İŞTEN AYRILMAK HİÇ KOLAY DEĞİL

Kariyerimiz ve sosyal hayatımız giderek daha fazla iç içe geçiyor. İşten ayrılmak ise, romantik bir birlikteliği bitirmek kadar zor bir karar hâline geliyor. Bu güç kararı cesaretle verebilen kadınların, hemen ardından yoğun bir üzüntü yaşamaya başlaması ise şaşırtıcı. Ancak başa çıkmanın yolları var.

İstanbul’da yaşayan 30 yaşındaki Buket, yirmilerindeyken her türlü deneyime açıktı; en azından kariyeri söz konusu olduğunda… Gençliğinin de vermiş olduğu enerjiyle, işin kazanç kısmına pek de odaklanmadan bir işten diğerine atlayıp durmuştu. Değişikliğin getirdiği heyecanı ve motivasyonu seviyordu ancak bu sevgisinin, faturalarını öderken pek yararı olmuyordu.
Bu yüzden, satış uzmanı olarak aylık 3.000 TL maaş alacağı bir iş teklifi alınca, adeta üzerine atladı. Yaptığı satışlarla birlikte geliri de artacaktı. Ancak yeni işinin verdiği heyecan uzun sürmedi. Çalışma alanını başkalarıyla paylaşıyor olmak, satış yapmanın oldukça zor olması gibi sıkıntılar, onu kısa zamanda işinden soğuttu. Hatta işinden duyduğu tatminsizlik nedeniyle hissettiği sıkıntının üstesinden gelmek için psikoloğa bile gitmeye başladı. Biraz da bu sayede, patronunun ona karşı “seni umursamıyorum” davranışı içerisinde olduğunu görmeye başlamıştı. “Burada asıl mesele para kazanıp kazanmamak değil. Sonuçta sen bir insan olarak değerlisin. İşten ayrılma kararıma dönüp baktığım zaman pişmanlık duymuyorum. Ama üstesinden gelmem uzun sürdü” diyor.

MUTLU GÜNLERİ ANIMSAYINCA…
Eski işini özlemek, değeri sonradan anlaşılan eski sevgiliyi özlemekten çok da farklı değil. Pek çok genç kadın için işinden ayrılmak, beraberinde stres, üzüntü ve genel olarak duygusal zayıflık da getiriyor. Çoğu zaman romantik bir ilişkiden sonra yaşanan ayrılıkta olduğu gibi.
Bu aslında yeni bir fenomen sayılabilir. Annen ya da anneannen muhtemelen böyle duygular yaşamamıştır. Çünkü yeni jenerasyon kadınlar, her zamankinden çok daha fazla iş hayatında yer alıyor. Hatta ABD İş Gücü İstatistikleri Bürosu’na göre Y kuşağı denen, 1980 sonrası doğan kuşak, ortalama olarak her 1,5 yılda bir işini değiştiriyor. Buna ek olarak çok daha uzun saatler çalışıyoruz. Özel ve iş hayatımız arasındaki ayrım ise neredeyse kaybolmuş durumda. Good Technology adlı mobil güvenlik yazılım firmasına göre Amerikalıların yüzde 50’si, iş e-postalarını yatağa girdiğinde bile kontrol ediyor. İşe ne kadar bağlı olunursa, ayrıldıktan sonra hayal kırıklığı ve yeni bir işe başlama konusunda cesaretsizlik o kadar fazla yaşanıyor.
İstifa etmek, bir ilişkiyi bitirmeye gerçekten de benzer. İşten çıkarılma durumunda yaşanan üzüntü hissinin ise doğal olarak çok daha kısa sürmesi beklenir. Ancak şaşırtıcı bir şekilde, pek çok kadın işten çıkarıldığı zaman da anksiyete yaşıyor. Kendisiyle ilgili alınan bu kararı sorgulama sürecine giriyor ve aynen harika bir adamı kaçırmış gibi hissediyor…
Kariyer Uzmanı Deborah Brown-Volkman, “Ayrılığın özel veya profesyonel hayatta yaşanması fark etmiyor. Bizim için en iyisi bu olsa bile, ayrılıklar daima düş kırıklığı yaratıyor ve ilişkileri bozuyor” diyor. Meselenin şu boyutu da var: Bazen işin senin kimliğinin ayrılmaz bir parçası hâline gelir. Tıpkı bir ilişkide veya evlilikte olduğu gibi, kendini biraz da onunla tanımlamaya başlarsın. Böyle bir bağ kurmuşken yaşanan ayrılık sonrası, bir parçanı kaybetmiş gibi hissetmen son derece normal.
Zeynep’in durumunda olduğu gibi. 29 yaşındaki Zeynep iki ayrı film yapımcısının asistanı olarak çalışmış, her ikisinden de yeteneklerinin iyi şekilde değerlendirilmediğini hissettiği için ayrılmıştı. Nihayet daha iyi ve büyük bir prodüksiyon şirketinde çalışmaya başladı. Ancak kendini sık sık durup eski işlerini düşünürken buluyordu. Her iki yapımcının da son filmleri o yılki film festivalinde gösterildi. Zeynep o kadar duygusallaşmıştı ki, eski patronlarına birer kutu kutlama çikolatası yollamayı bile aklından geçirdi. “Bazen aslında çok iyi bir şeyden vazgeçmiş olabilir miyim diye merak ediyorum” diyor.
34 yaşındaki Neslihan için ise, beş yıldır çalıştığı spor malzemeleri pazarlama şirketinden ayrılmak ve kendi emlak ofisini kurmak, lisedeyken birlikte olduğu sevgilisinden ayrılmak kadar zor olmuş. Çünkü aslında işinin onu mutsuz etmediğini, sadece daha iyisini istediğini söylüyor: “Kötü giden bir ilişkide olduğu kadar çaresiz ve umutsuz değildim. Ancak gençlik yıllarında yaşadığın iyi bir birlikteliği düşün. Senin için bundan daha iyisi olabileceğini düşünmez misin?” Unutmamak gerek ki, hiçbir ayrılık acı çekmeden atlatılmıyor.
Neslihan, böyle anları çok iyi biliyor. “Seni kimsenin rahatsız etmeyeceği bir yerde oturursun; yanına atıştırmalık bir şeyler, bazen tatlı alırsın. Ve o can acıtan soruyu sormaya başlarsın: Bu doğru karar mıydı?” O anki duyguların, bir ayrılıktan sonra hissettiğin ilk acıya çok benzer. Henüz yara tazedir ve hâlâ pek emin değilsindir.

YAS DÖNEMİ
Bunu yaşayan sadece sen değilsin. Herkesin böyle hissedebileceğine emin ol. Psikolog Sara Denman, işten ayrılma sonrası pişmanlık yaşayan ve derin bir depresyona giren hasta sayısının giderek arttığını söylüyor: “Bu durum her sektörde geçerli ve yeni girilen işin ne kadar harika olduğunun, ne gibi avantajlar sunduğunun da pek önemi yok.”
Ancak bu problemin altında yatan nedenler, işe göre değişiklik gösterebiliyor: Bazı kadınlar her şeyini yitirdiği hissine kapılabiliyor. Tıpkı 32 yaşında bir mühendis olan Gülçin gibi. Okulu bitirir bitirmez başladığı ve tam yedi yıl çalıştığı şirketten ayrıldığında, özellikle iş arkadaşlarıyla vedalaşmakta çok zorlanmış. Geçen yıllar içinde, Gülçin’in kalbinde iş arkadaşlarının çok özel bir yeri olmuş, tıpkı bir aile gibi. (Aslında böyle hissetmesi tuhaf değil çünkü Gülçin eşini de iş arkadaşları arasından seçmiş.)
Bazıları eski şirketinin prestijini özleyebiliyor. Özellikle de daha az tanınan bir firmaya, daha iyi bir pozisyon için geçiş yapmış olan kadınlar bu duyguyu sık yaşıyor. Büyük ve tanınmış bir firmaya transfer olanlar içinse durum tam tersi: Onlar da eski patronunun yanında ne kadar rahat olduğunu düşünüp hüzne kapılıyor. Üstelik bu duygular, nadiren de olsa aylar, hatta yıllarca devam edebiliyor.

İYİLEŞMEYE BAŞLAMAK
Eski işinin yasını tutmanda hiçbir tuhaflık yok. Ne de olsa kimliğin ve yaşamın, yaptığın işle sıkı sıkıya bağlı. Asıl mesele ise, yeni bir işe başlamadan önce bu duygularını kafanın içinde halletmiş olman.
Bu karara pragmatik bir şekilde yaklaşarak ilk adımı atabilirsin. Kararının artılarını ve eksilerini bir deftere yaz. Yeni işinde neler elde edeceğini, şu anki işinde nelere sahip olduğunu dikkate al. Ayrıca buradan ayrıldığında neleri özleyeceğini de sırala. Neslihan, “Bir atasözü vardır; davulun sesi uzaktan kulağa hoş gelir. Bir de yakına git bakalım hâlâ o kadar hoş mu? Bence biz böyle anlarda gerçekten büyüyor ve bir şeyler öğreniyoruz. Hayatın aslında ne olduğunu daha iyi anlıyoruz” diyor.
Huzursuzluk veya endişe hissi ise, genellikle yeni bir işe girdikten sonra başlıyor. Capella Üniversitesi’nin Harold Abel Sosyal ve Davranışsal Bilimler Okulu’ndan Psikoloji Profesörü Karen Yasgoor, bunun geçici bir bilinmezlik korkusu olduğunu söylüyor: “Aslında yeni bir işe başlarken böyle hissetmen gerekmiyor. Bunu yeni arkadaşlarla tanışma ve daha üst düzeyde yeni bir işe başlama şansı olarak da görebilirsin.”
Eski işinde tanıştığın kişilerle iletişimini sürdürebilirsin. Ancak yeni ilişkiler kurmayı da ihmal etme. Yeni iş arkadaşlarınla bir şeyler içmeye git, ofisini veya bölmeni dekore et, şirketinin bir spor veya hobi grubu varsa ona katıl.

BIRAK DAHA İYİSİ OLSUN
Bu “yeni işe adapte olma” tüyoları senin için yeterli olmadıysa, belki de yardıma ihtiyacın vardır. Bir psikologla görüşmenin faydası olabilir. Ancak terapinin haftalar ya da aylar sürebileceğini göz önünde bulundur. Hatta bazen tam anlamıyla atlatman yıllarını alabilir.

Kişisel Gelişim Koçu Randall P. White, “Bir kayıpla başa çıkmak için her insanın ihtiyacı olan zaman farklıdır. Sağlıklı olan, takılıp kalmamaktır. Neler olduğunu giderek daha az düşünmeye başlamaktır” diyor. Bunu başarman iki hafta da sürebilir, iki ay da… Ancak iki yıl geçtiği hâlde hâlâ yas tutuyorsan, ortada başka bir sorun olabilir.

Peki ya verdiğin karar gerçekten yanlışsa ne olacak? Koşarak eski işine geri dönmeden önce (tabii bu seçeneğin varsa), ne yaptığından gerçekten emin olman gerekiyor.
Yasgoor, “Yeni işini daha ikinci gününde bırakıp eski işine dönmeden önce, ne kazanacağını ve neler kaybedeceğini gözden geçirsen iyi olur” diyor. Kendine şunu sor: Özlediğin şey işin kendisi mi, yoksa oradaki ilişkilerin mi? Şu andaki işinde kendini daha iyi hissetmek için yapabileceğin bir şey var mı?

Her ne yaparsan yap, sakın gemileri yakma. Yasgoor, eski işine dönmeye karar versen bile yeni patronuna bunun nedenlerini dürüstçe açıklamanın iyi olacağını söyüyor.
Elbette en iyisi, bu meseleyi halledip yoluna devam etmek. Klinik Psikolog Robin Dee Post, ayrılığın her türünün üzücü olduğunu söylüyor: “Ancak herkesin bunu yaşadığını aklından çıkarma. Ben genellikle işinden ayrılan arkadaşlarım ve hastalarımla bu konuyla ilgili konuşurken ‘boşanma’ kelimesini kullanıyorum. Çünkü bazen aynen böyle hissettirdiğini biliyorum.”

*İsimler değiştirilmiştir.

Sevgilim & İşim 
Bir erkekten ve bir işten ayrılmanın pek çok ortak noktası var!

Facebook’ta izini sürmek Eski iş arkadaşlarıyla görüşmeye devam etmek,

Sarhoş olup onu aramak Eski patronun verdiği davete uğramak,

Koca bir kutu dondurmaya gömülmek Diyet kola bağımlısı olmak,

Kız arkadaşlarına sürekli onun Eski iş arkadaşlarına eski işinin kötü taraflarından kötü taraflarını anlatmak bahsetmek.

Bir ofisle vedalaşmak: Gidersin ama unutmazsın.

“Yeni İşim Mi? Harika!” 
Yeni başladığın işi sevemediysen, insanlar nasıl gittiğini sorduğunda ne diyeceksin?

Yalan söylemek zorunda değilsin. Capella Üniversitesi’nin Harold Abel Sosyal ve Davranışsal Bilimler Okulu’ndan Profesör Karen Yasgoor, “Ancak vermen gereken cevap, soruyu soran insanla olan iletişiminin ne düzeyde olduğuna ve hayatındaki yerine göre değişir” diyor.

Eğer yeni durumunu merak eden kişi eski iş arkadaşlarından biriyse, çok fazla bilgi vermemek konusunda dikkatli olmalısın. Eski sevgilinle kahve içmek ne kadar yaralayıcı olabilirse, eski bir çalışma arkadaşınla bazı detayları paylaşmak o kadar gerilime ve alınganlığa neden olabilir (her iki taraf için de). Yasgoor, bazı eski arkadaşlarının şimdi daha fazla kazanman ya da birtakım yeni avantajlarının olması nedeniyle seni kıskanabileceğini belirtiyor, üstelik sen pek mutlu olmasan bile.

Yakın arkadaşlarına ve ailene karşı elbette daha açık olabilirsin. Yapım asistanı Zeynep, ailesine eski işini özlemekten dolayı neler hissettiğini anlatmış. Bu da onun yeni işine alışma sürecinde yardımcı olmuş. Ne zaman melankoliye kapılsa, ailesinin “Sen o işten nefret ediyordun!” diye ona hatırlattığını söylüyor.

BENZER YAZILAR