Kaslara daha yoğun sinyal gönderilmesine dayanan EMS teknolojisiyle, antrenmanınıza yeni bir boyut katın.
Modern hayatın hızına ayak uydurmak için antrenman sürelerinizi kısaltmak zorunda kalıyor, bu nedenle hedeflerinize doğrudan ulaşmak adına en etkili çözümlere ihtiyaç duyuyorsanız, EMS antrenman teknolojisiyle tanışın. Fitness sporuna yeni bir yaklaşım getiren Fit In Time, Electrical Muscle Stimulation (Elektriksel Kas Uyarımı) sistemiyle teknolojinin nimetlerinden faydalanabilmenize olanak tanıyor.
Bu ilginç sistemin detaylarını öğrenmek ve nasıl çalıştığını deneyimlemek üzere, Fit In Time Mecidiyeköy’ün yolunu tuttuk. Stüdyoya ilk girdiğinizde güler yüzlü eğitmen kadrosu sizi karşılıyor. Daha sonra soyunma odasına geçerek size özel hazırlanan, hijyenik spor kıyafetlerini giyiyorsunuz. Buraya gelirken tıka basa dolu spor çantası yerine, yanınızda getirmeniz gereken tek şey
ayakkabılarınız. Antrenmana başlamadan önce kullanacağımız cihazla tanışıyoruz: adı Miha Bodytec. Klasik antrenman sisteminde kasların kasılıp harekete geçmesi için beyninizin gönderdiği sinyalleri, daha yoğun bir biçimde kaslarınıza göndermeye başlıyor. Bu sistem sayesinde kaslar, hiçbir ağırlığa gerek duymadan ve eklemlerinize zarar vermeden etkili bir şekilde çalışıyor. EMS
sinyalleri vücudunuza gelirken, siz de boş durmuyor, sizi çalıştıran antrenörünüzün söylediği talimatları uyguluyorsunuz. Seviyenize göre çalışıyorsunuz ve ortalama biriyseniz genellikle
vücut ağırlığı antrenmanları yapıyorsunuz. Tabii bu durum vücudunuzun ve formunuzun durumuna bağlı olarak,
size özel bir şekilde belirleniyor.
Antrenman üç aşamadan oluşuyor. Antrenmana başlamadan önce vücudunuz için gerekli olan sinyal seviyesi belirleniyor. Ardından gelen ilk bölümde kas kütlenizi çalıştırıyorsunuz. İkinci aşamada ise hedefiniz vücudunuzun fazlalığı olan yağlardan kurtulmak. Üçüncü ve en keyifli bölüm ise kaslarınızın sinyaller ile dinlendirildiği bölüm. Ancak alanında uzman antrenörler size
öyle etkili egzersizler yaptırıyorlar ki, dinlenirken bile keyif yapamıyorsunuz. Sonuçta hala antrenmandasınız ve çalışma devam ediyor. Sporun hakkını verecek derecede yorucu, ancak bir o kadar da eğlenceli geçen antrenmanlar sonrasında alnınızdan yere damlayan teri görebiliyor ve 25 dakikada aslında ne kadar çok iş yaptığınız anlayabiliyorsunuz.