Yaşamın en güçlü boyutu olan dişil enerjini arttırarak, yaşam enerjini yükseltebilirsin.
Yazı: Ahmet Aykaç
Yoga felsefesinin kaynağı olan Veda’lara göre, yaratımın temelde iki bileşeni var: Shiva ve Shakti. Shiva, durgun, değişmeyen saf bilinci temsil ederken; Shakti, enerji, güç, hareket ve değişimin simgesi. Eril unsur olarak tanımlanan Shiva ve dişi enerji olan Shakti’nin bir araya gelmesi, yaratımı oluşturuyor.
Taoist metafiziğe göre de evren iki temel prensibin etkileşiminden ibaret: Yin ve Yang. Yin, “karanlık, görünmeyen” anlamında iken Yang, “parlak, görünen” anlamına geliyor. Aynı ikilik, tasavvufta da Pinhan (gizli olan) ve Ayan (belirgin olan) kavramları ile yer alıyor.
Yaşam Gücünün Kaynağı
Dişil enerjinin insan bedenindeki yansıması, “yaşam gücü”dür. Bu kavram, bedendeki tüm dinamizmin, yani dolaşımdan hücre içi faaliyetlere kadar tüm hareketin kaynağı olan enerjiyi temsil ediyor. Yoga’da “Kundalini”, Taoizm’de “Chi”, Tasavvuf’ta “Can”, Zen’de ise “Reiki” olarak anılıyor.
İnsan zihninde dişillik; sevgi, şefkat, sanat, müzik ve estetik olarak tezahür ediyor. Yaşamın en güçlü boyutu olan bu enerji, ateşli, coşkun ve büyüleyici niteliklere sahip. Ancak burada dişillik ve kadınlığın farkını vurgulamam yerinde olacak: Kadınlık temelde bedensel bir nitelik. Dişillik ise yaşamsal bir güç. Erkek ya da kadın olsun, tüm insanlarda dişil enerji mevcut. Genellikle kadınlarda daha baskın olmakla birlikte, dişil enerjisi baskın erkekler ya da eril unsurları baskın kadınlar da azımsanmayacak miktarda. Bu nitelikler, bireyin cinsel kimliğinden bağımsız olarak fiziksel ve karakter özelliklerini belirtiyor.
Dişil Enerjini Nasıl Arttırırsın?
Dişi enerji, beynimizin biyolojik süreçler ve sezgiselliği yöneten sağ lobunda hakim. Dolayısıyla bedenin sol tarafını yönetiyor. Bu kısımda algı, zamandan bağımsızdır. Geçmiş ve gelecek ayrımı yoktur, gerçeklik tamamen “şimdi”de algılanır. Bu kısmı güçlendirmek için yapabileceğin en etkili çalışma, ebeveynlerinden miras aldığın ve kendini tekrarlayan olumsuz inanç ve davranış kalıplarını terk etmen. Bu konuda psikolojik, enerjetik ya da spiritüel destek alabilirsin.
Dişi enerji rahatlık ve dinginlikte filizlenir. Kadınların, erkek egemen toplumda söz sahibi olabilmek için eril niteliklerini geliştirmeyi seçmelerinin sonucunda, dişil enerji daha da azalıyor ve bunun bedelini tüm insanlık ödüyor. İnsanlık evrimsel potansiyelini kullanmıyor, bir anlamda yarım yaşıyor. Erkeklerin dişilliğe yeşermesi için alan tanıması, kadınların da dişiliklerini sahiplenip, yapısal olarak yetenekli oldukları müzik, sanat, felsefe ve edebiyata yönelmeleri dengeli bir toplumun önünü açabilir.
Erillik daima ele geçirmeye, rekabete, kazanmaya dairdir. Dişillik ise rahatlamaya, çiçeklenmeye, yaşamaya dair… Dişil enerji toprağa vurgu ile kırmızı renkle simgelenir. Kıyafetlerinde bu rengi kullanman ve doğa ile daha fazla temas etmen, içindeki yaşam gücünü arttırır.
Kadınlık ya da erkeklik, özünde bedenin nitelikleridir. Ruhsallıktan söz ettiğimizde bedenden değil, onun “yaşam” dediğimiz iç doğasından söz ederiz. Benliğimizi bedenimizin parçaları ile tanımladığımız sürece, bedenin ötesindeki deneyimlere nasıl ulaşabiliriz ki? Dolayısı ile konu kadın ya da erkek olmamız değil, benliğimizi bedenimizle mi, yoksa onun ötesinde, içimizdeki “yaşam gücü” ile mi tanımladığımız.
Ruhsal öğretilerde ikonik figürler genellikle hem kadın hem erkek olarak betimlenir. Örneğin Yoga felsefesinde Adiyogi -ilk yogi- olarak betimlenen varlığın yarısı kadın, yarısı erkek olarak tasvir edilir. Adiyogi evrimsel potansiyelini tamamlamış, cinsiyetin ötesine geçmiştir. Aynı şekilde Budist ikonografide tüm geçmiş Budalar, yani aydınlanmış insanlar, kadın ve erkek arasında figürlerdir. Tasavvuf’ta insanın potansiyeli olan İnsan-ı Kamil’de cinsiyet vurgusu yoktur, bu noktaya ulaştığında sadece “insan”dır.
BÜYÜLEYİCİ TANRIÇA “JAI BHAIRAVI DEVİ”
Sadhguru’nun Devi’yi, yani evrenin dişil prensibini anlatan dizeleri:
“Onu teslimiyette ara. Bir şefkat okyanusudur. Onu çaresizlikte ara. Sadık bir yoldaştır. Onu gerçek tutkuda ara. Delicesine sevileceksin. Onu şaşkınlığında ara. Seni amacına ulaştıracaktır.”