Okuyucularımıza kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
Katalan model, Mia’nın annesi, New York’tan bir blogger (blog maceram 5 yıl orada yaşadığımda başlamıştı), girişimci, Bless the Mess’in sahibi (www.blessmess.com), spor bağımlısı.
İstanbul hakkında en sevdiğiniz şey nedir?
Deniz kenarı keyfi ve iş ve yaratıcılıkla ilgili her şeyi yapabiliyor olmak. Limit gökyüzü.
Sizin için koşmak ne ifade ediyor?
Ruhumun ilacı, kendimle ve çevremle barışık hissettiriyor.
Favori koşu rutininiz nedir?
Mia’yı bebek arabasına yerleştirip, Aspen’in de eşliğinde deniz kenarında koşmak. Koşu sonrası hedeflerim de Mia’yla parka gitmek, Aspen’i çimlerde diğer köpeklerle buluşturmak ve kendime biraz dinlenme zamanı tanımak. Mükemmel kombinasyon!
Tek başınıza koşmak mı, birilerinin eşlik etmesi mi?
Çetemle birlikte koşuyorum diyebilirim. Hayal edebileceğiniz gibi Mia ve Aspen benimle oluyor, hafta sonları bazen sahiplendiğimiz bir başka köpek de eşlik ediyor.
Hoşlandığınız başka spor dalları veya aktiviteler var mı?
Her tür sporu seviyorum. Genelde açık havada yapılan sporlar daha keyifli oluyor ama burada kış sert geçtiği için bazen spor salonunda kişisel antrenörle çalışıyorum.
6 yaşınızdan beri modellik yapıyorsunuz. Modellik yapmakla ilgili en iyi şey nedir?
Dünyayı dolaştım ve harika insanlarla tanıştım. İyi ilişkiler kurdum, kendimle ilgili çok şey öğrendim ve hayatın sunduğu şeylere kanalize olup onları yararlı bir şeye dönüştürmeyi anladım.
Anne olmak hayatınızda neleri değiştirdi?
Her şeyi değiştirdi aslında ama her zaman kendim olmayı deniyorum ve spor, partilere katılmak, seyahat etmek gibi beni mutlu eden şeyleri bırakmamaya çalışıyorum. Hala aynı kadınım sanırım, sadece daha akıllı ve daha olgunum.