Enteroviral hastalıklar nedir?

Enterovirüsler insan ve hayvanlarda hastalık oluşturan geniş bir virüs ailesidir ve bu nedenle geniş bir hastalık spektrumuna sahiptir.

Enterovirüs enfeksiyonları çoğunlukla sonbahar ve yaz aylarında görülür ancak yıl boyu rastgele vakalar da görülebilmektedir. Virüs dünyanın birçok bölgesinde özellikle Uzak Doğu’da salgınlara yol açmakta ve bu bölgede hastalık daha ağır seyretmektedir. Tüm yaş grupları virüs ile enfekte olabilir ancak daha duyarlı olan grup küçük çocuklardır.

El-ayak-ağız hastalığı (EAAH), çocukluk yaş grubunda enterovirüslerin en sık başvuru şeklidir ve 2-10 yaş arası çocuklarda görülen, özellikle 5 yaş altı çocukları etkileyen, bulaştırıcılığı yüksek bir viral döküntülü hastalıktır. Trans-plasental geçen antikorların koruyucu etkisi nedeni le 1 yaş altında oldukça nadirdir. En sık enterovirüs 71 veya Coxcackievirüs A grup 16 (CA16) ile meydana gelir. Ağız içerisinde dil, sert damak ve yanak mukozasında ülsere lezyonlar, el avuç içi ve ayak tabanları ve parmak uçlarında vezikülopüstüler lezyonlar ile karakterizedir. Döküntü nadiren kaşıntılıdır. Döküntüye ateş, baş ağrısı, kusma, halsizlik, kulak ve boğaz ağrısı, iştahsızlık ve ishal eşlik edebilir. Nadiren tüm vücuda yayılan hastalık, üç yerleşim yerinin üçünü de tutmayabilir. Her ne kadar el-ayak ve ağız hastalığı olarak tanımlansa da gluteal bölge, diz ve dirsek tutulumu da yapabilir ve son yıllarda bu tutulumlarda belirgin artış olmuştur. Hava sıcaklığı ve nemde artış EAAH sıklığını artırır bu nedenle en sık yaz aylarında görülür. Küresel ısınmanın etkisi ile Eylül ve Ekim aylarına uzayan bir dönemde de karşımıza çıkabilmektedir.

Hastalığın inkübasyon süresi 3-7 gündür ve genellikle iyi seyirli olup 7-10 günde spontan iyileşme eğilimindedir. Şiddetli olmayan olgularda tedavi gerekmez. Şiddetli ağız içi lezyonlar nedeni ile oral alımda azalma ve buna bağlı dehidratasyon görülen hastalar hospitalize edilerek destek tedavisi ve intravenöz sıvı tedavisi uygulanabilir. Ciddi hastalığın tedavisinde hastaya göre antiviral tedavi, gamaglobulin tedavileri de gündeme gelebilir. Döküntüye en sık eşlik eden hafif ateş ve halsizliktir. Son yıllarda EAAH salgınlarında ve daha şiddetli seyreden olgularda artış bildirilmektedir. Özellikle enterovirüs 71 enfeksiyonlarını takiben ensefalit, aseptik menenjit, miyokardit, pulmoner ödem görülebilir. Asya bölgesinde, son 10 yılda enterovirüs 71’e bağlı EAAH sonrası nörolojik tutulumla seyreden hastaların sayısında artış olmuştur. Pulmoner, kardiyolojik ve nörolojik komplikasyonlar ve ölüm olgularından dolayı aşı çalışmaları özellikle enterovirüs 71’e yönelik olarak yapılmaktadır.

EAAH geçiren bir hastanın tekrar farklı bir enterovirüs serotipiyle enfekte olması olasıdır. Kötü yaşam koşulları, hijyen ve kreş gibi toplu yaşam alanları hastalık ile ilişkilidir. Aşısı olmadığı için hastalığın bulaştırıcılık oranı yüksektir. Hasta çocuğun erken saptanıp diğer kişilerle direkt temasının engellenmesi, izole edilmesi, kontamine alanların dezenfekte edilmesi ve sık el yıkanması bulaştırıcılığı en aza indirmek için önerilir. Özellikle gebelerde ilk 3 ayda kazanılan enfeksiyon spontan düşükler veya intra-uterin gelişme geriliğine neden olabileceğinden izolasyon önem taşımaktadır. Enteroviral hastalıkların tanısında öykü ve klinik seyir yeterli olmaktadır ve etiyolojik ajanın gösterilmesi her zaman mümkün olmamakla birlikte zaten şart değildir.

BENZER YAZILAR