“3 öğünde tek bir gıda yiyorum”, “Kahvaltı etmeyince kilo veriyorum”, “Su içersem ödem yapar” gibi cümleleri çevremizde kilo vermek isteyen pek çok kişiden sıkça duyuyoruz. Ancak bilinçsizce yapılan bu uygulamalar kilo verdirmiyor aksine kişiye fazla kilo olarak geri dönebiliyor.
Dyt. Rumeysa Kalyenci, en çok yapılan diyet hataları hakkında bilgi verdi.
Pek çok kişi kilo vermenin sağlıklı olacağını düşünürken, pek de sağlıklı olmayan yöntemleri tercih edebilir. Ancak bazı beslenme hataları kilo verdirebilir ama vücutta kalıcı hasarlara yol açabilir ya da yeniden kilo almaya neden olur. En çok yapılan diyet hataları şöyle sıralanabilir:
1-Öğün atlamak:
Zayıflamak uğruna pek çok kişi öğün atlama hatasına düşmektedir. Özellikle kahvaltı öğünü atlanmaktadır. Pek çok kişide öğün atlandığı zaman kilo verilecek algısı bulunmakta. Ama bu yanlış bir davranış biçimidir. Bir süre kilo verilir gibi görünse de, gerekenden daha az kalori alındığı için metabolizma durur. Metabolizma durunca, kilo verme hızı yavaşlar ya da kilo alınmaya başlanır. Diyete ilk başlandığında öğün atlayarak hızlı kilo verilir ama iki ay sonunda kilo verme tamamen durur. Bu kez vücudu şaşırtmak için yeni diyetlere başlanır ama bu kalıcı kilo vermeyi getirmez, aksine verilen kilo iki misli halinde geri alınır.
2-Ekmek yemeyi bırakarak kilo vereceğini düşünmek:
Genelde karbonhidrat olmayan diyetlerle kilo verileceği algısı vardır ve bu yanlış bir algıdır. Karbonhidratı tamamen kesmek kişiyi şekerli gıdalara, pastane ürünlerine yöneltir. Bu anlamda yapılan en büyük hata ekmeği tamamen hayattan çıkartmaktır. Ekmeğin içeriğindeki maddeler mutluluk hormonunun salgılanmasını sağlamaktadır. Ekmek kesildiğinde, öğünde doygunluk sağlanmamaktadır. Bulgur, karabuğday, makarna gibi besinler beslenmeden çıkartıldığında kişide mutsuzluk hissi olur ve şekerli gıdalara yönelim artar. Diyet yaparken karbonhidratı ve karbonhidratın en önemli kaynaklarından biri olan ekmeği bırakmamak gerekir. Bu aşamada bireyler doğru karbonhidratı seçmeye çalışmalıdır. Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği; pirinç yerine bulgur tercih edilmelidir.
3-Hamur işi tüketmek:
Poğaça, açma gibi pastane ürünleri her gün tüketildiğinde hem vücuda zarar verir hem de kilo aldırır. Bir tanesinin kalorisi 250 ile 450 civarında değişen bir poğaça arada bir tüketilebilir ancak bunu sürekli hale getirmemek gerekir. Tam buğday unundan yapılan bir dilim ekmek hem doyurucu olacaktır hem de içeriğindeki besin öğeleri kan şekerini dengelediği için kilo verdirmeye yardım edecektir. Hamur işi ürünler kan şekerini hızlıca yükseltip, hızlıca düşürür ve açlık hissini artırır. İlla hamur işi yenmek isteniyorsa iki dilim ekmek yerine kahvaltıda yarım simit, bir dilim ekmek yerine simidin üçte biri tüketilebilir.
4-Ödem yapar diye su içmemek:
Bazı kişiler su içmenin ödem yaptığını düşünüp fazla su tüketmek istemezler. Ama bu yanlış bir algıdır. Aksine ödem atmak için su içmek gerekmektedir. Kilo başına 30 ml su içilmelidir. Yani 60 kilo olan bir birey, günde 1.8 litre su tüketmelidir. Soğuk havalarda vücut terlemediği için daha fazla ödem tutmaktadır. O nedenle soğuk havalarda su tüketiminin artırılması gerekmektedir. Suyun yeterli miktarda tüketilmemesi, hem sindirim sistemini hem de metabolizmayı yavaşlatmaktadır. Günlük su tüketiminin gerekenden az olması, çay veya kahve tüketimin fazla olması, vücudu susuz bırakır, metabolizmayı yavaşlatır.
5-Porsiyonlara ve pişirme şekillerine dikkat etmemek:
Pek çok kişi porsiyon kontrolü yapmamaktadır. Diyetlerde genelde bol salata ibaresi vardır. Ama bu bol salata kavramı bir kase miktarında olmalıdır. Örneğin bol salata diyerek yarım kilo domates tüketilirse kilo alınır, bir domates tüketilirse kilo verilir. Diyette kırmızı et varsa bu ızgaradır. Ama kişi verilen gram kadar döner yemek isterse bu doğru bir beslenme olmaz. Pişirilme şekillerinde görülmeyen yağ vardır. Özellikle meyvelerde ve kuruyemişlerde porsiyon kontrolü yapılamamaktadır. “Kilo aldırmaz” diyerek verilen miktarın fazlasını tüketmek kilo olarak geri dönmektedir.
6-Şok diyetler uygulamak:
Şok diyetler arada bir uygulanabilen ama sürekli yapılmaması gereken bir beslenme türüdür. Her bireyin günde alması gereken karbonhidrat, yağ, protein, mineral ve vitamin miktarı vardır. Bireyler uzun bir süre alması gerekenden daha az besin alırsa vücut durur. Şok diyetler asla iki günden fazla uygulanmaz. Uygulanmasının sebebi kilo verme süreci durursa, metabolizmayı şaşırtmak içindir. Uzun vade yapılmamalıdır.
7-Diyet ürünlerle zayıflamaya çalışmak:
Bir paket diyet bisküvi yendiğinde bir çikolata ile aynı oranda kalori alınabilmektedir. Diyet ürünlerde de porsiyon kontrolü sağlanmalı, asla fazla tüketilmemelidir. Meyveli yoğurt değil de normal yoğurt tüketilmesi, iki tane diyet kraker yanına küçük bir kibrit kutusu kadar peynir ya da küçük kutu bir yoğurtla diyet ürünler tüketilebilir.
8-Diyet içecekleri sınırsızca içmek:
Araştırmalar asitli diyet içeceklerin zararlı olabileceği yönünde sonuçlar vermekte. Her gün olmasa da haftada bir ya da iki gün bu tür içecekler tüketilebilir. Sınırsızca tüketilen her gıdada olduğu gibi asitli içecekler de vücuda zarar verebilir. Ancak kişi asitli içecek ihtiyacı hissederse, ona soda, limon ve tarçın üçlüsü önerilebilir. Bu hem asitli içecek isteğini bastırır hem de içindeki tarçınla kan şekeri dengelemesi yapılır.
9-Tek tip diyet uygulamak:
Yetersiz ve dengesiz beslenmeye yol açması sebebiyle tek tip beslenmeyi öneren diyetlerden kaçınılmalıdır. Sadece protein, sadece karbonhidrat, sadece çorba ya da sadece sebze tüketilen diyetler kısa sürede hızlı kilo verdirebilir ama bunların vücuda zararı çok büyük olur.
10-Gıda etiketlerini okumamak:
Alınacak diyet bir ürün bile olsa satın alırken içerdiği enerji, yağ miktarı, şeker içerip içermediği gibi konular zayıflamak ve sağlıklı beslenmek için önemlidir. “Şeker içermez”, “Light” ibaresi görüldüğü zaman mutlaka etiketi okunmalıdır. Bu ne tüketildiğinin farkında olunması açısından faydalıdır.
11-Kendi kendine diyet yapmaya çalışmak:
Diyet yapılmadan önce mutlaka bir dahiliye uzmanından yardım alınmalı ve kan tetkikleri yaptırılmalıdır. Bu tetkikler akabinde bir beslenme ve diyet uzmanına başvurulmalıdır. Herhangi bir uzman kontrolüne girmeden başarılı olma oranı oldukça düşüktür. Nasıl ki arabaların bakımları düzenli yaptırılıyorsa, kişiler de zayıflama konusuna bu titizlikle yaklaşmalıdır.