DAİMA İLERİYE BAK
İyi bir sporcu, aynı zamanda güçlü bir karakter demektir. Londra’da altın madalyayı kaçırıp, kariyerindeki en büyük hedeflerden biri olan Olimpiyat altını için dört yıl daha beklemek zorunda kalmak, kolay bir psikoloji değil. Rıza Kayaalp ise yaptığı hatalardan ders çıkarmayı ve gelecek maçlara bakmayı bilen bir adam: “Tabii ki başlarda moralim bozuldu ama önüme baktım ve işin iyi yanlarını görmeye çalıştım. Orada yaşım da henüz gençti ve 2016’da daha iyi olabileceğimi düşünüyordum. O yüzden bunu çok sorun etmedim. Geçmişle yaşayarak bir yere varamazsınız.”
Hakikaten de önündeki maçlara baktı ve sonrasında yapılan Avrupa ve Dünya şampiyonalarında zirveye çıktı. Daha önce yenemediği rakiplerini alt ederek, Rio’da en ciddi altın madalya adayı olduğunu hem kendine hem de rakiplerine gösterdi. Kayaalp, elde ettiği başarıların özgüven ve moral açısından da hayati önem taşıdığını düşünüyor: “Londra’dan sonra üç Avrupa şampiyonluğu, iki Dünya ikinciliği ve bir Dünya şampiyonluğu kazandım. Bu sayede hem kariyerime yeni başarılar ekledim hem de kendime olan güvenim arttı. Ayrıca rakiplerime de önemli bir korku saldığımı düşünüyorum.”
GÜÇ, AĞIRLIK ANTRENMANINDAN GELİR
Dünyanın en iyisi olmaya çalışırken, oldukça disiplinli bir hayat yaşamak gerekiyor. Antrenman düzeni de buna dahil. Rıza Kayaalp için yaptığı ağırlık antrenmanları, minderde yaptığı çalışmalardan bile daha önemli: “Ne kadar iyi ağırlık kaldırırsam, minderde o kadar iyi olacağımı düşünüyorum. Bu alanda zirveyi görmek beni hem fiziksel hem de psikolojik olarak çok olumlu etkiliyor. Squat, bench press ve deadlift gibi hareketler antrenmanımın büyük bölümünü oluşturuyor. Genelde maksimum kaldıracağım ağırlığın yüzde 70-80’iyle, 10 tekrardan 8 set yapıyorum. Daha yüksek ağırlıklarla az tekrar çalışmalarını, maça yakın zamanlarda yapıyorum. Amaç kas yapmaktan çok, gücü korumak oluyor.”
Bu kadar güçlü adamlara karşı minderde mücadele etmek için, aynı zamanda kondisyon ve nefesinizin de güçlü olması gerekiyor. Kayaalp bunu güreş yapmayan sporculara ilginç bir şekilde göstermeyi tercih ediyor: “Bazen insanlardan bana saldırmalarını istiyorum ve 30 saniyede nefes nefese kalıyorlar. Bir dakika desem zaten bayılırlar, çünkü nefesleri yetmiyor. Ben bu konuda oldukça iyiyim. Havuzda suyun altından yüzerek nefesimi de zinde tutmaya çalışıyorum. Nefes almadan 75-100 metre kadar gidebiliyorum.”
SONUÇ AL, MOTİVE OL
Büyük turnuvalardan önce girilen hazırlık kampları, sporcular için aynı zamanda mental bir güç savaşına dönüşüyor. Yorucu geçen bu dönemlerde, kampa giren sporcular güne bitkin ve yorgun hissederek başlayabiliyor ama Rıza Kayaalp, bunun üstesinden gelmenin yolunu bulmuş: “Güreşmek benim işim ve buradan ekmek yiyorum. Bu psikolojiyle bakıyorum işime. Benim için bir alternatif yok. Sadece çok uzun süredir ağır çalışıyorsam ve kendimi çok yorgun hissediyorsam, bazen ağırlık ve setleri düşürebiliyorum. Sporcunun vücudunu tanıması çok önemli. Vücudum ne kadar güçlüyse, kendimi o kadar iyi hissediyorum ve motive ediyorum. Önemli olan gelişim görmek ve bundan motive olabilmek. Ne kadar yorulmuş olursam olayım, güçlendiğimi hissettikçe daha fazla çalışmak istiyorum.
HER ŞEY RIO İÇİN
Rıza Kayaalp kariyerinde eksik olan tek şeyi, Olimpiyat altın madalyasını elde etmek için hazır: “Şu an kafamda sadece Rio var. Tamamen 2016 Olimpiyatları’nda altın kazanmaya odaklanmış durumdayım. Bunu başarmak için gereken her şeye sahibim. Umarım ülkeme altın madalya ile dönerim. Kariyerimi 2020 yılında yine Olimpiyatlar’la sonlandırmak istiyorum.”