Şimdi kendisinin başarı sırlarına kulak verme zamanı!
1/ Grubunuzu bulun. “Sizi destekleyebilecek kaynaklar ve insanlar var” diyor Roe. Kendisi, desteğini blog’unu okuyan insanlar sayesinde aldı. Ayrıca grubunuz aracılığıyla “hesap verebilirlik, geribildirim, tavsiye ve birlikte çalışacak insanlar” elde edeceğinizi belirtiyor.
2/ İsabetli yatırımlar yapın. Bir zaman seçin ve bir şey için kaydolun. Mali bir taahhütte bulunmak ve takvim üzerinden randevu almak gerçekten Roe’nun kendisini sorumlu tutmasında yardımcı oldu. Ve egzersiz yapmaya başladığınızda zihniyetiniz, ” Egzersiz yapıyorum ve bu berbat” değil de; “Antrenman yapıyorum; çünkü bir atletim” olacak. Sizi korkutan bir hedefe sahip olmak gerçekten çok iyi. Neden mi? Bitiş çizgisini geçmekten daha iyi bir şey yok ve madalya yaşamın bir zaferine benziyor.
3/ Kötü bir şeyin sizi caydırmasına izin vermeyin. Roe, “Sadece sizin değil, herkesin kötü koşuları var” diyor. “Her zaman güneş ışığı olmasa ve gökkuşağı belirmezse de sorun değil; 9 mil mesafesinde bir mil olmuyorsa da sorun değil. Roe, iyi bir günde 30 dakikada bir mil koşu yapabildiğini; ancak 14 dakikalık mil pace’inde olduğu günlerin de olduğunu belirtti. Her ikisi de tamam!
4/ Kendi şeridinizde kalın. “Bitiş çizgisinde ilk ya da sonuncu olsanız da, hala bir bitiş çizgisidir” diyor Roe. “Birçok insan, başkalarına karşı oldukları için cesaretini kırabiliyorlar. Siz, kendi şeridinizde kalın ve şeridinizin yeterince iyi olduğunu da bilin. Tüm koşucular için yer var.”
Kendisinin şu açıklamalarını da çok sevdik: “Sürülerin arkasında insanlar savaşçıdır. Bir maratonu koşmaları yedi saat süren insanların kendilerini kötü hissetmeleri gerekir, çünkü kim yedi saat düz çizgide koşmak ister ki? Başarılarınızın anlamlarına gölge düşürmeyin.”