Birilerine yağ çekmek ya da geç saatlere dek mesaiye kalan arkadaşlarını çekiştirmek kariyer basamaklarını tırmanmana yardım etmez. Başarılı bir kariyerin formülü çok daha şaşırtıcıdır…
Parmakların uyuşana kadar klavyeyi tuşlayabilir, patronun için şahane fikirler üretebilir, hatta en zor müşterilerle bile ustalıkla başa çıkabilirsin. Fakat konu kariyerine geldiğinde, yaptığın işler ve aldığın sonuçlar kadar önemli olan bir şey daha vardır: İnsanlarla iletişim kurma yeteneği.
Bir başka deyişle, kadınlar bunu yaparsa sığ ve amatör görünümü vermekten korkuyor. Goulston, bazı kadınların moda veya yemek hakkında konuşursa güçlü kadın görünümden uzaklaşacağını sandığını söylüyor. “Erkekler ise rahatlıkla spordan bahsedebilir ve bunu zaman kaybı olarak görmez” Birçok erkeğin hobisi işi için de iyi olan özellikler içeriyor, rekabet gibi. Bu nedenle onların sohbeti, ayakkabı alışverişi hakkındaki bir sohbetten daha fazla amaca yönelikmiş gibi görünüyor.
Fakat patronlar, hem kadın hem de erkeklerin iş arkadaşlarıyla nasıl iletişim kuracağını bilmesi gerektiğini düşünüyor.
Bir kadın personeli hakkında Steck ile konuşan bir CEO, personelinin çok iyi çalışmasına rağmen soğuk biri gibi algılandığını, çünkü asla sosyalleşmediğini söylemiş. Bu kişi yetenekli bir personel olmasına rağmen, terfi zamanı geldiğinde terfi alamamış. İşten çıkarılan insanlar arasında, daha önce sağlam iş ilişkileri kurmamış olanların diğerlerinden daha kötü durumda olacağını söyleyen Frankel, “Bir sonraki işini ararken, kurduğun ilişkiler sana yardım edecek” diyor.
Fakat patronlar, hem kadın hem de erkeklerin iş arkadaşlarıyla nasıl iletişim kuracağını bilmesi gerektiğini düşünüyor.
Bir kadın personeli hakkında Steck ile konuşan bir CEO, personelinin çok iyi çalışmasına rağmen soğuk biri gibi algılandığını, çünkü asla sosyalleşmediğini söylemiş. Bu kişi yetenekli bir personel olmasına rağmen, terfi zamanı geldiğinde terfi alamamış. İşten çıkarılan insanlar arasında, daha önce sağlam iş ilişkileri kurmamış olanların diğerlerinden daha kötü durumda olacağını söyleyen Frankel, “Bir sonraki işini ararken, kurduğun ilişkiler sana yardım edecek” diyor.
Ofiste bir işi bitirmeye çalışırken sosyalleşmek o sırada aklından geçecek en son şeydir. Ancak unutma ki bir plan yapmadığın sürece yapmak istediğin program hiç gerçekleşmeyebilir. “Eğer bununla ilgili sıkıntı yaşıyorsan, cep telefonuna alarm kur” diyor Frankel. Alarmı duymak, yerinden kalkıp beş dakika da olsa diğer çalışanlarla “kapı önü sohbeti” yapmanı sana hatırlatır. Alarmı duyduğunda, çok işin olduğunu bahane ederek yerinde oturmaya devam etme. Kalk ve hemen çık. Örneğin yemekten anladığını bildiğin bir arkadaşının yanına gidip, “Hafta sonu eşimin ailesi gelecek, yemek olarak ne tavsiye edersin?” diyerek sohpet başlat. Aynı şekilde, bir iş arkadaşının doğum günü için pasta kesiliyorsa çalışmaya ara ver ve kutlamaya katıl. Frankel’e göre konu sosyallik olduğunda, ofisteki doğum günü partileri, öğle yemekleri ve iş çıkışı dışarıda gerçekleştirilen buluşmalar tercihe bağlı aktiviteler değil. “Elbette her seferinde katılmak zorunda değilsin, ancak bir takımın üyesi olduğunu da unutmamalısın. Bu da, arada bir de olsa görünür olmak ve samimiyet kurmak anlamına geliyor” diyor.
Tabii ki herkes sosyal kelebek olamaz. İletişim kurmakta kendini beceriksiz hissediyorsan, cana yakın ve önyargısız görünen kişilerle samimi olmaya çalış. “Sürekli insanların arkasından konuşan dedikoducu insanlarla uğraşma bile” diyor Goulston. “En arkadaş canlısı bulduğun kişiyi öğle yemeğine çağır.”<p>
Seninle aynı kademede olan kişilerle başla ve iş dışındaki konulara odaklan. Eğer iş arkadaşının iyi bir tenis oyuncusu olduğunu biliyorsan, daha iyi oynamak için sana birkaç ipucu vermesini iste. Eğer kızı okula yeni başladıysa alışma döneminin nasıl gittiğini sor. Kendi hayatın hakkında bir şeyler söylemen gerektiğinde ise, Frankel, “Hiç kimse seninle ilgili garip detayları bilmek zorunda değil” diyerek uyarıyor. Olumlu şeylerden bahsetmeye çalış.
Gecenin köründe pek de dengeli olmayan kız kardeşinle annenle babanın evlilik yıldönümü hediyesi hakkında kavga ettiğinizden ve ona ne kadar sinirlendiğinden bahsetmenin alemi yok.
Seninle aynı kademede olan kişilerle başla ve iş dışındaki konulara odaklan. Eğer iş arkadaşının iyi bir tenis oyuncusu olduğunu biliyorsan, daha iyi oynamak için sana birkaç ipucu vermesini iste. Eğer kızı okula yeni başladıysa alışma döneminin nasıl gittiğini sor. Kendi hayatın hakkında bir şeyler söylemen gerektiğinde ise, Frankel, “Hiç kimse seninle ilgili garip detayları bilmek zorunda değil” diyerek uyarıyor. Olumlu şeylerden bahsetmeye çalış.
Gecenin köründe pek de dengeli olmayan kız kardeşinle annenle babanın evlilik yıldönümü hediyesi hakkında kavga ettiğinizden ve ona ne kadar sinirlendiğinden bahsetmenin alemi yok.
Sosyalleşmek iyi güzel, ancak dedikodu yapmak ölümcül olabilir değil mi? Her zaman öyle olmasına gerek yok. Eğer akıllıca davranırsan dedikodu yapmak iş arkadaşlarınla bağ kurmana yardımcı olabilir. “Dedikodu, patronun doğum günü gibi konularda bilgi sahibi olmanı sağlar ve ofis politikaları hakkında sana yol gösterir” diyor Steck. Frankel ise, “Uyumlu olmak istersin ama konuşulanları dinlemesine rağmen söyleyecek lafı olmayan biri olmak istemezsin çünkü bu durumda kendini dışlanmış hissedersin” diyor. Stratejik olarak dedikodu, insanları teşvik etmenin bir yolu olarak da kullanılabilir.
Good Boss, Bad Boss: How to Be the Best… and Learn from the Worst kitabının yazarı, Stanford Üniversitesi’nden Prof. Robert Sutton, “Kadınlar, erkeklerden daha fazla dedikodu yapar” diyor. “Erkekler de durmadan dedikodu yapar ancak lafı uzatmaz. Bir erkek doğal bir şekilde ‘bu herif tam bir dangalak!’ der ve yoluna devam eder. Kadınlar ise heyecanlanmaya ve en ilginç dedikoduları öğrenmek için zamanını harcamaya eğilimlidir.”
Good Boss, Bad Boss: How to Be the Best… and Learn from the Worst kitabının yazarı, Stanford Üniversitesi’nden Prof. Robert Sutton, “Kadınlar, erkeklerden daha fazla dedikodu yapar” diyor. “Erkekler de durmadan dedikodu yapar ancak lafı uzatmaz. Bir erkek doğal bir şekilde ‘bu herif tam bir dangalak!’ der ve yoluna devam eder. Kadınlar ise heyecanlanmaya ve en ilginç dedikoduları öğrenmek için zamanını harcamaya eğilimlidir.”
İletişim kurarken unutmaman gereken nokta ofis arkadaşlıklarının aslında tehlikeli olabileceğidir. Kendine en yakın bulduğun iş arkadaşların bile evine davet etmek için uygun kişiler olmayabilir. “Ofis arkadaşlıklarını dışarı taşımak yanlış demiyorum ama eğer taşıyacaksan dikkatli ol” diyor Frankel. Olgun ve dilini tutmayı bilen kişileri bul. “Hepimiz insanız ve insanlar sosyal varlıklardır. Ancak işin nerede bittiğini ve özel hayatın nerede başladığını bildiğinden emin ol.”
Sinirlerini bozan iş arkadaşlarınla nasıl baş edersin? İlişki oluşturmak, sadece hoşlandığın insanlarla iletişim kurmak değildir. Kariyer Uzmanı Lois P. Frankel, “Herkesle arkadaş olmak zorunda değilsin ancak herkese arkadaşça davranmalısın” diyor. Çünkü patronun sana zam yapacağı veya terfi kararı vereceği zaman iş arkadaşlarına sorabilir. Bu yüzden çok fazla sevmediğin insanları bile kendine yakın tutmanda fayda var. İşte bunun kolay yolları:
1. Ortak noktalar bul
İş arkadaşınla en ufak bir ortak noktanız bile olmadığını mı düşünüyorsun? O kadar emin olma. “Herkesle ortak bir nokta bulabilirsin” diyor Frankel. “Eğer ikiniz de seyahat etmekten hoşlanıyorsanız ona en son gittiği geziyi sor.” Bize inan, iki dakika içinde sana bilgisayarındaki gezi fotoğraflarını gösteriyor olacak.
2. Denemeye devam et
Konuşma bir diyalogdan ziyade monolog şeklinde devam ediyorsa cesaretin kırılmasın. “Tahammül edemediğim bir iş arkadaşım vardı hiçbir zaman benimle ilgili tek bir soru sormadı” diye anımsıyor Frankel. Yıllar sonra karşılaştıklarında arkadaşı o zamanlarda soğuk davrandığı için özür dilemiş ve “Ne kadar uyuz davrandığımı fark ettim. Sense benimle arkadaş olmaya çalışıyordun!” demiş. Buradan alınacak ders: İyi biri ol ve insanlara yakın ilgi göster. “Zor yolu seçtiğim için hiçbir zaman pişman olmadım” diyor Frankel.
3.Aranı düzelt
“Bir iş arkadaşınla gerginlik mi yaşadın? Onu öğle yemeğine davet et” diyor Laura Steck. Aranızdaki anlaşmazlıktan bahsetme, sadece sosyal ol. Arkadaşının tavrının nasıl değiştiğini gördüğünde şaşıracaksın çünkü artık seni sadece rakip olarak görmüyor olacak.Derleyen: Meyla Yılmaz
İş arkadaşınla en ufak bir ortak noktanız bile olmadığını mı düşünüyorsun? O kadar emin olma. “Herkesle ortak bir nokta bulabilirsin” diyor Frankel. “Eğer ikiniz de seyahat etmekten hoşlanıyorsanız ona en son gittiği geziyi sor.” Bize inan, iki dakika içinde sana bilgisayarındaki gezi fotoğraflarını gösteriyor olacak.
2. Denemeye devam et
Konuşma bir diyalogdan ziyade monolog şeklinde devam ediyorsa cesaretin kırılmasın. “Tahammül edemediğim bir iş arkadaşım vardı hiçbir zaman benimle ilgili tek bir soru sormadı” diye anımsıyor Frankel. Yıllar sonra karşılaştıklarında arkadaşı o zamanlarda soğuk davrandığı için özür dilemiş ve “Ne kadar uyuz davrandığımı fark ettim. Sense benimle arkadaş olmaya çalışıyordun!” demiş. Buradan alınacak ders: İyi biri ol ve insanlara yakın ilgi göster. “Zor yolu seçtiğim için hiçbir zaman pişman olmadım” diyor Frankel.
3.Aranı düzelt
“Bir iş arkadaşınla gerginlik mi yaşadın? Onu öğle yemeğine davet et” diyor Laura Steck. Aranızdaki anlaşmazlıktan bahsetme, sadece sosyal ol. Arkadaşının tavrının nasıl değiştiğini gördüğünde şaşıracaksın çünkü artık seni sadece rakip olarak görmüyor olacak.Derleyen: Meyla Yılmaz