KARANLIK VE TEHLİKELİ

Son zamanların adından en çok söz ettiren oyuncularından biri olan Pedro Pascal, bu kez karşımıza Kingsman: Altın Çember filminde “Whiskey” olarak çıkıyor.

Pedro Pascal’a bakınca bazılarınız, Game of Thrones dizisinde nefes kesen bir kılıç dövüşüyle ve sürpriz sonuyla hafızalara kazınan Oberyn Martell karakterini
görüyordur. Bazıları ise Kolombiya sokaklarında Pablo Escobar’ı avlayan ajan Javier Peña’yı. Her iki karakterle de sergilediği etkileyici performansla, birkaç
yıldır televizyon dünyasında konuşulan bir isim. Ve şimdi Şili doğumlu Amerikalı aktör, Kingsman: Altın Çember filminde Ajan Whiskey olarak karşımıza çıkıyor. Pascal ile filmde elinden düşmeyen kamçısı, Burt Reynolds’un rolü üzerindeki etkisi ve dengesini kaybetmeme çabası üzerine sohbet ettik.

Bize biraz Ajan Whiskey’den bahseder misin?

Ajan Whiskey, Kingsman’ın ABD’deki eşdeğeri olan Statesman’da bir ajan. Kingsman’ın ilk filmdeki varlığının kültürel bir temsil olması, bu filmde de Statesman için geçerli. Onlar kılıf olarak bir terzi dükkânı kullanıyorlardı, bizse bir damıtma tesisi. Ajanlarımızın isimleri likörlere dayanıyor. Ben Whiskey’im, Channing Tatum Tequila, Jeff Bridges şampanya anlamındaki Champ, Halle Berry ise Ginger Ale. Biz kovboylarız.

İsimler özelliklerinize işaret ediyor mu? Whiskey olarak adlandırılmanızın karakterinizle bir ilgisi var mı?

Evet, kesinlikle var. Biraz karanlık, biraz tehlikeli.

Buzlu mu?

Ben sek alırdım.

Bu filme nasıl dahil oldun?

Matthew Vaughn (yönetmen) aracılığıyla. Beni Narcos’un ilk sezonunda görmüş ve Ajan Whiskey rolü için aradığı karakterle uyumlu olduğumu düşünmüş. Sürecin başlarında benimle bu konu hakkında konuşmaya başladı ve rolü alıp alamayacağımı bilmeden, oyuncu seçmeleri süresince karakter üzerinde benimle birlikte çalıştı. Sonunda da rol benim oldu.

Rolün, 1970’lerde Burt Reynolds’ın canlandırdığı klasik rollerle, kaba mizacı ve bıyığı da buna dahil, büyük benzerlikler taşıyor. Bu kimin fikriydi?

Sanırım Matthew beni buna ikna etti. Ben de son derece istekliydim. Eğer Burt Reynolds kadar havalı görünüyorsam, bu benim için büyük bir başarı hikâyesidir.

Burt Reynolds filmlerini izledin mi? Onu taklit etmediğin çok belli ama belki de biraz kişiliğinden esinlenmek istemişsindir.

Hayır, Burt Reynolds’ı oynamıyorum ama tabii ki filmlerini seyrettim. En sevdiğim filmi The Longest Yard oldu. O filmde bıyığı yoktu. Smokey and the Bandit filmi var, bir de bir dublörü canlandırdığı Hooper filmi. Ona bayılıyorum. Fakat sanırım Matthew ile yaptığım konuşmalarımda benim için en önemli olan şey, Whiskey’nin çaba sarf etmeden sakin ve tehlikeli oluşuydu. Ona bulaşmak istemezsiniz. Matthew ile hemfikir olduğumuz bir konuydu. Bana ise bu beklentiyi karşılamak için işimi iyi yapmak kaldı.

Whiskey ile Eggsy’nin ilişkisi nasıl başladı?

Bu ilişki aslında ikilinin görevlerinin bir parçası haline geldi. Bu ikili dünyayı kurtarmak için ortak çalışmak zorunda oldukları bir durumda buldular kendilerini.
İlk filmde Colin ile Taron arasında akıl hocası-çekirge ilişkisi vardı. Whiskey ve Eggsy arasındaysa biraz rekabet olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden ilişkileri çok daha kırılgan ve tehdide açık.

Fiziksel becerilerini sergilemen gereken bir rol müydü?

Evet, oldukça. Matthew bu konuda beni sürekli uyardı, elimden geldiğince hazır olmaya çalıştım ama hiçbir şey yeterli değildi. Bu filmde inanılmaz bir dublör ekibi var ama bu filmin bu kadar özel olmasının nedenlerinden biri de, mümkün olan her şeyi dublörlere bırakmadan kendimiz yapmaya çalışmamızdı. Özellikle dövüş sahnelerinde biz rol aldık, bu olağanüstü zordu. Rolü kabul ettiğimde çekimler sırasında canımın feci halde yanacağını düşünüyordum, öyle de oldu.

Pek çok silahın eğitimini almak zorunda kaldınız.

Kırbaç, kement, tabancalar. Eğitim aldığım Loop Rawlins adlı bir kovboy akrobasi uzmanı var ve bana her şeyi o öğretti. İnanılmaz bir adam. O bir kement, kırbaç ve silah döndürme uzmanı. Bu adam her şeyi yapabilir ve şaşırtıcı olan şeyse, aynı zamanda çok rahat ve kolay bir adam olması. İspatlayacak hiçbir şeyi olmadığı için becerileriyle ilgili oldukça özgüvenli ve tüm bunları öğrenebileceğin adam da ancak onun gibi biri olmalı. Temel olarak bana her şeyi o öğretti.

Kement ve kırbaç kullanmaya dair neler öğrendin?

İlk gün hiçbir şey bilmiyordum.Sadece dövüş koreografisini iyi biliyordum. Indiana Jones’a takıntılı olduğum için çocukluğumda bir kamçım vardı ama nasıl kement atılacağını ya da silahları nasıl döndürebileceğimi bilmiyordum. İlk başladığımda hiçbir şey bilmiyordum. Kırbaçta kendimi gerçekten çok geliştirdim. Kement atma konusundaysa rezalettim.

Whiskey ve Eggsy’nin hızla dönen gondolun üzerinde sıkışsıkıştığı uzun bir sahne var. Bu sahneyi nasıl çektiniz?

Oldukça zordu. İnsanların böyle filmlerde oldukça zor olduğundan bahsettikleri sahnelerden biriydi. Dengeme tekrar kavuşmam günler aldı diyebilirim.

Gerçekten bir gondolun içinde miydin?

Evet! Alpler’de bir gondolda görünüyoruz ama aslında stüdyoda sonsuza kadar dönen bir gondolun içindeydik. Günlerce başım döndü ve kendime gelmem
biraz zaman aldı.

İlk filmin hayranı mıydın?

Evet, kesinlikle. Önceki deneyimlerimde Matthew’dan çok memnun kaldım. Layer Cake’i gördüm, Stardust’ı gördüm. Kick-Ass benim en sevdiğimdi, bu yüzden Kingsman’a girmenin eğlenceli olacağını biliyordum. Üst seviyede eğlenceli, nostaljik, yaratıcı ve orijinaldi. “Aman Allah’ım, her şey oluyor” diye düşünüyorsun, bu da eğlencenin bir parçası. Oldukça öngörülemez bir süreçtesin ve filmdeki karakterleri önemsiyorsun, bu da filmin başarısı için en önemli şey.

Matthew ile çalışmak nasıldı?

Çok teknik bir yönetmen ve onunla çalışacaksanız, belli zorluklara göğüs germek zorundasınız. Gerçekten iyi bir gözü var. Kaçınması zor bir göz. Hiçbir şeyden kurtulamazsın. Bir açıdan zor olsa da aslında harika bir şey.

BENZER YAZILAR