Bu stratejileri uygulayarak, fit bir koşucu olma yolunda ilerleyebilirsiniz.
GÜÇLÜ BİR BAŞLANGIÇ YAPIN. Güne mükemmel bir kahvaltıyla başlayın; işi başından sıkı tutmak gerekir, unutmayın.
ENERJİ BARLARINI ABARTMAYIN. Evet kendisi sağlıklı bir paket. Ancak denge de önemli; karbonhidrat ve şeker içeriklerini göz önünde bulundurunca abartmamakta fayda var.
PROTEİN BARLARINI AKILLICA KULLANIN. Koşucuya ve antrenman süresine göre bu barların ara mı ana öğün mü olacağı değişir. Örneğin 55 kg ağırlığında, 25-30 yaş aralığında koşucu bir kadın için yanında süt ile ana öğün olabilecek protein gücündedir.
HIZLI KOŞUN, YAVAŞ YİYİN. Eğer geç saatlerde koşuyor ve koşudan iki-üç saat sonra uyumak zorunda kalıyorsanız; son dönemde çok popüler olan protein sütleri, yoğurtları ya da quark’lar sizin için ideal. Sade olanlarını tercih ederek içerisine ½ muz ya da 100 gr meyve ilave edebilirsiniz. Daha zamanım var diyorsanız da, koşu biter bitmez bir porsiyon süt grubu tüketin ve daha sonra proteinden zengin yemeğinize geçin. Sindirilebilirliği en kolay olan proteinleri (balık, yumurta, tavuk vs.) tercih etmelisiniz. Bağışıklığınızı güçlendiren C vitaminini almak için tabağın bir kenarına buharda pişmiş brokoli ilave edebilirsiniz.
KOŞU SONRASI İŞTAHINIZI YÖNETİN. Bunu son dokunuş olarak adlandırabilirsiniz. Zira gününüzün sağlıklı bir şekilde bitmesi sizin elinizde. Bu yazıdaki öğün önerilerine uyduğunuzda, koşu sonrası iştah atağınızı da yönetmiş olacaksınız. Yine de dolabında her daim sağlıklı (ev yapımı) atıştırmalıklar bulundurarak acil durumlar için onları değerlendirebilirsiniz.
SU İÇMEYİ İHMAL ETMEYİN. Potansiyelinizi ortaya koymak ve kilo verme hedefine ulaşmak istiyorsanız doğru hidrasyon şart. “Peki, ne kadar su içmeliyim?”sorunuzu da şöyle cevaplayalım: İşe idrar renginizi kontrol etmekle başlayın. Eğer yeterli su aldıysanız, idrarınız soluk sarı ya da beyaz renkte olur. Susuz kaldığınızda ise elma suyu rengindedir.
