İki kez start aldığın yarışın finişi bir başkadır. Gürkan Açıkgöz’ün yazısı.
Yer: The North Face Lavaredo Ultra Trail yarışı, Dolomitler, İtalya. Caddede koşan tek kişi benim. Görenler şaşkınlıkla ve soran gözlerle bakıyorlar. İki elimi birleştirip kulağıma ve yanağıma yaslıyorum, başımı da o yana eğerek. Uluslararası beden dilinde “uyuyakalmışım” işareti bu. Hareketim kesin bir dille cevaplıyor tüm soruları ve hemen ardından yüzlere kocaman bir gülümseme yayılıyor. Bu gülümsemeyi bilirsiniz; “Seni gidi uykucu”, “Seni gidi haylaz!” anlamına gelen ama aynı zamanda “Hadi hadi, yetişirsin, yaparsın” gibi umut da vadeden bir sevecenlik göstergesi.
Bu işareti yapıyorum çünkü doğrusunu anlatmak uzun ve karmaşık olacak. Üstelik insanlarda bir acıma duygusu oluştuğunu yüz ifadelerinden de görüyorsunuz. İnanın ki bu his size kendinizi iyi hissettirmez ve 50 km koşturmaz. Ama haylaz haylaz uyuyakalmış olmak ve karşılığında kocaman gülümsemeler görmek başka bir havaya sokuyor insanı. Ben de gülüyorum üstelik. İyiden iyiye kaçan keyfim de yerine geliyor ufaktan.
Yaklaşık 25 dakika önce 1300 kişiyle birlikte kat ettiğim 2 km’lik asfalt bölümü, planladığımdan biraz daha hızlı ama kontrollü bir şekilde koşuyorum. Müthiş bir atmosfer! Tam saatinde coşkulu bir start almıştık. Yol boyunca yüzlerce insan vardı. Güzel dilekler dileyen, “Güle güle/arrivederci” diyen, alkışlayan, birilerine seslenen yüzlerce insan arasından koştum. İlk birkaç kilometre, ince ayarlar da yaptığınız bölümdür. Çantamın kayışlarını çektim, gevşettim ve tam oturttum sırtıma. Katlanmış olarak taşıdığım batonlarımı kemerime iliştirdiğimde koşmamı engellemiyor. Her şey o kadar yolunda ki, tamamen koşmaya odaklanabilirim artık.