Egonuzu gömün.
Kara kutu düşüncesinin temel ilkesi, başarının anahtarının başarısızlığa olumlu yaklaşıma ve kusurların ilerleme için belirlenecek taktiklerin bir parçası olarak kullanılmasına bağlı olmasıdır. Syed meselenin bir sorun hakkında anladıklarınızla anlamadıklarınız arasındaki boşluğa bakarak, o boşluğun ihtiva ettiği bilgilerin size sağlayacağı avantajı fark edebilmek olduğunu söylüyor: “Şu an olduğunuz yerle olmanız gereken yer arasındaki bu boşluğu sürekli daraltmaya devam edeceksiniz.”
Kara kutu düşünce tarzını benimsemenin ilk adımı, egonun üstesinden gelmektir; ancak ondan sonra teorinin daha ileri aşamalarını keşfedebilirsiniz. Syed eğer başarıya alışıksanız ve egonuz da bu başarılara paralel olarak geliştiyse, başarısızlık anında bundan istifade edip olumlu yönde kullanabileceğiniz psikolojik araçlara sahip olmadığınızdan, kendinizi yıkılmış hissedebileceğinizi söylüyor.
Yaşantımızda olduğu gibi, koşu esnasında da egomuzun hatalarımızı ve kusurlarımızı kabul etmemize mani olacağını belirtiyor: “Hataların dış yansımaları konusunda çok endişeli oluruz. Bunun sonucunda da hatalarımızın üzerini örtüp gizlemeye çalışırız. Bu çok ciddi bir sorundur.”
Neyse ki Syed egonun gündelik hayata kıyasla, sporda daha önemsiz bir sorun olduğuna inanıyor ve şöyle diyor: “Ego sporda etkilidir. Ama insanlar hatalarını kolayca görmezden gelemezler. Kazanmak ve kaybetmek bariz bir sonuçtur ve bu sonucu değiştirmenin, hatalardan kurtulmada egonun tehlikesini azaltma yönünde büyük bir etkisi vardır. Verinin netliğiyle doğru düşünce tarzına sahip kişiler arasında olumlu bir ilişki vardır. Sonunda bir farkındalık yaşarsınız. Sporu bu yüzden severim, çünkü ego uzun vadede ayakta kalamaz.” Çoğumuz için başarısızlığın olumsuz yanlarını görmezden gelmek kolay değildir ama bunu kabul etmek ve hatta tanımını daha da genişletmek, ilerleme kaydetme şansımızı artırır. Syed’e göre hataların çoğu düzeltilebilir olsa da, ileri görüşlü kurumlar bu öğrenme fırsatlarından istifade etmek için tasarlanmış sistemler geliştirmişlerdir. Ancak hataları yeniden tanımlayarak başarı, yaratıcılık ve direnci serbest bırakabiliriz.