Gerçek Başarı Azim İster!

Bir maratonu tamamlamaktan, evlilikte mutluluğu yakalamaya kadar her başarının kalbinde çoğunlukla cesaret ve azim yatar. Ruhsal gücünüzü nasıl geliştireceğinizi ve hayatta istediğiniz her şeyi nasıl elde edeceğinizi keşfetmeniz için bilmeniz gereken şeyler var…

Yirmi dokuz yaşındaki Micha Burden, okuldayken hızlı bir yüzücü değildi. Ne çok güçlüydü ne de çok başarılı; fakat hep profesyonel bir yüzücü olmanın hayalini kuruyordu. Okuldan iki yıl uzak (ve formsuz) kaldığında, açık yüzme şampiyonası denen zorlu bir okyanus maratonu olduğunu duydu. Maratonu sadece yüksek bir skorla bitirmeyi değil, kazanmayı istiyordu.

Micha, antrenmanlarını hiç aksatmadı ve kendi anlatımıyla “her gün canı çıkıncaya kadar çalıştı.” Antrenörü Kenneth Baum, amacına ulaşmasının ne kadar zor olabileceğini ona açıkça söylemişti. Buna rağmen Micha her şeyi göze aldı ve asla vazgeçmedi. The Mental Edge kitabının da yazarı olan Baum, Micha’nın zamanı iyi kullanamadığını ve ulusal bir yarışmaya katılmaya çok uzak olduğunu düşündüğü hâlde, yine de onu çalıştırmayı üstlenmişti: “Aslında şöyle düşünüyordum; bu kız kesinlikle şaka yapıyor olmalı, böyle bir şey olamaz! Sadece beni değil herkesi deli ediyordu.” Ve büyük gün gelip çattı. 2007 yılının Ekim ayında Micha Burden, Florida’da yapılan Dünya Açık Yüzme Şampiyonası elemelerinde 24 seçkin atleti geride bıraktı. Bunu nasıl başarmıştı? Baum, bu başarıyı onun azmine ve cesaretine bağlıyor.

Günümüzde araştırmacılar, önceleri göz ardı edilen ruhsal özellikleri ortaya çıkarmanın başarı üzerinde müthiş bir etkisi olduğunu biliyor. Bu durum, aynı eğitimi aldığınız üniversite arkadaşının niçin iş hayatında çok daha başarılı olduğunu ya da komşunun iki çocuk doğurduktan sonra tekvandoda nasıl siyah kuşak sahibi olabildiğini açıklıyor. Onların sizden daha büyük bir beyni, daha fazla spor deneyimi yok ya da sizden daha yetenekli değiller. Yalnızca daha iyisini yapabilmek için dişlerini sıkıyor, bıkıp usanmadan amaçlarının peşinden koşuyorlar.

Baum, büyük hayaller kurduğunda harika şeyler olabileceğini, Micha’nın bunun canlı kanıtı olduğunu belirtiyor: “O, içindeki ateş sayesinde en iyisini başardı. Her gün o azim ve kararlılıkla yaşadı. Bir terslik olduğunda belki sportif yetenek işe yaramayabilir ama azim öyle değildir. Bugüne kadar yapılan araştırmaların ilgi odağı, keskin zekâ, saf yetenek ve doğuştan kabiliyet olmuştu. Buna rağmen, duygusal bir formüle dayanılıyordu; basitçe söylemek gerekirse Einstein bir dâhiydi, Mozart ise müzikal bir mucizeydi. 19. yüzyılın ortalarından itibaren IQ ölçümü yapabilen aletler sayesinde zekâyı ölçmek kolaylaştı. Doktor Lewis Terman, geliştirdiği Stanford-Binet IQ testinden yana, zekâ seviyesi yüksek çocuklardan oluşan geniş bir grubu yıllar boyunca takip etmişti. 1950’lerde yetişkin olan bu çocukların en başarılı olanlarıyla en az başarılı olanları arasında sadece hedefe odaklanma ve sebat gibi kişisel özellikler yönünden fark buldu. Terman’ın araştırmasını takiben yapılan bazı çalışmalar da, başarılı olmak için zekânın tek başına yeterli olmadığını gösterdi.

Öte yandan, 2002 yılında Pensilvanya Üniversitesi araştırmacılarından Doktor Angela Duckworth ve meslektaşları, çeşitli alanlarda büyük başarı kazanmış insanlarla görüştü ve hepsinin aynı kişisel özelliğe sahip olduğunu ortaya çıkardı: Azim. Aslında şöyle tanımlayabiliriz: Uzun vadeli hedefler için sabretmek ve tutkulu olmak. İşte bu, en büyük şirket CEO’larının neden devlet okullarından geldiğini ya da boot camp’in zorlu anlarında neden bazıları dişini sıkıp kendini zorlarken diğerlerinin kendini  yerde bulduğunu açıklıyor.

Duckworth’a göre azim, zorluklara karşı yılmadan çalışmayı, başarısızlık ya da şanssızlıklara rağmen istemekten ve çabalamaktan vazgeçmemeyi anlatıyor. Bazı insanlar kaybettiğinde, bıkkınlık ve hayal kırıklığıyla karşı karşıya kalır. Diğerlerinin yola devam etmesini sağlayan güç, azimdir.

Duckworth, uzun dönemli dayanıklılığı ölçebilmek için bir çalışma yapmıştı. Bu çalışma, bireyin sabır ve tahammül seviyesini ölçeklendiriyordu. Daha sonra bu çalışmayı, yaşam boyu süren başarıda çok büyük etkisi olan zekâ ve yeteneği ölçmek için kullandı. Ve çalışmanın sonuçları, 2007 yılında Journal Of Personality and Social Psychology’de yayımlandı. Çalışma, Pensilvanyalı 139 üniversite öğrencisine uygulanmış ve testten yüksek puan alanların okuldaki not ortalaması, düşük puan alanlardan yüksek çıkmıştı.

Duckworth, 2007 yılında yapılan ulusal bir yarışmanın son turunda bir çocuğun yüksek puan alacağını önceden tahmin ederek, çalışmanın IQ testine bir alternatif olabileceğini buldu. Azimderecesinin lise notlarını ve üniversite sınav sonuçlarını etkilediği, fiziksel gücü arttırdığı, hatta askeriye öğrencilerinin yaz kampında gösterdiği başarıyı yükselttiği de bulgular arasındaydı. Sonuçta azim, başarının tamamlayıcı unsuruydu. Bu alanda yapılan ilk araştırmalar, azimli olmanın yaşamın birçok alanındaki başarılarımız için rahatlık sağlayabileceğini belirtiyordu. Örneğin 10.000 kişi üzerinde yaptığı bir çalışmada Duckworth, evlilerin, asla imseye bağlanamayanlardan ve evlenip ayrılanlardan daha azimli insanlar olduğunu ortaya çıkarmıştı. Buradaki gizli anlamı şöyle açıklayabiliriz: Evlilik bir maratondan çok daha zorlu olabilir ve bazı zor önemlerde daha fazla azim gerektirir.

BENZER YAZILAR