Ortaya çıktı ki, kramplar susuzluktan kaynaklanmıyormuş! Bir de bunu deneyin.
Genel kanaat kasların koşu ya da sürüş öncesinde yeteri kadar su ya da elektrolit içilmediği zaman krampla karşı karşıya kalabildiğiydi. Bunun içindir ki bir çok kardiyo bağımlısı, ucuz bira bulmuş üniversite öğrencileri gibi sürekli kafaya su dikmekte.
Fakat Strength and Conditioning Journal’da yayınlanan makale kramp meselesini daha kompleks bir durum olduğunu açıklıyor. Makalenin yazarı Andrew Buskard şöyle açıklıyor: “Susuzluğun kaslarda kramplara yol açtığı tam 100 yıl önce ortaya atılmış bir fikir. Bilim adamları madencilerin çalışırken çok terleyip, kramplarla karşı karşıya kaldıklarını keşfetmişlerdi. Fakat araştırmalar hiç bir zaman bu durumu desteklemedi.” Aslında Journal of Sports Science’da yayınlanan çalışma kramp yaşayan ya da yaşamayan maratoncuların elektrolit ve hidrasyon seviyelerinde bir farklılık olmadığını söylüyor.
“Bizler şimdi krampların Golgi tendonunun (kasların kas gerilmesini azaltan bir parçaları) egzersiz sırasında çalışmayı bırakması ve onu saran kasların da fazla ısınıp tutukluk yapmasıyla alakalı olduğunu biliyoruz.”
Peki gerilimi alan Golgi tendonu neden çalışmayı bırakıyor? Çünkü koşu ve bisiklet gibi aktivitelerle, vücudun alışkın olduğundan daha fazla hareketli bir pozisyona geliyoruz ve fazla çalışıyor. Bundan dolayı, kramplardan kurtulmak için alışkın olduğunuz en yüksek hızdan daha hızlı koşmaya çalışmayın. Buskard’a göre “Hedef bitirme sürenizi belirlemeli ve kendinizi buna göre ayarlayıp, vücudunuzu fazla zorlamamalısınız.”
Eğer kaslarınız antrenman sırasında spazma uğrarsa, sıkıntılı bölgeyi esnetmeniz gerekmekte. Buskard’a göre esnerken zamanı değil nefeslerimizi düşünmeliyiz. 3-5 saniye nefesinizi tamamen verirken kendinizi esnetin ve salının, sonra nefesinizi yavaşça çekerken vücudunuzu serbest bırakın. Bu esnemenin hareket alanını geliştirecektir. Böylelikle Golgi tendonunuz kendini resetleyecek ve kaslarınız fazla ısınmayacak.”