Eğer kilo vermek istiyorsanız hormonlarınızı kontrol altına almalısınız.
Hormonlar deyince aklınıza ne geliyor? Kadınların sebepsiz yere bağırıp çağırmasına yol açan gizemli sıvılar mı? Hormonların hep kötü bir ünü olmuştur. Ancak kötü ünün kadınlara özel olduğunu düşünmeyin sakın. Gerçekte, erkeklerin sahip oldukları hormonlar, kadınların sahip olduklarıyla neredeyse aynı. Örneğin östrojen gibi bir hormonun çok az bir miktarı bile sizin “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”den hoşlanmanızı sağlayabilir.<p>
Eğer hormonların gücüne inanmıyorsanız, bize kulak verin. Damarlarımızda dolaşan bu sinsi şeylerin neler yapabildiklerini öğrenin. Gün içinde yaptığınız her şeyin vücut kimyanızı etkilediğini unutmayın. Yedikleriniz, egzersiz yaptığınız zamanlar, izlediğiniz filmler… Hepsini hatta sizi, sizden habersiz kontrol ediyorlar! Eğer hormonlarınızı kontrol altında tutabilirseniz daha fazla yağ yakabilir, daha sağlıklı bir uyku çekebilirsiniz. Peki, sağlıklı bir hormon seviyesi için gün içerisinde neler yapmalısınız? Gelin birlikte inceleyelim…
Saat 6:00 – Saatlerdir açsınız
Sizin uyku dediğiniz şeyi, vücudunuz sekiz saatlik açlık olarak yorumlar. Bu yüzden enerjinizin korunması için elinden ne geliyorsa yapar. Mesela vücuda alınan besinlerin ne kadar hızlı enerjiye dönüştüğünü belirleyen iki hormon olan leptin ve insülin seviyesini düşürmek de buna dâhil.
Hormonlarınızı çalıştırın:s Bir saat içerisinde yemek yiyin. Uyandıktan sonra doğru şekilde yemek yemek, vücuda geri kalan zamanda kıtlık çekmeyeceğini söyleyen leptin seviyesinin artmasını sağlayacaktır. Leptin yükseldiğinde kendinizi tok hissedersiniz. Harcadığınız enerjide de ister istemez artış olacaktır. Ancak bu enerjinin öğle yemeğine kadar devam etmesini istiyorsanız, poğaça ve börek gibi insülin seviyesinde ani artışlara sebep olacak yiyeceklerden uzak durmanız şart. İşin sırrı, insülin miktarını sabit şekilde artıracak bir kahvaltıda. Size kopya verelim. Peynirli omlet ya da çavdar ekmeğiyle hazırlanmış kaşar peynirli ve domatesli sandviç gibi seçenekleri deneyin.
Saat 7:30 – Şimdi yakmaya başlayın
Sabahları vücudunuzun yağ yakmak için tam kapasiteyle çalışmadığı bilinen bir gerçek. Bunu nereden mi öğrendik? Cevabı çok basit: Çünkü sabahları tiroit bezleriniz hâlâ uykuda. Metabolik sistemin asıl düzenleyicisi olan bu bezler, vücudun besinleri hangi hızla yaktığını ve yağın enerji talebi doğrultusunda nasıl depolandığını kontrol eden hormonları pompalar. Tüm bu talepler siz uykudayken azalır. Uyanık olduğunuzdaysa, temponuzu artırmadığınız sürece artış göstermez
Hormonlarınızı çalıştırın:Zor, biliyoruz. Ancak sabah saatlerinde egzersiz yapmayı deneyin. 2007 yılında Tayvan’da yapılan bir araştırmada, sabahları koşu bandına çıkan 27 erkeğin, sabah antrenmanı yapmadıkları günlere göre daha fazla tiroit hormonu salgıladıkları görüldü. Araştırmacılar tiroit hormonlarının salgılandıktan sonra kan dolaşımında saatlerce kaldığını, bu sayede tüm gün metabolizmanızın daha yüksek hızda çalıştığını belirtiyor. Duş almadan önce kardiyo yapmanız için bir diğer sebepse, erken saatlerde yapılan aerobiğin sizi yoğun bir iş gününe çok daha iyi hazırlaması. Amerikan Egzersiz Konseyi başkanı Prof. Dr. Cedric Bryant, aerobik egzersizin serotonin (mutluluk hormonu) ve dopamin (motivasyonu arttırıcı hormon) artışı sağladığını belirtiyor.
Saat 12:00 – Yemekte akıllı seçimler
Güne testosteron deponuzun dolu başladığınızı biliyor musunuz? Uyandığınızda ereksiyon halinde olmanız bunun ispatı. Uyandıktan altı saat sonra testosteron seviyesi düşmeye ve açlık hormonu ghrelin de yavaşça yükselmeye başlar. Testosteron ve ghrelin hormonları aksi istikamette hareket ederler ama ikisi de aynı noktaya gider: Öğle yemeği!
Hormonlarınızı çalıştırın:Buluşmalarla yemekleri birleştirmeyi deneyin. Testosteron seviyesi yüksek olduğunda beyniniz yazma, fikir üretme ya da raporları dosyalama gibi tek başınıza yapabileceğiniz işlere odaklanır. Grup çalışması için testosteronun düşmesini bekleyin. İşte bu yüzden öğle vakti buluşmalar için ideal bir zamandır. İş sipariş vermeye geldiğinde, protein ve yağ (somon ya da ton balığı gibi) içeren bir yemek seçmekte fayda var. Nedeni şu: Yemek bağırsaklarınıza ulaştığında, doygunluk hissi veren peptit YY ile oksintomodulin (ince bağırsak tarafından salgılanan ve obezitiye kaşı savaşta etkili silahlardan biri) hormonları salgılanır. Eğer sindirim sisteminize yavaş sindirilen yağları ve proteini sokarsanız, peptit YY ile oksintomodulin hormonlarının salgılanmasını garantilemiş olursunuz.
Saat 15:00 – Tükendiğinizi hissettiğiniz anda
İşte size sıklıkla yaşadığınız bir senaryo. İşin bitmesine birkaç saatten fazla var. Fakat zihniniz şimdiden saatlerce çalışmışsınız gibi yorgun. Bu sorunun ardındaki yaramaz, her zamanki gibi, testosteron. Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesinden Prof. Dr. Jeri Janowski “Araştırmalar, testosteron seviyeniz düştüğünde, hafızanızın zayıfladığını gösteriyor” diyor. Beyin nöronlarının birbiriyle doğru iletişim kurmasını sağlamak için, vücudunuzun gün içerisinde devamlı olarak testosteron salgılaması gerekir.
Hormonlarınızı çalıştırın: Kahve için ve çalışmaya ara verin. İş arkadaşlarınızla minik bir yarışa girin. Tabii bu yarış, yeni stajyerle yemeğe ilk kim çıkacak yarışı olmasın. Kullanılmış kağıtlardan top yapıp çöp kutusuna basket atmayı deneyebilirsiniz.
Prof. Dr. Janowski “İnsanlar rekabete dayalı oyunlar oynadıklarında, kazanan kaybedenden daha yüksek testosteron seviyesine sahip olur” diyor. Kaybetmekten mi korkuyorsunuz? O halde kendinizle yarışa girin. 10 dakika ara verin. Websudoku.com adresine girip sudoku çözün ve bitince işinizin başına dönün. Farkı hissedeceksiniz.