Hayat işinizden ibaret değildir. Masanızdan uzaklaşarak mental sağlık konusunda terfi alın.
Bir defa daha gece yarılarına kadar çalıştınız. Arkadaşlarla bir buluşmayı daha ertelediniz. Bu çabanız en azından patronunuz tarafından takdirle karşılandı, değil mi? Evet, öyle olmalı. Piyasadaki az sayıda iyi maaşlı iş imkânı ve durağan giden ekonomi omuzlarınıza finansal bir baskı yüklüyor, müdürünüzün her isteğini karşılamak zorunda hissetmeniz de yaşamınızı sinsi bir krize sürüklüyor. Ajans Press’in Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ile 38 ülke çapında yapmış olduğu Better Life Index araştırmasına göre, memnuniyet ve iyi çalışma koşulları listesinin sonuncusu olan Türkiye’de, çalışanlar uzun çalışma saatleri, kaygı ve stresten dolayı mutsuzlar.
Türkiye’de çalışanların yüzde 34’ü haftada 50 saatin üzerinde çalışıyor
Daha iyi bir evde oturmak, daha lüks tatillere çıkmak, maddi ve statü kazanımları için yıllarca zor koşullarda ve uzun saatler boyunca çalıştık. Ardından teknolojik gelişmeler büyük bir ivme kazandı. Akıllı telefonlar, e-posta ve mesajlaşma programları bizi 7/24 ulaşılabilir hâle getirdi ve iş sarmalından da psikolojisinden de çıkamaz olduk. Ajans Press ile OECD’nin ortaklaşa yaptığı araştırma, Türkiye’de çalışanların yüzde 34’ünün haftada 50 saatin üzerinde çalıştığını da ortaya koyuyor. Ve uzun mesailer giderek tüm dünyanın sorunu oluyor.
Bu, elbette sürdürülemez bir durum. Uzun süreli iş stresi mesleki bir çöküşe yol açıyor. Eğer fiziksel veya zihinsel bir yorgunluk yaşıyorsanız, Sonun Başlangıcı filmine benzer bir çöküş yaşamanız olası. Neyse ki bundan kaçış alternatifleri mevcut.
Sabah 8 akşam 5 rutinini nasıl harcadıklarına bakılırsa, disiplinleri devamlı sorgulanan Y kuşağının konuya daha farklı yaklaştığı ve avantajlı olduğu söylenebilir. Oldukça kaygan şirket direğine tırmanmaya çalışmak yerine kariyerlerini ve işlerini devamlı değiştirip yarışta öne geçiyorlar. Onları kolaycılıkla suçlamadan önce Forbes dergisinde yer alan şu araştırmanın sonuçlarına bakmakta fayda var: Aynı iş yerinde iki yıldan fazla kalanlar, hayatları boyunca toplam kazançlarında yüzde 50’ye varana kadar kesinti yaşayabiliyorlar.
1- Tek önemli şey para değil
Mutluluğu başka bir yerde arayın. Eski çağlarda, bir kabilenin üyeleri hem avcılık yapar hem evi çekip çevirirlerdi. Zamanı milenyuma doğru sardığımızda bundan çok daha fazla seçenek görüyoruz. Örneğin sağlık ve fitness’a karşı ilginiz varsa, diyetisyenliğin CareerCast.com’un 2017 tarihli Jobs Rated raporuna göre 18. sıraya oturduğunu bilmek hoşunuza gidebilir. Veya US Bureau of Labor Statistics, gelecek iki yıllık periyotta kişisel eğitmenlik kariyer talebinin yüzde 8’lik büyüme içinde olacağını öngörüyor.
2- Duygusal bir karar vermediğinizden emin olun ve bunun yerine daha planlı ve programlı bir değişiklik yapın. Eğitim veya kurs almak neden bir seçenek olmasın? Open University ve online eğitim veren enstitüler onlarca farklı konuda programlar sunuyor. Sabah 8’de ofiste olmak istemediğinizi zaten biliyoruz. Bu eğitimler zaman ve para tasarrufu sağlayarak nerede olmak istediğinize dair fikir sahibi olmanıza yardım eder.
Bunlar, LinkedIn’de gezinmeden bulabileceğiniz pratik çözümler. Ayrıca sevdiğiniz arkadaşlarınıza zaman ayırmanız da çok önemli. 2006 yılında yayımlanan bir araştırmaya göre, katılımcıların mühim konuları tartışıp paylaşacağı yakın arkadaşlarının sayısı 20 yıllık sürede üçte bir oranında azaldı.
3- Plos Medicine dergisinde yer alan bir çalışmaya göreyse, sosyal ilişkilerin yaşam süresi üzerindeki etkisi egzersizin iki katı değerinde ve sigarayı bırakmaya denk bir seviyede. Kendinizi geliştirmek ve yenilemek için ofisin kuşatmasını kırmayı denemenin zamanı gelmiş olabilir. İşe arkadaşlarla dışarı çıkarak başlayabilirsiniz. Sağlığın en büyük zenginlik olduğunu ve en büyük yatırımı da buraya yapmayı unutmayın.
