EKSELANS FEDERER

KOÇUNUN ÖLÜMÜYLE KORTLARA GERİ DÖNDÜ

Ertesi yıl, 2002’de ilk ATP World Tour Masters 1000 turnuvasında finale kaldı. Ama bilin bakalım rakibi kimdi? Andre Agassi! Çocukluğu Agassi- Sampras rekabetiyle geçmiş herkes, hikâyenin burasına kadar Federer’i desteklerken, tabii ki söz konusu Agassi olunca saf değiştirmiştir. Sorun yok. Tenisseverler bayrak devrinde şöyle bir rota izliyor: Agassiciler, o tenisi bırakınca Federerci oldular. Bir gün Nadalcı olmak için ancak Federer’in tenisi bırakmasını bekliyorlar. Bireysel sporları güzel kılan kesinlikle oyuncuların üstün yeteneğini izlemekten önce, üstün bir rekabet izlemek. Agassi, biraz da Sampras sayesinde büyük oyuncu oldu. Biri işine bakan efendi çocuk, diğeri için imaj her şey. Biri hızlı, diğeri güçlü. 2001 Amerika Açık’ta birbirlerinin servislerini dört set boyunca
kıramadıkları çeyrek finali hatırlamayan var mı aramızda? Şimdi benzer kapışma Federer ve kendinden beş yaş küçük Nadal arasında var. Biri çim sahanın kralı, diğeri toprak. Biri fiziğe dayalı oyun oynuyor, diğeri zekâya. Boş verin istatistiklerde kimin önde olduğuna; karşılarında böyle birer rakip olmasaydı, o istatistiklerin hiçbir anlamı olmazdı.

Yazının arasına kaçan Agassi’den sıyrılalım şimdi. Aynı yıl Federer’in Wimbledon’da rakibi Pete Sampras’tı. Tecrübeli Sampras 31 maçtır yenilmiyordu. Federer gelip bu seriye son verdi. Sonrasında Sampras’ın ahı mı tuttu bilinmez, şaşırtıcı bir şekilde Tim Hanman’a yenilip turnuvaya veda etti. Yıl boyu teniste sayısız turnuva olduğunu düşünürseniz, yenilmenin yarattığı travmayı yönetmeyi küçük yaşta öğrenmiş olan Federer, o yılı dünyanın 13 numarasına yükselerek tamamladı. 20 yaşında böyle bir derece, bir anda bütün gözlerin üzerine çevrilmesine yetmişti.

Adettendir, genç sporcu başarı ve şöhreti yakaladı mı, önce bir büyüsüne kapılır. Tabii ki Federer de öyle yaptı. 2002 yılı başarısız geçen turnuvalar, düşüş, azalan antrenmanlar, artan gece hayatı derken, herkes yıldız parlayamadan söndü diye konuşmaya başlamıştı. O sırada ilk koçu Carter, Güney Afrika’da safaride aracının devrilmesi sonucu hayatını kaybetti. Bu haberle sarsılan Federer, adeta Rocky Balboa misali kendini yeniden antrenmanlara verip, Carter’ın ona öğrettiği şeylere ihanet etmemeye karar verdi. Ben bunu nereden mi biliyorum? Türkçeye de çevrilmiş olan biyografisinden. Kendini yeniden bulan Roger Federer o yılı dünya 6’ncısı olarak bitirdi.

BENZER YAZILAR