İÇİNDEKİ DÜŞMAN

Bu duyabileceğin en yaygın sağlık sorunudur ve bedenini yıllar boyunca içten içe yer.
İltihap. Bu sözcük muhtemelen sana koşarken düşüp dizini yaraladığın zamanları ya da yüzünde kabaran sivilceleri hatırlatıyor. Bunlar reçetesiz satılan ilaçlarla ya da biraz buz yardımıyla geçebilen yaygın sorunlar…

Ancak iltihabın bambaşka bir çeşidi daha var: Kronik iltihap. Yavaş ve sessiz şekilde ilerler ve asla durmaz. İçinde olduğunu hissedemezsin. Onunla ilgili herhangi bir test yaptıramazsın. Buna rağmen, günümüzde tıpta en çok adı geçen rahatsızlık hâline gelmiş durumda: Giderek daha fazla araştırma sonucu gösteriyor ki kronik iltihap ağır hastalıklara yol açıyor. New York’taki Eleven Eleven Wellness Merkezi’ni yöneten Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Frank Lipman, “Pek çok hastalığın altında yatan neden bu” diyor.

Bilim insanları hâlâ iltihaplanmanın tam olarak nasıl işlediği konusunu çözmeye çalışıyor, şu ana dek bildiklerimiz ise şunlar: Her şey, herhangi bir zarara karşı bedenin ilk savunma hattı olan bağışıklık sistemiyle başlıyor. Yaralandığında veya hasta olduğunda, kemik iliği, beyaz kan hücrelerini bölgeye gönderir. Bunlar hastalığın kökünü kurutup iyileşme işlemini başlatır. Ancak bazen bağışıklık sistemi yanlış bir sinyal alır ve gereksiz yere ilk yardım ekibini bölgeye yollar. Yanlış bilgi sahibi akyuvarlar gerçekten bir problem varmış gibi harekete geçer ve gittiği yerde karşısına hiçbir düşman çıkmadığını görünce orada gereğinden fazla zaman kalır. Problem şu ki, bedenin bu tarz bağışıklık sistemi aktivitelerini anlayacak şekilde tasarlanmamış. Sonuç olarak boş yere harekete geçmiş olan akyuvarlar, bulunduğu bölgede iç organlarına zarar vermeye başlar. Ayrıca, bedeninin hastalıkları yok etmek için kullandığı diğer hücrelere de gereksiz yere saldırır. O zaman da kanser gibi hastalıklar için kapı açık kalmış olur. Neyse ki, kronik iltihaplanmayı önlemek ve gidermek için bir şeyler yapman mümkün. Aşağıdaki bilgileri okuyarak bu sessiz tehlikeden kaçma yöntemlerini öğrenebilirsin:

Başlıca iltihap tetikleyiciler

Aşırı kilolu olmak.  Fazladan birkaç kilo aldığında yağ hücrelerin de şişmeye başlar. San Diego’daki Kaliforniya Üniversitesi’nden Endokrinolog Jerrold Olefsky, “Ekstra stres yüzünden hücrelerin kafası karışır ve bağışıklık sistemine yanlış alarm gönderir” diyor. Bazı akyuvarlar bu alarma karşılık verir, yardım etmeye gider ve iltihaplanmaya neden olur. Zamanla, sağlıklı hücreler insüline (kan şekerini düzenleyen hormon) karşı dirençli hale gelebilir. O zaman da diyabet gibi rahatsızlıklar ortaya çıkar. Dahası, işe yaramayan akyuvarlar kan dolaşımına sızabilir ve nihayetinde karaciğerini kötüleştirir.

Çok fazla şekerli, karbonhidratlı ve yağlı yiyecekler yemek.  Oregon State Üniversitesi Linus Pauling Enstitüsü’nde araştırmacı olan Doktor Victoria Drake, “Çok fazla doymuş ve trans yağ yediğinde yaptığın şey (hastalıkları davet etmenin haricinde) iltihaplanma riskini arttırmaktır” diyor. Bilim insanları hâlâ bunun nedenlerini bulmaya çalışıyor ama bilinen şu ki, kan dolaşımına bir anda çok büyük miktarda şeker karışmasına neden olan yiyecekler aynı zamanda iltihaplanmaya da neden oluyor. Avustralya’da yapılmış bir çalışmaya göre, kan şekerini yükselttiği bilinen yüksek glisemik indeksli yiyecekleri (mısır cipsi, patates, çörek, waffle gibi) yedikten üç saat sonra iltihaplanma işaretleri belirgin şekilde artış gösteriyor.

Yüksek derecede kaygı ve bunaltı yaşamak. Beklenmeden oluşan sinir yıpratıcı durumlar (iş toplantısında hazırlıksız konuşma yapmak gibi) yoğun bir endişe ve huzursuzluk hissi yaşatabilir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda bu durumun iltihaplanma ile de bağlantılı olduğu anlaşıldı. Los Angeles’daki Kaliforniya Üniversitesi’nde beyin, davranış ve bağışıklık sistemi arasındaki ilişkiler üzerine araştırma yapan Doktor George Slavich, “İltihaplanma genel olarak stres altındayken yükselişe geçiyor” diyor. Nedeni, beyindeki acıyı hisseden bölgelerin sosyal stres etkisiyle de tetiklenmesi. Son zamanlarda yapılan diğer araştırmalar ise uzun süreli endişe veya depresyon yaşayan bazı kişilerde iltihaplanma olabildiğini gösteriyor.

Kirli hava solumak.  Dumandan nefret mi ediyorsun? Aynı şekilde bağışıklık sistemin de pek hoşlanmıyor. Environmental Health Perspectives’de yayımlanmış bir çalışmaya göre havası kirlenmiş bölgelerde yaşayan kadınlarda daha fazla diyabete rastlanıyor. Bunun muhtemel nedeni, hava kirliliğinin iltihaplanmayı tetiklemesi ve bu sebeple insülin direncinin artması. Ancak kalabalık bir caddeye yakın oturmaktan daha kötü olan bir şey varsa o da sigara alışkanlığı. Tütün dumanı ciğerlere adeta saldırır ve bağışıklık sistemi anında duruma müdahale eder. Genel olarak da gereğinden fazlasını yapar; bunun sonucunda akyuvarlar saldırgan bir hale gelip akciğer hastalıklarına neden olabilir.

Başlıca iltihap savaşçıları

Omega-3 yağ asitleri içeren yiyecekler yemek.
Olefsky, “Bu yağlar hem kalp hem de sinir sistemi için harikadır. Yeni çalışmalara göre, somon gibi bazı balıklarda bulunan bu ‘iyi yağlar’ fazla saldırgan hale gelmiş akyuvarları sakinleştiriyor” diyor. Her hafta en az iki porsiyon balık yemelisin.

Bol bol sebze ve meyve yemek.  Bunlar iltihaplanmayla savaşan en iyi dostlarındır. Journal of Clinical Endocrinology and Metabolism’de yayımlanmış bir çalışmaya göre, her birinde iltihaplanmayı engelleyen magnezyum ve antioksidanlar, karotenoidler (havuç, kabak ve tatlı patateste bulunan turuncu ve sarı pigmentler) ve likopen (domates ve karpuza kırmızı rengi veren madde) vardır. Üzüm (ve evet, kırmızı şarap) iltihaplanmayı engeller. Bilim insanları bitkilerin neden böylesine sihirli olduğunu tam bilmiyor. Ancak çeşitli araştırmalar gösteriyor ki, çok miktarda sebze, meyve ve zeytinyağı tüketmeyi öneren Akdeniz tarzı diyet iltihaplanmayı engelliyor.

Hareket etmek. Spor yapmak için bir nedene daha mı ihtiyacın var? Yapılmış olan çalışmalara göre egzersiz yapmak, iltihabı azaltmada güçlü bir etkiye sahip. Kanser riskini de azaltıyor. Urbana-Champaign’deki Illinois Üniversitesi’nden Kinesioloji Profesörü Jeffrey Woods, “Haftanın çoğu günü, 45–50 dakika orta dereceli bir egzersiz yapmaktan bahsediyoruz” diyor. Ayrıca herkesin -kilosu ne olursa olsun- mutlaka ter atması gerektiğini de ekliyor. Dolayısıyla zayıf olman, gizli iltihaplanmaya karşı korunduğun anlamına gelmez. Yine de daha fazla motivasyona ihtiyacın varsa, egzersizin yağ hücrelerini küçülttüğünü ve bağışıklık sistemini rahatlatmak suretiyle otomatikman iltihaplanmayla savaştığını söyleyebiliriz.

Moralini yükseltmek. Huzursuzluk, endişe ve depresyon yaşayan kişiler tedavi görürse iltihap riski de azalıyor. Psychosomatic Medicine’ın son çalışmasına göre, terapiye giden
kadınlarda iltihaplanmanın azaldığı tespit edilmiş. Ohio State Üniversitesi’nden Doktor Barbara Andersen, muhtemel sebebin stres seviyesinin düşmesi olduğunu söylüyor. Slavich’e göre aslında herhangi bir şekilde stresin azalması, kronik iltihaplanmayı yenmek için anahtar görevi görüyor. Hep en kötü senaryoyu (“Bu sınavdan kesin kalacağım” ya da “Uçağı bu sefer kaçıracağım” gibi) düşünmek yerine derin bir nefes al ve olumsuz düşüncelere gerçekmiş gibi yaklaşmayı bırak. Böylece bağışıklık sistemini sakinleştirmiş olacaksın.

İltihaplanmayı gideren besinler
Bu sağlıklı yiyecekleri alışveriş listene ekle:

Yağlı, şekerli ve işlemden geçirilmiş abur cuburun karın bölgeni genişlettiğini zaten biliyorsun. Doktor Frank Lipman, “İltihaplanma tehdidi, raftan aldığın şekerlemeleri geri koyman ve patates kızartmasından vazgeçmen için sana yeni bir sebep sunuyor” diyor. Bunlar yerine, aşağıdaki iltihap karşıtı besinleri diyetine eklemelisin:

> Yeşillik:
Ispanak, lahana, Brüksel lahanası ve diğer koyu renk ve yapraklı sebzelerde bol miktarda magnezyum ve fitokimyasallar (kanser riskini azaltan maddeler) bulunur.

> Yaban mersini: Antioksidan bakımından zengin tüm meyveler iyi bir seçimdir. Ancak yapılan araştırmalara göre bu küçük ama güçlü meyvenin içindeki bazı kimyasallar iltihaplanmaya neden olan hücreleri yeniden aktif hale getirebiliyor.

> Somon:
Araştırmacılar, omega-3 bakımından zengin yağlı balıkların, akyuvarların gereksiz hareketini engellediğini ortaya çıkardı.

> Keten tohumu: Bu süper besin de omega-3 bakımından zengindir.

> Bakliyat: 
Mercimek ve fasulye iyi birer protein kaynağıdır. Ayrıca kan şekerini düzenlemeye yardım ederek iltihaplanmayı kontrol altında tutar.

> Zerdeçal:
Çalışmalar, bu lezzetli baharatın iltihap ve kanserle savaşma özelliği olduğunu gösteriyor.

Yazı: Laura Beil / Derleyen: Tuğçe Tekmen

BENZER YAZILAR