DERİNLEMESİNE SAÇ BAKIMI

Söz konusu besleyici gıdalar olunca, hiçbir şey çikolatanın yerini tutamaz.

Saçlarını kestirmeye henüz hazır değil misin? Saç kurutma makineni orta seviyede çalıştır ve nemli saçlarına asla sıcak ütü ile muamele etme. “Bu saç uçlarındaki suyu kaynatır ve kütikülün parçalanmasına neden olur” diyor New Yorklu Saç Tasarımcısı Nuzio Saviano. Saçlarına daha dostça bir öneri ise: Sahile ya da havuza inmeden evvel saç uçlarına bir saç bakım kremi uygula. Saçlarını boyadıktan sonra mutlaka eksilen nemi yenilemek için saç bakım kremi kullan, platin saçlarına sakın kimyasal düzleştirme yöntemi yaptırma, röflelerini ise üç-dört ayda bir yenilet.

Diğer bir olası suçlu ise hormon seviyeni düşüren, normalin altında çalışma gösteren tiroid ya da polikistik over sendromu gibi medikal problemler olabilir. Eğer sürekli kilo alıp veriyorsan (normalin altında çalışma gösteren tiroid semptomu), ya da periyotların seyrekse ve şişkinlik hissediyorsan (polikistik over sendromu semptomu) hemen doktoruna danış. Senden kan testleri isteyecektir ve eğer hormon seviyen çalışamaz durumdaysa, sana ilaç takviyesi yapmak zorunda kalacak. Sen bu problemi kontrol altına aldığında saçların da düzene girmiş olacak.

Antidepresan ve beta blokör (yüksek kan basıncını düzenleyici bir tür ilaç) gibi rutin ilaçların kullanımı da her ne kadar sebebi bilinmese de saçlarını güçsüzleştirebilir. “Bu tür ilaçlar saç yenilenmesini etkileyen protein üretim mekanizmasını engelleyebilir” diyor Doktor Kingsley. “Fakat diğer tetikleyiciler gibi bu da bir kişiyi etkilerken bir diğerini etkilemeyebilir.” Yani haplarını tuvalete atıp sifonu üzerine çek fakat yenileri için doktorundan yardım istemeyi unutma.

En iyi tedavi yöntemi iyi bir saç stilisti olmaya çalışmaktan vazgeçmen. Bazen saçlarının bir sincap yuvasına benzemesinin nedeni tüm o acı verici yöntemler olabilir. Kırılmış ve yıpranmış saç uçlarına bir bak, bunun tam olarak bir yanma belirtisi olduğunu söyleyebiliriz. Yapman gereken saç kurutucunu bir kenara fırlatıp artık kendi saç şeklin ve renginle barışmak.

Fakat bir yoga hocası kadar sağlıklı besleniyorum ama saçlarım yine de süpürge sapı gibi görünüyor diyorsan: Böyle bir durumda stres ya da sahip olduğun bir hastalığı suçlaman gerekiyor. Daha da açacak olursak stres ve hastalık hormon düzenini bir şekilde etkiliyor. “Kronik stres ya da travmatik olaylar, kadınlarda geçici saç kaybına neden olacak erkeklik hormonlarının salındığı böbreküstü bezlerini etkiler” diyor Dr. Sadick.
Zatürre gibi ciddi rahatsızlıklar hatta genel anestezi bile vücutta strese neden olabilir ve aynı şekilde erkeklik hormonlarının salınmasını sağlayabilir. “Bu vücut sistemi için şok edici bir durumdur ve saç köklerinin dinlenme dönemine girmesine neden olabilir” diye açıklıyor Doktor Sadick. Şükürler olsun ki sen kendini toparlamaya başlayınca, saçların da toparlanmaya başlıyor.

Gelelim saç konusuna hormonların nasıl sekte vurduğuna. Erkeklik hormonları kötü; kadınlık hormonları iyi. Bunun en açık örneği ise hamilelik. Sen bebek taşıyorken östrojen ve progesteron seviyesi tavana vurur ve fevkalade bir şekilde kalın sağlıklı saç tellerine kavuşuverirsin. Sen çocuğunu doğurduğunda bu hormonların seviyesi de düşer ve bir ile üç ay sonra dehşet verici saçlarının, harika olanların yerini yeniden alır. (Yüzde doksan ile 100’ü yeniden döner ve bu genellikle birkaç ay alır.)

Elbette doğum kontrol hapları östrojen ve progesteron seviyesini arttırır, dolayısıyla bu hapların saç tellerini güzelleştireceğini düşüneceksin. Fakat bu haplar kimi kadınlarda incelmeye neden olabiliyor. “Progesteron bileşenleri vücuttaki erkeklik hormonu benzeri hormonları aksatabiliyor” diye açıklıyor Doktor Sadick. Yani eğer ilaç kullanmaya başladıktan sonra saç tellerin güçsüzleştiyse sana daha düşük dozda progesteron içeren bir ilaç vermesi konusunda doktoruna danış. Ya da hormonal olmayan bir doğum kontrol hapı kullan.

Durum şu: Saçların öldü, hem de ciddi şekilde. Bu sabah taradığın 100.000 saç teli, aslında ölü protein liflerinden oluşuyor. Saç köklerinin yaşayan kısmı, yani büyüme faktörleri, kafa derinin altına yerleşmiş durumda. Ve bunlar besinle aldığın proteinler ve enerji sağlayan tam tahıllı gıdalar gibi karbonhidratlar, saç köklerinin nemlendiren balık, fındık ve soyadan elde edilen temel yağ asitleri ve kütikül denilen saçların dış yüzeyini kuvvetlendiren yumurta, somon, muz ve ıspanakta bulunan B6, B12 ve biyotin ile beslenir. “Demir özellikle gereklidir çünkü saç uzamasını ve yenilenmesini stimüle edici bir özelliği vardır” diyor Dermatolog Nail Sadick.
Saçların senin için ne denli önemliyse vücudun için de bir o kadar önemsizdir. Günün birinde Nicole Richie diyetine girmeye yeltenirsen aklında tutman gerekenler var. Az yemeye başladığında vücudun açlık moduna girer ve besini, aç kalan foliküllerini es geçerek beyin ve kalp gibi kilit organlara gönderir. Diyet severlerin zayıf saç tellerine sahip olmasının nedeni budur.

Yani, diyetine birkaç fındık, biraz somon ve muz ilave et ve bir sonraki şampuan reklamında Çağla Şikel yerine sen oyna. Keşke bu kadar kolay olsaydı. Dün yediklerin saçlarının bugünkü görünümünü değiştirmeyecek hatta birkaç hafta boyunca yediklerin de aynı şekilde. Saçlar her ay yaklaşık bir buçuk santim kadar uzar. Yani eğer saçların omuz hizasındaysa, en uzun saç telin yaklaşık iki yaşında demektir. Eğer yağ asitlerini ve B12’yi damardan şırıngayla şimdi almaya başlasan, saçların ancak üç ila altı ay sonra daha iyi görünmeye başlayacak.

Saçlarımı kestirmek başlangıçta iyi bir fikir gibi görünmüştü. Ne de olsa, Natalie Portman’da işe yaramıştı değil mi? Fakat yıka ve çık hikâyesi yaklaşık iki ay sonra yok olup gitmişti ve renkli saç tokası ve kadife saç bandı koleksiyonum bir yandan büyürken, saçlarım bir türlü uzamıyordu.
Ya da öyle göründü. Ve ne zaman ki iki yılın sonunda saçlarım omuz hizasına ulaştı, ben canlı, ışıl ışıl saçlar beklerken, mat ve yıpranmış saçlardan başka bir şey yoktu elimde. Yine de hamileliği sırasında saçları golden retriever cinsi bir köpek kadar çabuk uzayan arkadaşım Hande ile karşılaştırınca kendimi “saçsız” addediyorum.<
Bendeki sorun ne bilemiyorum? Eğer sen de çoğunlukla benim gibiysen, kötü görünümlü saçlarla geçirdiğin aylar için kendini suçlarsın. Yıllar boyunca onları topladın, boyattın, fönlettin, taradın, kabarttın, jöleledin, perma yaptırdın, köpükledin ve dağıttın. Ve bunları yaparken hiç bakım uygulamadın. İşte sana ipucu: O avakadoyu yok et ve içine karıştıracağın çiğ yumurtayı da kızgın yağın içine dök. Çünkü saçlarının parlaklığı, canlılığı ve dolgunluğu el yordamıyla düzeltebileceğin bir durum değil. Sağlıklı saçlar; değişen hormonlar, aldığın ilaçlar ve yediğin yemeklere bağlı. “Saçların sağlığının barometresidir” diyor David H. Kingsley.

 

BENZER YAZILAR