GENÇ YETENEK AVCISI

2ULUSLARARASI TURNUVALARDA BAŞARI, ANCAK GENÇ BİR KADROYLA GELİR

Türkiye’nin Dünya Kupası’na gidememiş olmasını neye bağlıyorsunuz?

Türk Milli Takımı’nı ne yazık ki çok izleme şansım olmadı. Ancak tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim; Türkiye’ye karşı oynamak her zaman zor olmuştur. Türkiye çok tutkulu oynayan, teknik yönü kuvvetli bir takımdı. Belki kendi gençlerine yatırım yapmayı biraz geri plana itmiş olabilir. Bu da doğal olarak milli takım performansına yansımıştır. Büyük kulüplerin genellikle yurtdışından yabancı yıldız oyuncu transfer etme yöntemini benimsediğini, bu sebepten çoğu zaman kendi alt- yapılarından oyuncu çıkaramadıklarını biliyorum. Gençlere daha çok yatırım yapıp fırsat sunarlarsa, Türk Milli Takımı yeniden Dünya Kupası’nda söz sahibi olabilir.

Başarının altyapıdaki gelişime bağlı olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Evet. Bu sadece Hollanda’da böyle olmadı. Almanya, Belçika hepsi bu şekilde başarıyı yakaladı. Örneğin, İngiltere’de öyle kulüpler var ki, takımda sadece bir tane İngiliz oyuncu oynuyor. O zaman milli takımınızın nasıl başarılı olmasını
beklersiniz ki? Genç oyunculara ülke olarak daha çok mesai harcanmalı. Sadece onların futbol tekniğini geliştir- mek için değil, aynı zamanda iyi bir eğitim sağlamak için. Çünkü her yetenekli oyuncu iyi bir futbolcu olacak demek değil. İyi bir futbolcu olmak, ancak bütün bunların sağlanmasıyla olur.

Dünya Kupası’nda en büyük hayal kırıklığını, hiç şüphesiz erken veda eden İspanya yaşadı. Ülkenin La Masia gibi dev bir altyapı fabrikası varken, bu sonucu neye bağlıyorsunuz?

Son 8 yıldır futbolu İspanya domine ediyordu. Avrupa Şampiyonası, Dünya Kupası… Başka bir ülkenin gelip onları tahtından edeceği aslında belliydi. Almanya da bunu yaptı. İspanya’da oyuncular artık yaşlanmaya başlamıştı. Dünya Kupası gibi bir turnuvaya katılıyorsanız, takımınız dinamik ve fizik gücü yüksek olmalı. Bunu da ancak yaş ortalaması daha genç bir takımla sağlayabilirsiniz. Yaşlanan oyuncuların yerini alabilecek tecrübede genç oyuncular, bu turnuvada hazır değildi. Başarısızlığın asıl sebebi bu zamanlama hatası diyebiliriz. Örneğin, Van Gaal ne yaptı? Kemikleşmiş olmasına rağmen bütün yaşlı oyuncuları dışarıda bırakıp, gençlerden kurulu bir takımla Brezilya’ya gitti.

Önümüzde son yıllarda başarılı bir Belçika örneği var. Bu başarının temelinde, kulüplerin altyapıda A takımla aynı sistemde futbol oynatmasının yattığı söyleniyor. Siz Kasımpaşa Spor altyapısında kendi sisteminizi mi adapte edeceksiniz?

Şota, bugüne kadar takımı nasıl bir sistemle oynatacağına dair çok net bir plan çizmiş. Biz de aynı şekilde altyapıda hazırlanıyoruz. A takım oyuncusu hangi sistemle oynuyorsa, altyapı oyuncusu da aynı eğitimi alacak. Böylece A takıma çıkınca bocalamayacak. Kulüplerde uzun süre başarı sağlanabilmesi için en önemli nokta, teknik direktörler değişse bile takımın oyun sisteminin değişmemesini sağlamaktır. Biz de bu prensibi benimsiyoruz.

Her Akdeniz ülkesi gibi, biz de çok fazla sonuç odaklı bir ülkeyiz. Eğer birkaç maç üst üste mağlubiyet alınırsa, hemen teknik direktörle el sıkışılır ve yeni bir hoca arayışına girilir. Bir teknik direktör olarak bu sizi tedirgin ediyor mu?

Hayır. Çünkü her şeyden önce futbol artık bir spor değil, bir iş modeli. Ve en önemli noktası tabii ki sonuç. Bir teknik direktörün en önemli sorumluluğu kazanmayı sağlamaktır. Sadece şunu söyleye¬bilirim; Hollanda bu anlamda sabırlı bir ülke. Örneğin, Ajax uzun yıllar şampiyonluk göremedi. Ama aynı teknik ekiple yola devam ettiler. Önceden yardımcı antrenör olan Frank de Boer teknik direktör olarak kaldı. Yetki verdiler ve baştan bir takım oluşturması için beklediler. Bu arada taraftarların da sabırlı olması gerektiğini her fırsatta vurguladılar. Büyük yıldız oyuncu alacak para yoktu ve kendi yıldızlarını altyapıdan yetiştirmek için zamana ihtiyaç vardı. Sonuç olarak 4 yıl üst üste şampiyon oldular.

Bu noktada Kasımpaşa Spor Kulübü’nün uzun dönem ve kısa dönem yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle A takım ve altyapıyı birbirinden ayrı değerlendirmek lazım. Çünkü A takımın başarı için kazanması, kazandığını göstermesi lazım. Ancak altyapı uzun süreli bir proje. Kulübün kısa dönem planlarını oluşturmada Şota öncelikli olarak söz sahibi. Benim açımdan kısa dönem için söylenebile¬cek şey, mümkün olan en kısa sürede altyapıdan A takıma oyuncu takviyesi sağlamaktır.

Türkiye’deki yabancı sınırlaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Federasyon ülke futbolunu düşünür, kulüpler ise kendilerini. Uzun dönemde bu tip kısıtlamalarla ülke futbolu mutlaka kazanır. Türkiye genç nüfusu çok olan ve çocukların futbol oynamayı sevdiği bir ülke. Sokaklarda pek çok yetenek olduğuna eminim. Bu tip kısıtlamalar belki sizin kendi yeteneklerinizi keşfetmenizi sağlayacak. Bu anlamda böyle bir adım atılmasının anlamlı olduğunu düşünüyorum. Barcelona ve Ajax gibi dünyanın önde gelen kulüpleri bunu yapıyor.

BENZER YAZILAR