Bu özel zihinsel beceri büyük bir ‘Beden Kitle İndeksi’ ile ilişkilendiriliyor. Endişelenmeli miyiz?
Şimdi bir saniyeliğine füme etleri düşünün. Anında o isli kokuyu duyup, tuzlu et tadını hissedebiliyor musunuz? Eğer öyleyse muhtemelen açsınız ya da kilolusunuz. Yale Tıp Fakültesi’nin yeni araştırmasına göre zihninizde yemek kokularını ne kadar canlı hissederseniz, fazla kilolu olma şansınız da o kadar yüksek.
Araştırmacılar katılımcılara üç anket sunuyorlar ve mental görselleştirmelerinin canlılığını ölçmeye çalışıyorlar. İlk anket genel, ikincisi yemek odaklı, üçüncüsü ise koku odaklı (fakat yemek kokuları hakkında sadece 1 soru var). Tahmin edildiği üzere yiyecek kokularını düşünme yetileri ile vücut kitle indeksleri arasında bir korelasyon bulunmakta.
Fakat bu korelasyon yenilemeyen objeler düşünüldüğünde gerçekleşmiyor. Aslında koku görselleştirmeleri vücut kitle endeksinin en net belirleyicisi gibi görünüyor.
Tabi iyi bir hayal gücü sizi obeziteye sürüklemek durumunda da değil. Başka araştırmacılara göre canlı koku imajları ile vücut kitle indeksi arasındaki bağlantı o kadar da belirgin değil.
Araştırmacılardan Dr. Barkha Patel’e göre muhtemel bir açıklama şu: “Açlık ve yemek isteğini tetiklemekte mental görselleştirme önemli bir rol oynadığı için, kokuları daha belirgin bir şekilde hissedebilmek hem yeme isteğini artıracak hem de tüketimi yoğunlaştıracak bir durum.
Araştırmacılar konu üzerine çalışmaya devam ederken siz de bazı adımlar atabilirsiniz. Adım derken ciddiyiz! Kısa yürüyüşler açlık krizlerini bastırmakta oldukça etkili. Fiziksel aktivite stresi azaltarak, fazla yemek tüketimine sebep olabilecek krizleri azaltabilir. Ayrıca odaklanmanızı da azaltarak zihninizi başka yönlere kanalize edebilirsiniz.
