalısın.”

Beni ikna etmeye çalıştıkları şey, hormon seviyelerimdeki değişikliği ölçecekleri bir testti. Odaklandıkları hormon, biraz önce saydıkları tüm işlemlerden sorumlu olan testosteron hormonuydu. Bir gazeteci olarak daha önce pek çok anlamsız deneye katılmıştım. Bir keresinde uykusuzluğun insanlar üzerindeki etkisini ölçmek için dört gün boyunca sadece kafeinle beslenmiş ve dördüncü günün sonunda kendimi bir bar sandalyesinde uyur halde bulunca testi sonlandırmıştım. Yani beni bu teste ikna etmeleri için çok fazla uğraşmaları gerekmiyordu. Ancak araştırmayı yürüten doktor bar sandalyesiyle olan maceramı bilmediği için, beni ikna etmek üzere testosteronun öneminden bahsetmeye devam ediyordu: “Erkeklerde testosteron seviyesi, geçen yüzyıla nazaran çok düşük. Bunun pek çok sebebi var. Yaygınlaşan obezite, hareket eksikliği ve yüksek alkol alımı…” Doktorun beş kelime ile hayatımı özetlemesi beni bir anda endişelendirmişti. Erkek olmayı bugüne kadar tamamen tstosteronla doğru orantılı sanırdım. Ne kadar çok testosteron üretiyorsanız, o kadar erkeksiniz. Yani ben erkeklikten gittikçe uzaklaşıyor muydum? Öğrenmenin tek yolu vardı. Gayrı ihtiyari, doktorun suratına “Kabul ediyorum” diye haykırdım.

İlk olarak hangi seviyelerde olduğumu öğrenmem gerekiyordu. Şu anda sahip olduğum hormon seviyelerinin ölçülmesi şarttı. Bana sorsalar kendime 10 üzerinden 7 verirdim. Bir rakundan yüksek, bir orangutandan düşük… Gelgelelim aklımda kurduğum tüm bu düşünceler deneyin ilk gününde, sabahın sekizinde kendimi bir kabın içerisine beş mililitre tükürük (evet, bildiğiniz tükürük) bırakmaya çalışırken son buldu. Tükürüğüm Almanya’daki bir laboratuvarda analiz edilecekti. Bir teknisyen, salyamın içerisindeki iyileştirilmiş radyoimmunosay (RIA) oranına bakacaktı.

 

Erkeklik görevi

Sonuçları beklerken en önemli hormonumuz hakkındaki medikal makalelerin olduğu dergileri karıştırıyordum. Okuduğuma göre kadınlar için de durum aynıydı. Testosteron bir erkek hormonu olarak bilinse de aslında kadınlarda da bulunuyor. Hatta genç bir kadında östrojenden dört kat daha fazla testosteron bulunuyor. Ne işe mi yarıyor? Sesin kalınlaşması, vücutta kılların çıkması gibi fonksiyonlarının dışında cinsel fonksiyonlar, kan dolaşımı, hafıza ve konsantrasyon üzerinde büyük bir rol oynuyor.
Sonuçlar elime ulaştığında hormon seviyemin mol başına 92 pikogram (pg/mol) olduğunu öğrendim. Bu da beni kendi yaş grubumdaki erkekler içinde düşük bir seviye demekti. Olması gereken oran: 64-200 pg/mol olarak belirlenmişti. Aslında beklediğimden de düşük bir seviyedeydi.

Peki testosteron oranınızı nasıl yükselteceksiniz? Yakın zamanda yapılan bir araştırma yağ oranınızı azaltmanın, ağırlık kaldırmanın yapmanın, fıstık ve brokoli gibi sağrlıklı yağlar içeren yiyecekler yemenin, daha çok dinlenmenin (ve tabii verimli uyumanın), az içki içmenin, vitamin ve çinko almanın testosteron seviyenizi yukarılara çıkardığını gösteriyor. Araştırmayı yürüten doktor da bana aynılarını söylemişti. O halde önümüzdeki dört hafta boyunca hayatımı, alışkanlıklarımı komple değiştirmem gerekiyordu.

 

BENZER YAZILAR