ELEKTRİKLİ KÜÇÜK DEV

BMW’nin yüzde yüz elektrikli modeli i3’ü Almanya yollarında test ettik. Doğa dostu i3, performansıyla beklentileri aşıyor.

Aslında daha önce İstanbul’da BMW i3’ü kullanmıştım. Bu mini test sürüşü yalnızca 15 dakika sürmüştü. Bir otoparkta manevralarını deneyimleme şansım oldu ve onu daha yakından tanımak gerektiğini hemen anladım. Şans bu ya, Borusan Otomotiv’den i3 lansman daveti geldi ve görür görmez “Fırsat bu fırsat” dedim. Hayli merak ediyordum, çünkü BMW i3 özel bir elektrikli model. Seri üretimi, onun için yapılan yatırımlar, pazarlama stratejisi… Her şey baştan başlayan bir çalışmanın ürünüydü. Almanya’nın yollarında ve BMW Driving Experience pistinde onu kullanmak iyi bir fırsattı. Sonuç mu? Hayran kalıp döndüm.

Gerçek doğa dostu
BMW i3 tasarım olarak çok şık. Elektrikli model konseptleri tanıtılırken benim en çok dikkatimi çeken şey tasarımları olurdu. Uzay filmlerinden fırlamış modeller gibi gelirlerdi ve kendi kendime “Eyvah! Otomobil duygusu değişiyor” diye hayıflanırdım. BMW i3 ise bunun tam tersi. Onu günümüz otomobillerinden ayıran tek şey, yüzde yüz elektrikli motoru. İçten yanmalı bir motoru entegre edip piyasaya sürülse hiç sırıtmaz. Pek enteresan tasarımlara yelken açılmamış. Gerçekten iyi bir otomobil olmuş. Eğer elektrikli motorunu bir kenara koyarsak, tasarım olarak konuşulacak çok şeyi var tabii. En önemlisi ise şu: BMW i3’ün tüm parçalarının yüzde 90’ı geri dönüşümü mümkün olan malzemelerden yapılmış. İşte çevreci diye ben buna derim! Sadece egzozdan çıkan karbondioksit oranının sıfır olmasıyla çevreci olunmuyor çünkü. Düşünün ki, içinde kullanılan her malzeme doğal. Bu otomobilin bir de seri üretimi var! Gövdesi ise karbon fiberden. Bugün karbon fiber detayını bir otomobilin yüzde 4’ünde görsek bir paragraf yazıyoruz.

BMW i3 Almanya’nın doğusundaki Leipzig Fabrikası’nda üretiliyor. Fakat bu tesis projelendirilirken bile en yeni fikirlerle inşa edilmiş. Fabrikada 4 adet devasa rüzgar tribünü bulunuyor ve i3’ün üretiminde kullanılan tüm enerji bu tribünlerden sağlanıyor. BMW i3 kadar üretimi de doğa dostu.
BMW i3’ün dış tasarımı çok şık. Motor kaputunun üzerinde BMW ızgarasını koymaktan vazgeçmemişler. Ne de olsa o bir BMW ve kaputun altında ne olduğunun bir önemi yok. Tasarımda kullanılan çift renk kombinasyonu daha estetik ve kaliteli gösteriyor. Araçlara profilden baktığınız zaman birçok detay gözünüze çarpmaz. Fakat i3’te durum farklı. Profilden çok farklı görünüyor. Bunun en büyük sebebi, B sütunu olmadığı için kapılardaki tasarım çizgilerinin öne çıkması. Ön kapı biraz büyükçe ve onu açtıktan sonra arka kapı tersine açılıyor. Arka koltuklara inip binmekte bir problem yaşamıyorsunuz. İç mekan inanılmaz ferah. Çünkü zeminde konforunuzu etkileyecek detaylar yok. Boş zemine koltuklar konulmuş ve “Bu alan sizin” denilmiş. Yine iç mekanda çift renk kombinasyonları size eşlik ediyor. Direksiyon üzerindeki BMW logosunun etrafı mavi renkte.
Logonun rengi hariç her detay Premium bir modelde görmek istediğiniz detaylardan. Hatta tasarım olarak diğer modellere uygulansa kimse hayır demez. Ama bu i3’e özel. Bu güzel hislerin sürüş esnasında da devamını hayal ederek yola koyuluyorum.

O bir BMW!
Elektrikli araçların performansları merak edilir hep. Doğal tabii. Çünkü çok basarsan menzil gider, az basarsan keyfi olmaz. İnanın, BMW i3’te menzile çok bakmayabilirsiniz. Çünkü gaz pedalına bastığınız anda sırtınız koltuğa yapışıyor. Doğa dostu da olsa, çevreci de olsa, o bir BMW ve performans önemli. 0-100 km hızlanmasını 7,2 saniyede gerçekleştirmesi zaten bu performansın bir kanıtı aslında.
Biraz önce gaz pedalı dedim. Bu pedal aynı zamanda enerji depolamak için iş görüyor. Nasıl mı? Ayağınızı gazdan çektiğiniz an otomatik frenleme yapıyor ve aracın salınımını enerjiye dönüştürüyor. Şöyle söyleyeyim; 120 km’lik sürüşümde frene neredeyse basmadım! Sadece birkaç kırmızı ışıkta durmam gerektiği için bastım.

Mükemmel bir yol tutuşu var Bunun en büyük sebebi zemine yayılan bataryanın oluşturduğu ağırlık merkezi. Ön ve arkaya yarı yarıya oranda bir ağırlık dengesi var. Lityum iyon bataryaların tam şarj ile 130 ile 160 km menzil sunduğu söylendi. Sürüşümüz esnasında bir test yapıldı. 80 km’lik bir sürüşün sonunda (şarj etmek için duracaktık) en fazla menzile kim sahip olacaktı? Bu arada i3’te bulunan Eco Pro ve Eco Pro Plus modu menzil konusunda size fazlasıyla yardımcı oluyor. Kısacası, bu modun size geri dönüşümü yaklaşık 20 km daha fazla menzil. Sadece hava sıcak ise içeride biraz rahatsız olabilirsiniz. Çünkü Eco Pro Plus modunda klima sistemi ve bir takım elektronik ekipmanlar minimum hizmet veriyor. Daha çok yol gitmek istiyorsanız yapacak bir şey yok. Camlarınızı açın ve rüzgâr sesiyle ilerleyin. Çünkü başka ses yok!
Menzili az geliyorsa bir seçenek var. O da menzil uzatıcı. 9 litrelik benzinli bir jeneratör sayesinde menziliniz iki katına çıkıyor. BMW i3’ün elektrikli motoru 170 HP güç ve 250 Nm’lik bir tork değeri sunuyor. Fakat biraz önce söylediğim menzil uzatıcı ile, hareket halindeyken lityum iyon bataryanın şarjını sabit bir seviyede tutan motorla da satın alabiliyorsunuz. Bu durum 34 HP güç üreten ve arka aksın üzerinde, elektrik motoruna bitişik şekilde yerleştirilen 650 cc’lik iki silindirli benzinli motor tarafından yerine getiriliyor. Günlük kullanımda menziliniz 300 km’ye kadar çıkıyor.

PİSTTE BİR CANAVAR
Direksiyon başında tüm gücü hissettiren bir otomobil. Manevra kabiliyeti çok ama çok yüksek. Kısacası “Baktığın yerdesin” diyebilirim. Özellikle şehir kullanımında 9,86 m’lik dönüş çapı şaşırtıcı. Şehir kullanımımızın sonunda daha eğlenceli ve sınırı olmayan bir aktivite bizi bekliyordu. BMW Driving Experlence pistinde onun sınırlarını zorlayacaktık. Slalom, ani frenleme ve maksimum hızını korkusuzca yapabileceğimiz söylendi. Bir dizi eğitimden sonra özgürdük. Virajlardaki dengesi, kalkıştaki performansı ve yoldaki dengeli hali, ona bir kez daha hayran kalmama sebep oldu.
Şehir trafiğinde bir kuğu gibi süzülen bu elektrikli otomobil, pistte ise bir canavara dönüşüyor. Evet, acayip bir motor sesi ya da yüksek hız beklentinizi karşılamayabilir. Ama konu hem çevreci olup hem yüksek performans sunmak ise, çok ama çok keyifli ve başarılı. En başta söylediğim gibi, kaputunun altında ne olduğunun bir önemi yok. O bir BMW!

BENZER YAZILAR