DAHA YENİ BAŞLIYOR: CEDİ OSMAN RÖPORTAJI

3“Fiziksel olarak daha da güçlenmeliyim. Hücum konusunda kendimi biraz daha geliştirmeye ihtiyacım var. Umuyorum ki, tam iki yıl sonra NBA için hazır olurum.”

Bu yıl transferlerle daha da güçlendiniz. Anadolu Efes takımı ve bireysel olarak, yeni sezondan beklentilerin neler?

Bu sene hedefimiz ilk önce Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı kazanmak. Ayrıca Türkiye Kupası, Türkiye Ligi ve Final Four’u da elde etmek istiyoruz. Özgüvenimiz ve kazanma hırsımızla koyduğumuz hedeflerimizi tutturacağımıza inanıyorum.

Anadolu Efes’in taraftar profili, diğer büyük İstanbul takımlarının taraftarlarından biraz daha farklı. Onlarla aran nasıl?

Taraftarlarımızla aram gayet iyi. Hiçbir maçımızı kaçırmayan 20-25 kişilik bir taraftar grubumuz var. Hatta bir kez onlarla akşam yemeğine çıkma fırsatı da buldum. Kendi aralarında bir oylama yaparak, geçen senenin en çok gelişen oyuncusu olarak beni seçtiler. Birlikte yemeğe gittik. Bir de anlamlı bir hediyeleri vardı; adım Cedi olduğu için Jedi ile ilgili Star Wars CD’leri getirdiler. Ben Türkiye’ye sonradan geldim. Onların saygısını kazanmaya çalıştım ve kazandım. O yüzden çok mutluyum, kalbimde ayrı bir yerleri var. Taraftarların katkısı her zaman çok önemlidir. Onlar basketbolda altıncı oyuncu gibidir. Bize kazanmamız için destek oluyor, motive ediyorlar. Özellikle bu sene çok bilet satıldığını duydum. Anadolu Efes adına gerçekten çok güzel bir haber. Umarım
bu sene daha çok taraftarımız olur.

Oynadığın maçları tekrar izliyor musun?

Euroleague maçları hep geç saatte bittiği için, geceleri uyuyamayıp tekrarını izleme fırsatım oluyor. Maçları izlemek hem kendi hatalarımı hem de takım olarak hatalarımızı, oynadığımız oyunu görmek açısından çok iyi. Mesela “Burada sağdan gitmeliymişim” ya da “Buradaki adam boş, şuraya pas vermeliymişim” dediğim oluyor. Kendimi her zaman yargılarım.

Maçlar ve antrenmanlar dışında neler yapıyorsun?

Genelde ailemle birlikte vakit geçirmeyi severim. Onlarla dışarı çıkıp yemek yemeyi, abimle gezmeyi, kız arkadaşımla sinemaya gitmeyi seviyorum. Tabii takım arkadaşlarımla da görüşüyorum.
Doğuş Balbay, Birkan Batuk, Semih Erden ve diğer arkadaşlarımla her zaman iletişim halindeyim. Yüzmek benim için bir keyif. Ayrıca plaj voleybolu oynamak da çok zevkli.

Hakların artık NBA’de ve ileride orada oynayacaksın. Basketbola başladığında kendini NBA’de hayal ediyor muydun?

İlk basketbola başladığımda hayal etmiyordum ama Türkiye’ye geldikten sonra, yani daha profesyonel düşünmeye başlayınca hedeflerim değişti. Çok büyük bir fırsat vardı önümde ve bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştım. Çok çalıştım, çok çabaladım. O yüzden de hayalim bir anda NBA oldu ve onu başarma yolunda yavaş yavaş ilerliyorum.

NBA’e gidene kadar kendini en çok hangi açılardan geliştirmeyi düşünüyorsun? Ne zaman “hazırım” dersin?

Anadolu Efes ile iki yıl daha kontratım var. Burada kazandığım tecrübe bana çok şey katacaktır. Fiziksel olarak daha da güçlenmeliyim,bazı eksiklerim var. Hücum konusunda kendimi biraz daha geliştirmeye ihtiyacım var.

Bunun için neler yapıyorsun?

İdman öncesi ya da idman sonrası yaklaşık 45 dakika çalışıyorum. Umuyorum ki, tam iki yıl sonra NBA için hazır olurum.

Sence Avrupa basketbolu ve NBA arasındaki en büyük fark ne?

Avrupa’da savunma ön plana çıkıyor. NBA’de çok fazla özgürlük var, biraz şov gibi aslında. Bazen skor 140’lı sayılara ulaşıyor ki bu, Avrupa’da neredeyse imkansız. Özellikle Euroleague maçlarında çok zor. Savunma ön planda olduğu için en çok atılan sayı 85 ya da 90’dır. Kimine göre Avrupa, kimine göre NBA daha iyi. Ama NBA’i nihai bir hedef olarak gördüğüm için elbette benim için çok önemli.

Kendine örnek aldığın, oyununu dikkatle izlediğin oyuncular var mı?

NBA’den Kawhi Leonard var. Kendime biraz benzettiğim için öyle söylüyorum. O da sonradan gelişti, hem de çok. Avrupa’dan ise Vassilis Spanoulis diyebilirim. Bu isimlerin liderlik özelliklerini örnek alıyorum.

Seni 1, 2, 3 ve 4 numara oynarken izledik. Kendini en çok hangi pozisyonda rahat hissediyorsun?

Kendimi doğal pozisyonumda, yani 2 ve 3 numarada daha rahat hissediyorum. Ama 1 ve 4’te oynamak da pek sorun yaratmıyor. Hepsi birbirinden çok farklı pozisyonlar. 1 sahanın patronu oluyor; tüm oyuncuları yerleştirip ondan sonra seti ve hücumu başlatan oyuncu. Top onun elindeyken, o ne derse o olur. O yüzden biraz zor bir pozisyon. 4 de benim gerçek pozisyonum değil; boyum uzun olduğu için bazen 4 numaraya kayabiliyorum ve zorlandığım zamanlar oluyor. Benden daha uzun, daha güçlü oyunculara karşı oynuyorum ama hiçbir zaman pes etmiyorum. Zaten kaybetmeyi seven biri değilim. Daima üzerine giderim. 4 numarada oynamak bana tecrübe katıyor diye bakıyorum.

Basketbol artık sadece fiziksel olarak değil, mental olarak da zinde olmayı gerektiren bir spor. Kendini bu açıdan nasıl değerlendirirsin?

Son iki senede hem fiziksel hem de mental olarak çok geliştim. Çok zor ve stresli maçlar oynadık. Bu tür maçlarda önemli olan sakin kalabilmek. Özellikle son iki senede bu konuda çok ilerlediğime inanıyorum. Geçen sene koçumuz Ivkoviç ile bunu bir hayli aştım. Sadece basketbolda değil, hayatın her alanında kendine güven çok önemli. Kariyerim boyunca, başarılı performansın en önemli etkenlerinden birinin kendine güven olduğunu öğrendim. En ufak bir endişe veya olumsuz düşünce, mümkün olan en yüksek başarıyı gerçekleştirmenize engel olabiliyor. En iyi performansınız
için kendinize sonuna kadar inanmalı ve güvenmelisiniz. Her zaman söylüyorum ve uyguluyorum çünkü kazanmak kafada başlıyor.

Totemlerin var mı?

Çıkmadan önce dua ederim. Soyunma odasına en son girerim ve en son çıkarım.

Aynı zamanda Head&Shoulders markasının reklam yüzüsün. Avrupa Şampiyonası boyunca televizyonlarda senin rol aldığın reklam filmi döndü ve hayli ilgi çekti. Bu işbirliği nasıl oldu?

Günlük hayatımda severek kullandığım bir markanın yüzü olmaktan dolayı mutluyum. Kız arkadaşımla buluşurken veya sahaya çıkarken, her konuda kendime olabildiğince güven duymak isterim. Head&Shoulders’ın kepek önleyici etkisi bu konuda katkı sağlıyor. Çünkü sürekli göz önünde biri olarak saç bakımına özen gösteriyorum. Ayrıca “Kazanmak Kafada Başlar” mottosu benim hayatımla da çok özdeşleşiyor. Her zaman kazanmak için sahaya çıkıyorum.

Kariyerinde neleri başarmış bir Cedi Osman olarak basketbola veda etmek istersin?

Kesinlikle bir NBA şampiyonluğu istiyorum. Ondan önce de Euroleague şampiyonluğu. NBA şampiyonluğuyla beraber bir de ödül istiyorum. Bu artık MVP Ödülü olur, En İyi Altıncı Adam Ödülü olur, hiç fark etmez. Bir yerden sonra yaşın da verdiği hassasiyetlerle sakatlıklar başlıyor. En önemlisi kendine iyi bakmak, sağlığına dikkat etmek ve kendine güvenmek. Böyle olduğu sürece 40 yaşına kadar oynarsınız. Umarım ben de 40 yaşına kadar oynarım.

 

BENZER YAZILAR