ÖNLEMİNİZİ ALIN
Peki bu fayda-zarar dengesini doğru kurmak için ne yapmalıyız? Öncelikle mottonuz “Dışarı çık ama yanma” olmalı. Northwestern Üniversitesi Feinberg Tıp Fakültesi’nden klinik dermatolog Dr. Ashish Bhatia, güneş ufuk çizgisine yakınken koşmaya çıksanız (10.00’dan önce ve 16.00’dan sonra) ve güneş kremi sürseniz bile, hatrı sayılır oranda güneş ışınına ve faydalarına maruz kalacağınızı söylüyor. King’s College London St. John’s Dermatoloji Enstitüsü’nün yürüttüğü bir çalışmaya göre, güneş kremi vücudun C vitamini üretimini düşürse de, ihtiyacınız kadarının üretilmesine izin veriyor. Güneş
korumasının nitrik oksit seviyelerine olan etkisine dair bir araştırma yapılmamış olsa da, Dr. Feelisch güneş kremine rağmen faydalarını görebileceğinizi söylüyor.
Cildinizin hasar görmesini engellemenin bir yolu da bağışıklık sisteminizi güçlendirmekten geçiyor. Her hafta yeterince dinlenip iyileşin. Günde en az sekiz saat uyuyun ve bol bol antioksidan alın. Dr. Hale’in önerisi çeşitli renklerden oluşan dengeli bir beslenme düzeni oluşturmanız. Ne kadar farklı renkte gıda tüketirseniz, o kadar çeşitli hasar onarıcı antioksidan almış olursunuz.
Her ay vücudunuzda şekli değişen veya yeni çıkan benleri kontrol edin. Yılda bir kez dermatoloğa görünüp, cilt kanseri taraması yaptırmanızda da fayda var. Dermatoloğunuza spor yaşantınızı anlatın,
güneşe maruz kalma düzeninizi açıklayın, riskleri ve önlemleri bu çerçevede konuşun. Ardından gönül rahatlığıyla güneşe selam verip koşmaya başlayın.