Kahve alışkanlığınız kontrolden çıkıyor ve bedelini sağlığınız ödüyor. Gün boyu enerjik hissetmek için kafeinsiz reçetemizi uygulayıp dozu düşürün.
Alınmayın ama yorgun görünüyorsunuz. Kabul, bu sadece bir tahmindi ama boşa konuşmuyoruz. Çevremizde uyku bozuklukları yaşayanların oranı böylesine artarken aksini düşünmek pek kolay değil. Kariyer, düzenli egzersiz, hareketli bir sosyal yaşam… Bunların hepsini hakkını vererek yapmak istiyoruz ama fiziksel gerçekler var ve çoğu zaman sahip olduğumuz enerjiden daha fazlasını gerektiriyorlar. Örneğin ebeveyn olmayı, tavsiye edilen sekiz saatlik kaliteli uykuyla birlikte düşünmek gülünç olabiliyor.
Bu yüzden dünyadaki kahve tüketimi tarihte görülmemiş oranlara yükselmiş durumda. Kahve tüketiminin görece düşük olduğu ülkemiz de bu yükseliş trendinden nasibini alıyor. International Coffee Organization’ın 2014 verilerine göre Türkiye’de kahve sektörü yüzde 15 civarında büyüme gerçekleştirdi. Haliyle sabahları kahve içmeden kendine gelemeyenlerin sayısı da yükseliyor. Eğer siz de gün boyu ayakta durabilmeyi kahveye borçlu olduğunuzu düşünüyorsanız, gözünüzü açsanız iyi edersiniz.
Bizi yanlış anlamayın, kahvenin gücünü inkâr edecek değiliz. Kahve güçlü bir uyarıcıdır. Vücudun doğal olarak geliştirdiği uyuşturucu kimyasalların üretimini durduran bir adenozin inhibitörüdür. Sonuç olarak bünyenizi alarm durumuna geçirir, bilişsel ve fiziksel performansınızı yükseltir. Antrenman öncesi kahve içmenizin nedeni de tam olarak budur. Ama kahve bir nevi ilaç gibidir ve her ilaç gibi vücudunuz ona da tolerans geliştirmeye başlar. Zamanla aynı etkiyi görebilmek için dozu yükseltmeniz gerekir. Bir noktada canınız kahve istemeyebilir ama içmeniz gerekir. Bu noktada heyecan ve kahve kaynaklı anksiyete baş gösterir.