GERÇEK KANSER SAVAŞÇILARI

Kanseri önlemek, kanser riski azaltmak için ne yapmalı ve beslenme nasıl olmalı?

Demek kömürleşmiş et yemekten vazgeçtin, spor salonu üyeliğini kullanıyorsun ve yeteri kadar lif tüketiyorsun. Yani kendine iyi bakabiliyorsun. Ancak televizyonda haberleri her açtığında kanseri nasıl engelleyeceğinle ilgili yeni bir tavsiyeyle karşılaşıyorsun. Bazıları mantıklı (mesela sigara içmeyin gibi) bazıları ise Britney Spears’ın çocuk yetiştirme teknikleri kadar (Arnavut biberi yiyin gibi) şüphe uyandırıcı. Yapılan onca çalışmaya ve abartılan bilgilere baktığında aklının karışması çok doğal.

Anderson’s Cancer Prevention Merkezi’nden Doktor Therese Bevers, daha fazla egzersiz, daha az sigara ve güçlendirilmiş bir beslenme programı ile kanser ihtimalini yüzde 50 ile 70 arasında azaltabileceğini belirtiyor. İşe şimdi başlarsan şansın da artar. Handbook of Cancer Risk Assessment and Prevention kitabının yazarlarından Cynthia Stein, “Hücre mutasyonu kanser tümörü görülmeden yıllar önce oluşmaya başlar” diyor. fiimdiye kadar denenmiş, geçerli sonuçlar elde edilmiş bilgelere ulaşmak ve kansersiz bir gelecek yaratmak için konunun uzmanları ile görüştük, beraberinde de tonlarca araştırmayı inceledik. İşte aralarından seçtiğimiz en önemli dördü.

1. Tarihten ders al
Dedenin yöresel kıyafetlerini ve anneannenin kızlık soyadını biliyor olabilirsin ama sağlık geçmişleri hakkında ne biliyorsun? Doktor Bever “Kanser vakalarının yüzde beş ile 10’u genetik mirastır. Fakat şanssız bir gen taşıyorsan, kanser olma riskin de bir hayli (yüzde 50-100) artar” diyor. En sık rastlanılan üç tipin (göğüs, yumurtalık ve kolon) güçlü genetik bağları olduğu düşünülüyor.
Önleyici reçete: Ailenin tıbbi geçmişini araştır. Hastalığın olup olmadığını, varsa da ne teşhis konulduğuna bak. (Kanser teşhisi ne kadar erkense ve ne kadar çok akrabada varsa olasılıklar artar.) Her iki aileden de bilgi aldığından emin ol. Göğüs veya yumurtalık vakalarında genlerin hem annen hem de babandan aktarılma ihtimali eşittir. American Cancer Society yöneticilerinden Doktor Ted Gansler, aile ağacında kanser görünüyorsa konuyu sana bazı testler önerecek bir genetik danışmanla görüşmeni öneriyor. Test sonuçların senin böyle bir gene sahip olduğunu gösteriyor olsa bile kanser olacağına dair hiç kimse bir varsayımda bulunamaz. Tüketici sağlığı medya şirketi realage.com’un bilim yetkilisi, Axel Goetz, “Yüksek risk taşıyor olmak ailesinde böyle bir geçmiş olmayan insanlardan daha fazla mamogram veya kolonoskopi taramalarından geçmek gerektiği anlamına gelir” diyor.

2. İçki konusuna dikkat et
Çalışmalar sürekli olarak kırmızı şarabın (daha iyi bir hafıza, uzun bir yaşam ve kanserin ortaya çıkmasını önlemek gibi) yararlarını duyurmaya çalışsa da barın sana açık olması hiçbir zaman sağlık reçetesinde yer almaz. Serbest radikallere karşı bedeni koruyan üzümdeki antioksidan resveratrol sağlık için yararlı olsa da araştırmalara göre günde bir, iki kokteyl ve fazlasını içen kadınlarda göğüs kanseri riskinin yüzde 40 arttığı ortaya çıkmış. Sebep olarak Harvard Tıp Okulu’ndan Onkoloji ve Epidemiyoloji Uzmanı Doktor Wendy Chen, “Alkol karaciğerin östrojen üretimini arttırır ve bedende fazla östrojenin bulunması kanser ihtimalini yükseltir” diyor.
Koruyucu reçete: Gece çıkmalarının zararlı etkilerini geriye döndürmek için 400 mikrogramlık folik asit tabletlerinden alabilirsin. Bedenin içki içtiğin zaman alkolü hücrelerin içindeki DNA’ya zarar veren kanserojene dönüştürür. Araştırmacılar 400 mikrogramın bir kadehin etkilerini dengelediğini söylüyor. Sonuç olarak Doktor Goetz, günde bir kadeh olmak üzere şarabın faydalarının zararlarıyla eşdeğer olduğunu dolayısıyla da bir mahsuru olmadığı kanısında.

3. Daha sık ve fazla terle
Egzersiz kaslarına faydalı olmakla birlikte patronun günlük eleştirilerine maruz kalmanın yarattığı strese aldırış etmemene de yardımcı olur. Spor yapmak, kanser riskine karşı doktorların daha önce tahmin ettiğinden çok daha etkili. Boston’daki Dana-Farber Kanser Enstitüsü’nden Doktor Gary Bennett, “Egzersiz, vücudundaki küçük tümörlerin hızlı ve çabuk büyümesine neden olan insülin gibi hormonların miktarını azaltır” diyor. American Cancer Society Beslenme ve Fiziksel Aktivite Direktörü Collen Doyle, düzenli terleme seanslarının bağışıklık sistemini güçlendirdiğini dolayısıyla da mikropların ve kanserojen hücrelerin yok edilmesinin kolaylaştığını belirtiyor. Ancak sorun şu ki, çoğumuz önerilen günde yarım saatten haftada beş günlük minimum antrenmanı bile yapmıyoruz.
Koruyucu reçete: Önce gerçekten haftada ne kadar egzersiz yaptığını kendine itiraf et. Çoğu insan yaptığı günlük aktivite konusunda abartıya kaçıyor. (Mesela toplantıya koşarak gitmek bunlar arasında sayılmaz.) Kanserle mücadelede başarılı olmak istiyorsan haftanın çoğu günü, 45 ile 60 dakika arası kalbini hızla çarptırabilen aktiviteler edinmen gerekiyor.

4. Tabağını bitkilerle doldur.
Bilim adamları yerfıstıklı M&M’lerin olduğu diyetlerin faydaları konusunda henüz bir bilgi edinmiş durumda değil. Eğer bu dergiyi düzenli bir şekilde okuyorsan meyve ve sebzelerin serbest radikalleri silip süpüren antioksidan ve fitokimyasallarla yüklü olduğunu biliyorsundur. Children’s Hospital of Oakland Araştırma Enstitüsü’nde yapılan bir çalışmada saydığım iyi besinlerden bedende yeteri kadar olmadığında, hücrelerin zayıfladığı ve insanın kansere karşı daha açık olduğu tespit edilmiş.
Koruyucu reçete: Kanseri önleyen antioksidan ve fitokimyasalların günlük tavsiye edilen belli bir miktarı yok. Ancak görülen o ki, günde beş ile dokuz porsiyon arası, savunma mekanizması için en iyisi. (“Ölçü olarak 120 gr pişmiş veya çiğ sebzeye veya 240 gr yapraklı çiğ sebzeye denk gelir.) Alışveriş yaparken koyu yeşiller (ıspanak, lahana), mor ve maviler (pancar, kiraz) turuncular (havuç, tatlı patates) ve kırmızılardan (kırmızı biber ve çilek çeşitleri) oluşan bir liste hazırlaman gerektiğini söylüyor. Böylece en yüksek faydayı sağlamış olursun.

Sağlık adına bir sonraki adım
Soya (organik), beta karoten ve E Vitamini kanserle mücadele dünyasının süper kahramanlarıdır. Ancak bunların potansiyeli her ne kadar yüksek olsa da zaman zaman zararı faydasının önüne geçer. İşte onlardan başka kansere karşı kullanabileceğin iki silah.

D Vitamini

Araştırmacı Doktor Wiliam Grant, “D Vitamini anormal hücrelerin ölmesini sağlar, bağışıklığı güçlendirir ve tümör oluşumunda ihtiyaç duyulan damarları durdurur” diyor. Bir çalışmada her gün en az 600 IU (400 günlük alınan miktardır) kullananların pankreas kanseri olma riskinin, 150 IU kullananlara göre yüzde 41 düştüğü görülmüş. Burada önemli olan cilt kanserine etki eden güneş ışığı gibi en doğrudan aldığın D Vitaminine güvenmemektir. Bunun yerine 400 -1.000 IU arası bir miktarı günlük takviyelerden veya süt, yumurta sarısı, somon, ton balığı ve D Vitamini yüklü tahıllı gevrekler gibi besinlerden almalısın.

Uyku
Yapılan araştırmalara göre geceleri ışığa maruz kalmak kanser riskini arttırıyor. Harvard çalışmalarının birinde gece vardiyalı çalışan işçilerin göğüs kanseri olma riskinin yüzde 23 oranda arttığı tespit edilmiş. Tulane Üniversitesi’nden Doktor Steven Hill’e göre nedeni beynin (kanseri engelleyen) melatonin hormonunu sadece karanlıkta salgılıyor olmasıdır. Geceleri ışıksız bir ortamda sekiz saatlik uykunu alman gerçekten önemli. Yanında televizyon veya bilgisayar olmamalı. Sadece birkaç saniyeliğine ışığın olması bile melatoninin salgılanmasını engeller.

Derleyen: Tuğçe Tekmen / Fotoğraf: Todd Huffman

BENZER YAZILAR