TÜYLÜ DOSTUNUZ
Bu sadık dost evinizi ve ailenizi korumanıza yardım eder ama bir köpeğe sahip olmanın en iyi yanı, sürekli yürüyüşe çıkmak istemeleridir. Siz de köpeğinizi
kişisel antrenörünüze dönüştürün.
1/ Tansiyonu ve kalp krizi riskini düşürürler
Stresli olduğunuzda, vücudunuzdaki noradrenalin ve kortizol gibi kimyasalların oranı yükselir. Teksas Üniversitesi’nden psikolog Blair Justice, bunun damarlarda plak oluşturarak kalp hastalıkları yaratabileceğini söylüyor. Ama köpeğinizle zaman geçirdiğinizde vücudunuzdaki dopamin ve serotonin üretimi artıyor ve tüm bedeninize yatıştırıcı bir dalga yayılıyor. Araştırmalar ayrıca evcil hayvan sahibi erkeklerin trigliserit ve kolesterol seviyelerinin de daha düşük olduğunu gösteriyor.
2/ İdeal yürüyüş arkadaşı olurlar
Journal of Physical Activity and Health için yaptıkları çalışmalarında araştırmacılar, köpek sahiplerinin yüzde 65’inden fazlasının haftada ortalama dört kere yürüyüşe çıktıklarını ve 160 dk yürüdüklerini gösteren 19 çalışmaya rastladı. Sizin canınız istemese bile onun sallanan kuyruğu sizi sokağa çıkmaya zorluyor. Purdue Üniversitesi’nden araştırmacı Elizabeth Richards, köpekleriyle birlikte düzenli yürüyüşe çıkan çoğu kişinin, kendi sağlıklarından ziyade köpeklerinin sağlığıyla motive olduklarını söylüyor. Ve köpek sahiplerinin yüzde 40’ının düzenli olarak sadık dostlarıyla yürüyüşe çıktıklarını da ekliyor. Köpekler rutinleri sever, yürüyüş ayakkabınızı ne zaman ayağınıza geçirmeniz gerektiğini ona bırakın.
3/ Bağ kurmanıza yardım ederler
North Carolina Üniversitesi’nden rahatlama terapisi uzmanı Linda Buettner, “Köpekler insanların onlarla etkileşime geçmesini sağlarlar ve bunu çok kolayca
yaparlar. Bu becerileri, insanlarla iletişim kurmakta zorlanan kişiler için tedavi niteliğinde olabiliyor” diyor. Köpeğinizle oynadığınızda bağlanma hormonu oksitosin salgılarsınız ki bu, sizin diğer insanlarla daha sağlıklı ilişki kurmanızı sağlar. Ve eğer bekâr bir adamsanız, ikili saadete üçüncü bir kişiyi eklemenizin de yolunu yapar. Köpeklerin varlığı, kadınlarla kolay yoldan sohbet başlatmanın en güzel araçlarından biridir.
4/ Koku alma duyuları hayat kurtarıcı olabilir
İki ayrı çalışmaya göre köpekler kanserli hücrelerin kokusunu alabiliyor. Almanya’da bulunan Schillerhoehe Hastanesi’nden yapılan ilk çalışmada, denek köpekler 220 gönüllünün nefeslerini koklayarak hangilerinin akciğer kanseri olduğunu tespit edebildi. Japonya’daki Kyushu Üniversitesi’nden yapılan ikinci çalışmadaysa, Marine adlı siyah bir labrador dışkı ve nefes kokularıyla kolon kanserli hastaları bulabildi. Bugün elimizde köpeklerin güçlü koku duyularıyla farklı kanser türlerini de tespit edebildiğine dair birçok çalışma bulunuyor. Köpeğinizin yeni doktorunuz olduğunu ya da her köpeğin aynı derecede koku alabildiğini söyleyemiyoruz elbette ama köpeğinizin vücudunuzdaki tümörü erken evredeyken fark edebileceği bir gerçek.
5/ Bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirler
Sadece sizin değil, çocuklarınızın da. Dr. James Gern’in Journal of Allergy and Clinical Immunology dergisinde yayımlanan araştırmasına bakılırsa, kedi veya köpeklerle büyüyen çocukların alerji, astım ya da egzama yaşama riskleri daha düşük oluyor ki, bu üç hastalık da bağışıklık sisteminizin en belirgin göstergeleri olarak görülüyor.
6/ Koşulsuz sevginin gücü
Gününüz ne kadar berbat geçerse geçsin, patronunuz size ne kadar kötü davranmış olursa olsun, köpeğiniz sizi kuyruğunu sallayarak karşılayacak ve daha kapıdan girerken üzerinize atlayıp yüzünüzü yalamaya çalışacak. Bu sevimliliği stresinizi alıp ruh halinizi düzeltir.