Tarçın, lezzetli olduğu kadar sağlığın için de çok faydalı.
Tıpkı “kötü kızlar” filmindeki Lindsay Lohan gibi tarçın da kötü arkadaş çevresinin kurbanı olan iyi bir çocuk. Tarçının ekmek, kurabiye, çörek ve şekerle kurduğu yağlı dostluklar haricinde günahı yok. Kendi başına sağlığın üzerindeki etkisi iyiden de öte; harika… ABD’li bir doktor ve aynı zamanda Dr. Ann’in “10 Adımlı Diyet” kitabının yazarı olan Ann Kulze diyor ki; “Tarçın, sağlıklı yaşam için mucize bir besin kaynağı olarak görülüyor”.
Araştırmalar, bu bakır renkli maddenin Tip 2 diyabet hastalarında kan şekeri, kolestrol ve trigliserit oranını düşürdüğünü gösteriyor. Bunun yanında Amerikan Klinik Beslenme Dergisi’nin yayınladığı bir başka araştırmaya göre bir çay kaşığı dolusu tarçını sütlaca eklemenin diyabetten muzdarip olmayan kişilerde kan şekerini azalttığı açıklanmış.
Dr. Kulze’un söylediğine göre tarçın, polypherol ve antioksidan içeriyor. Bu maddelerin daha sağlıklı damarlara giden kestirme yollardan biri olduğu biliniyor. Ayrıca kardiyovasküler problemler yaşanması riskini de azaltıyor.
En iyi kısmıysa tarçını her şeye kolayca ekleyebilecek olman ve bunu yaptığında yiyeceklerine harika bir tat vermesi. Tarçının yetiştirilme türü farketmiyor, her şekilde sağlıklı olduğu kesin. Ama yine de çubukta yetiştirilenlerin raf ömrü, toprakta yetiştirilenlere oranla daha uzun. Çubukta yetiştirilenler bir yıllık raf ömrü garantilerken toprakta yetişenler ancak altı ay dayanabiliyor. Kendi tarçınını kendin öğütmen gereksiz çünkü mağazadan alınan hazır öğütülmüş ürünler de en az kendi yaptığın kadar taze olacaktır. Dr. Kulze günde yarım çay kaşığı tarçın alımını tavsiye ediyor…