Bundan bir süre önce workshop’una katıldığım Rolfing Structural Integration (yapısal bütünleşme) Terapisi uygulayıcısı Hans Georg Brecklinghaus insan bedenini bir çadıra benzetiyor. “Çadırın direkleri iskeletimiz, kaslar da çadırın tentesi olsun. Direkler dik durduğunda tentenin duruşu da bozulmaz değil mi? Ancak burada herkesin kaçırdığı bir nokta var. Direklerin ve tentenin belli bir dengede yer çekimine karşı durabilmesi için birbirine sağlam şekilde bağlanmış olması gerekir. Yoksa tente kayıp gider.” Çadırda tenteyi direklere bağlamak için kullanılan lastik ipler bedenimizdeki bağ dokularını, fasyayı ifade eder. Tüm bağlantılar (dokular) doğru yönde ve doğru uzunlukta olduğunda vücut da yerçekimine karşı minimum eforla direnç gösterir. Yani kendi ağırlığının fazlasını taşımak zorunda kalmaz.
Ancak doku boylarında uzama / kısalma veya yön değişmesi olduğunda, beden kendini taşımakta zorlanmaya başlar. Herhangi bir yerinde (omurga, bel, dizler gibi) kayma olursa vücudunun o bölümü doğal ağırlık noktasından uzaklaşmaya başlar. Yer çekimine dik açı yapamadığından kendi ağırlığından fazlasını taşımak zorunda kalır. “Deformasyona neden olur mu?” diye soracak olursan, bunun cevabı gerçekten çok uzun ama kaza gibi elimizde olmayan nedenleri çıkaracak olursak en temel nedeni ruhsal sıkıntılardır. Özellikle tüm sinir sisteminin geçtiği omurga, bedenin psikolojik etkilere en çok açık olan yeridir. Buna çok basit bir örnek verebilirim: Mesela kendini kandırılmış ve yakın bir arkadaşı tarafından kazıklanmış hisseden birinin sıkıntısı kuyruk sokumunda belirir.
Rolfing yaklaşık 50 yıl önce Doktor Ida Rolf tarafından geliştirilen bir teknik. 10 seanslık bir uygulama gerektiriyor ama bunu en az altı aya yayıyor. Sonrasında da kendine dikkat ettiğin takdirde bedeninin ömür boyu doğru postürü koruyabileceğini savunuyor. Yöntem tamamen bağ dokularının düzenlenmesi üzerine kurulu. Tedavi bittikten sonra doğal ve rahat duruşuna dönmüş olursun. European Rolfing Association’dan uzmanlar, Türkiye’ye ZER Danışmanlık Organizasyon’un (0533 764 40 40) bağlantısıyla geliyor.
Rolfing’e insanlar genellikle aşağıdaki şu üç konu yüzünden başvuruyor:
• Hareket kabiliyeti azalmış ve beden postürleri bozulmuşsa,
• Yaşamında kullandığı fiziksel ifadeler yetersiz geliyorsa (Atletler, dansçılar, aktörler, şarkıcılar, yoga veya Aikido yapanlar için),
• Psikolojik konularla daha iyi başa çıkmak ve kendisinin en yüksek potansiyelini hissedebilmek için bedeniyle çalışmak isteyenler.
DÜZGÜN OTURMAYI BİLİYOR MUSUN?
İnsan fizyolojisi dikkate alınarak üretilmiş sandalyelere oturmuyoruz. Özellikle araba koltukları kalça kemiğini arkaya doğru iterek oturma kemiklerimiz yerine kuyruk sokumumuz üzerine oturmamıza neden oluyor. Dolayısıyla beden esnekliğini kaybediyor ve boyun ağrısı, omuzlarda gerilme ve sırt ağrısı şeklinde tepki gösteriyor.
O zaman arabada nasıl oturmak lazım? Öncelikle koltuğunu ayarlayıp belini dikleştir. Taban olabildiğince yatay olmalı. Sonra üçgen şeklindeki bir yastığı poponun altına yerleştir. Böylece kalçan öne doğru kayabilir ve alt sırtın rahatlar. Nefes alış-verişin engellenmemeli. Kolların ve bacakların olabildiğince rahat bir pozisyonda olsun.
Doğru oturma pozisyonunu bulmak için koltuğa oturup birkaç derin nefes al. Kalça kemiğini ileri doğru hareket ettirip (kalça etlerinin altındaki) oturma kemiklerinin ön tarafıyla otur. Böylece hiç güç harcamadan kalçan öne doğru yönelir ve göğüs kafesin dışa doğru çıkar. Omuzlarını rahat bırak ve derin bir nefes al. İlk aldığın nefesle kıyasladığında nasıl bir fark var?
Masada çalışırken dikkat edilmesi gereken masa ve sandalyenin boyuna uygunluğudur. Eğer masa çok yüksekse dirsek ve kollarını koyduğunda omuzların dikleşir. Alçak gelirse de sırtın kamburlaşır. Yine üçgen şeklinde bir yastık kullanabilirsin. Ayrıca arada bir öne doğru gerinip göğüs ve omuzlarını dinlendir. Kitap okuyorsan göz hizasına hafif eğimli yatay bir şekilde tutmalısın.