Hangi sistemle koşarken daha mutlu olduğunuzu keşfedin ve yeni hedefinizi ona göre belirleyin.
Kimse bir koşucu kadar “her şeyi bir arada” yapmaya çalışmaz. Bu dergide ve farklı kaynaklarda uzun koşuların, tempo koşularının, interval antrenmanların, tepe koşularının, koşu sonrası stride çalışmalarının, cross training’in ve daha pek çok şeyin getirilerini okuduğunuzda, bunların hepsini yapmayı görev edindiğinizi tahmin ediyoruz. Ve bu görevlerin bir sorumluluğa dönüştüğü noktada, koşmanın da eğlence olmaktan çıkıp iş haline geldiğini biliyoruz.
Hal böyleyse, organizasyon becerinizi devreye sokmanız gerekiyor. Bunun üzerine yazdığı kitap (The Life-Changing Magic of Tidying Up), 2014 yılında ABD’nin en çok satanlar listesine giren Marie Kondo, manifestosunu şöyle özetliyor: Mutluluk, mecburiyetten tuttuğunuz şeylerden kurtulup, sadece sevdiğiniz şeylere sahip olduğunuzda gelir. Bu felsefeyi antrenmanlara uyarlarsak, koşucuların “yapması gereken” çalışmalardan vazgeçip, en çok tatmin eden çalışmalara odaklanmaları gerektiği sonucu çıkıyor. Koşu antrenörü Larry Blaylock, bir hedef belirlemenin en iyi yolunun, öncelikle sizde koşmayı bir tutkuya dönüştüren koşu stilini belirlemek olduğunu, ardından o stile uygun bir antrenman planı çıkarmak olduğunu söylüyor. Şimdi, sizi mutlu eden çalışmalar doğrultusunda antrenman hayatınızı organize etmeniz ve sıradaki hedefinizi belirlemeniz için size rehberlik edeceğiz.