Tabii ki (tekrar) spor salonuna gidebilir veya omletinize (daha fazla) sebze ekleyebilirsiniz ancak diyabet probleminin üstesinden gelmenin başka yolları var.
DERLEYEN: SAİDE TOKUÇ
Hücrelerin yemeye ihtiyacı vardır. Koşmanız, mesajlaşmanız veya Game of Thrones dizisinin bölümlerini izliyor olmanız fark etmez: Tüm insan vücudunun her kısmını oluşturan minik yapı taşları, istikrarlı bir besin akışına sahip olmalıdır. Her şey olması gerektiği gibi çalıştığında ise insülin hormonu gıdaları onlara ulaştırır. Ancak yaygın form olan tip 2 diyabetiniz olduğunda, insülin düzgün çalışmaz. Ya besinleri olması gerektiği gibi alıp teslim etmiyordur ya da bu işi yapmaya yetecek miktarda insülin yoktur. (Tip 1, yani juvenil diyabette hiç insülin üretmezsiniz.) Gıda -glukoz- vücudunuzda birikir ve kontrol dışı bu kan şekeri gözlerinizi, böbrekleriniz, kalbinizi, damarlarınızı ve cinsel yaşamınızı mahvedebilir. Sorun olduğunu öğrendiğiniz andan itibaren kan şekerinizi kontrol altına alırsanız, diyabet geri çevrilebilir. Her gün 30 dakika yürümek ve basit karbonhidrat alımınızı sınırlandırmak gibi küçük, kolay yaşam tarzı değişiklikleri başlamak için idealdir. Ancak bunlar işe yaramazsa daha aşırı tedbirler almanız gerekebilir, diyor Obesity Medicine Association’ın seçilmiş başkanı Dr. Craig Primack. Bu üç zorlu stratejiyi uygulamak maalesef zor. Ancak diyabetli olmak da öyle…
ÇOK DÜŞÜK KALORİLİ BESLENİN
Günde dokuz yüz kalori çok sayılmaz ancak 2018 yılında The Lancet’te yayımlanan bir çalışma, bu rakamın hemen altında kaldıklarında tip 2 diyabeti olan kişilerin yüzde 46’sının hastalıkta gerileme kaydetmeyi başardığını gösterdi. Yale’den yeni bir araştırmaya göre, bunun gibi çok düşük kalorili diyetler karaciğerin glukoz üretme oranını azaltır ve bu organın insülin hassasiyetini iyileştirir.
Dezavantajı: Çok düşük kalorili diyetler besinsel yetersizlik riskiyle gelir ve vücudunuzun sıvıları nasıl yönettiğini değiştirebilir ve böylece kan basıncınız, elektrolitleriniz ve kan şekeriniz tehlikeli yönlere kayabilir. Diyetler çok etkili olabilir ancak Dr. Primack, tıbbi gözetim olmadan denememenizi öneriyor.
BORULARINIZI YENİDEN TEMİZLEYİN
Bariatrik cerrahi, bu işlemi deneyimleyen kişilerin yüzde 80’inde diyabet iyileşmeleri veya gerilemeleriyle ilişkilendiriliyor. Bıçak altına yattıktan sonra günler içinde ve önemli miktarda kilo kaybı yaşanmasından bir yıl öncesine kadar- insanlar genellikle ilaçlarını (insülin dâhil) azaltabiliyor veya bırakabiliyor. Uzmanlar hala bunun neden işe yaradığını açıklığa kavuşturmaya çalışsa da Northwestern Memorial Hospital’dan sertifikalı diyabet eğitmeni Holly Herrington, bariatrik cerrahinin tüm formları arasında diyabeti geriletmede en etkili olanın gastrik baypas olduğunu belirtiyor.
Dezavantajı: Bu yöntem hiç kolay değil. Gastrik baypas, futbol topu boyutundaki midenizi tek seferde yaklaşık 60 gram yiyecek tutabilen bir keseye çevirir. Ayrıca yediğiniz her şeyin besin değerleri tam olarak emilmez, bu yüzden ömür boyu takviye gıdalar kullanmanız gerekir, diyor Dr. Primack. Ancak diyabet kombinasyonlarına, 35 BMI ve daha fazlasına sahip, kilosunu ve kan şekerini ilaç veya doktordan danışmanlık almadan yönetemeyen kişiler için operasyonun olası faydaları risklere kıyasla daha ağır basar.
KETOJENİK BESLENMEYİ DENEYİN (DİKKATLE)
Daha az basit karbonhidrat yiyerek kan şekerinizi düşürmek diyabet yönetim planlarının dayanak noktasıdır. Ancak 2017’de Michigan Üniversitesinde yapılan bir çalışmada, aşırı düşük karbonhidratlı ketojenik diyet uygulayan kişilerin – günde 20 ila 50 gram karbonhidrat tüketenlerin (bunu bir orta boy elmadan alabilirsiniz)- kan şekeri kontrollerini, vücut ağırlıklarını ve ilaç sayılarını orta miktarda karbonhidratlı, düşük yağlı diyet yapanlara kıyasla iyileştirdikleri görüldü.
Dezavantajı: Bunu denemeden önce doktora danışmanız sadece önemli değil; hayati değer taşıyor. Bu beslenme planı size yardımcı olsa da, diyabeti olan, insülin veya insülin düzenleyici ilaç kullanan kişileri vücut pH değerinin olası bir ölümcül seviyeye düşmesine yol açan ketoasidoza sokabilir. Bunu denemeden önce kesinlikle doktorunuzla görüşmeli ve süre boyunca iletişimde kalmalısınız.
