İKİ TEHLİKELİ BEYAZ

Sürekli yemek, meyve ve sebzenin faydalarını ve zararlarını anlatıyoruz. Bu yazıda ise yemeklerde en çok kullanılan iki katkı maddesine, tuz ve şekerin uzun vadedeki etkilerine bir göz atacağız.

ŞEKER

Teknik olarak tüm karbonhidratlara basit veya kompleks şeker olarak ayrılsa bile, biz yazıda genel olarak tatlı beyaz kristalleri ve benzerlerini kastediyor olacağız. Aldığınız ürünlerin içindekiler listesine göz atarken şunu aklınızdan çıkarmayın:

Glikoz: Şeker

Früktoz: Şeker

Sakaroz: Şeker

Maltoz: Şeker

Laktoz: Şeker

İŞLEVLERİ

Kalori bakımından zengin ve hızlı bir enerji sağlarken, ihtiyacınızdan fazla olduğu için vücut tarafından yakılmayan şekerler hemen yağ olarak depolanıyor. Yağ olarak depolandıktan sonra, siz yoğun egzersizlerle (tavsiye ederiz) veya aç kalarak (tavsiye etmeyiz) yakana kadar öyle kalmaya devam ediyor. Tat vermesi dışında, herhangi bir vücut fonksiyonu için diğer kaynaklardan elde edemeyeceğiniz hayati bir işlevi yok.

FAZLA

Genç nesil fazla şeker tüketiminin zararları ve obeziteye direkt katkısı konusunda gittikçe daha bilinçli olmaya başlıyor. Yalnızca ABD’de son yirmi yıldaki şeker tüketimi yılda kişi başına 12 kilodan sarsıcı bir şekilde 61 kiloya çıktı. Bu da tam tamına beş katı bir artış anlamına geliyor. Yüksek miktarda şeker alımı pankreasınızı zorlar. Bu da kan şekeri değerlerinizi etkileyip diyabete yol açabilir. Çürüyen dişlerden bahsetmeye bile gerek yok. Diğer etkileri arasında ruh hali değişkenlikleri, kalp hastalığı, safra taşı, felç riskinin artması yer alıyor.

YETERLİ DEĞİL

Yeterli şeker alamamak hiçbir zaman sorun olmaz. Minimum enerji ihtiyacınız, toplam kalori tüketiminizle karşılandığı sürece vücudunuz sağlıklı bir şekilde görevlerini yerine getirecektir. Kendinizi kandırmayın, şeker de yağ gibi bir bağımlılık haline gelebilir. Şeker almak için pek çok zararsız ve doğal kaynak var. İşlenmiş yiyeceklerden uzak durmak ve toplam şeker alımınızı kontrol altında tutmakta fayda var.

TUZ

Sodyum klorür de denilen yemek tuzundan bahsediyoruz. Egzersiz sırasında terle birlikte vücudunuzdan atılıyor ve vücudunuz için önemli bir rol oynuyor.

İŞLEVLERİ

Vücudumuzdaki en temel görevi su seviyelerini ayarlamak ve kaslarınızdaki kasılmaları rahatlatmaktır. Bacaklarınıza kramp girdiği ve ardından kaslarınızın ağrıdığı son seferi hatırlıyor musunuz? İşte o an sodyum seviyeniz düşüktü ve susuz kalmıştınız.

FAZLA

Şekerin aksine, tuzda sıfır kalori var ama bu dikkatsizce tüketebileceğiniz anlamına gelmemeli. Aşırı tuz idrar yoluyla vücuttan atılır ama yüksek seviyede tuz yine de vücuda zarar verir. Şişkinlik hissi verir (çok fazla su tuttuğu için), tansiyonu yükseltir, kilo almaya yol açar ve uzun vadede böbreklere zarar verir.

YETERLİ DEĞİL

Yetersiz sodyumun semptomları dehidrasyon durumunda yaşananlarla aynıdır. Baş ağrısı, odaklanma problemi, dikkat dağınıklığı, zihinsel ve fiziksel tükenmişlik ve kramp gibi olaylar bu semptomların arasında.

Yeteri kadar tuz tükettiğinizi nasıl anlarsınız? Muhtemelen her zaman alıyorsunuz. Batıda yaşayan çoğu insan vücutlarına giren tuzun yüzde 90’ını fazla geldiği için vücutlarında atıyor. Şekerde olduğu gibi, işlenmiş yiyeceklerden veya tabağınıza bir tutamdan fazla tuz eklemekten kaçının.

Hızlı ve yüksek tempolu antrenmanlar düzenli su tüketimi ve yüksek enerji seviyesi gerektirir. Ama spor yapmaya bağlı olarak yapılan su tutma/sodyum planları, sadece dayanıklılık antrenmanları yapanlar ve 90 dakikadan uzun programlar uygulayanlar için önemlidir.

Anladınız değil mi? Haydi şimdi egzersiz yapın ve terleyin.

BENZER YAZILAR