Gürültü kirliliği sağlığımızı nasıl etkiliyor? Gürültü kirliliğine göz atalım.
Dünya Sağlık Örgütü, yapılan bir ön analize göre, 35 yaş altı her beş yetişkinden ikisinde çeşitli seviyelerde işitme kaybı olduğunu tahmin ettiklerini açıkladı. Ülkemizde yaklaşık 3 milyon, tüm dünyada ise 600 milyon işitme engelli olduğu düşünülürse; bir de işitme kaybına neden olan faktörlerin yüzde 60’ının önlenebilir olduğu göz önüne alınırsa, yok yere sağır olmayı göze aldığımız da söylenebilir. İnsan sesinin 25-35 desibel aralığında olduğunu düşünürsek, kulağımız için 85 desibelin üstü işitme kaybına yol açıyor. Üst sınırımız ise 120-130 desibel. Bu aralıktaki sesi dinlemiyoruz zaten, duyduğumuz anda kulağımız ve beynimiz isyan ediyor. Önlenebilir faktörlere göz atacak olursak, örneğin rock müzik konserlerinde 1,5-2 saat boyunca 135-145 desibellik ses dalgalarına maruz kalıyoruz. Ambulans ya da itfaiye sirenleri 115 desibellik ses çıkarıyor.
Ağlayan bebeklerin sesi kaç desibel
Çığlık çığlığa ağlayan bebeklerin sesi 90 desibele ulaşırken, saç kurutma makinesinin sesi bile 85 desibelle bizi işitme kaybına doğru itiyor. Bir de küçük bilgi verelim: Bugüne kadar ölçülebilen en yüksek desibelin Tunguska Nehri yakınlarında 30 Haziran 1908 tarihinde gerçekleşen patlama olduğu sanılıyor. Tahminlere göre bu gizemli patlamada duyulan ses 300-315 desibel kadardı ve bu da 1000 megatonluk bombanın aynı anda patlamasıyla duyulacak sese eşdeğerdi.