Performansınızı daima yükseltmek üzere, yaptığınız her hareketi hafızasına alan nükleus çekirdeklerini yakından tanıyın ve onlara teşekkür edin.
Fitness’a dair en çok merak edilen konuları belirlemek adına, Google’da arattığınız kelimeleri araştırdığımızda, kas inşa etme ve 6-pack çıkarma gibi klasik verilerin dışında, sıkça soruşturulan bir konu daha dikkatimizi çekti: kas hafızası. Sahiden de spor bilimi ışığında incelendiğinde, hayli etkileyici bir konu başlığı. Kas hafızası denen kavramın nasıl işlediğine girmeden önce, yapmanız gereken önemli bir ayrım var. İki çeşit kas hafızası söz konusu. Birincisi, spor salonuna gidenlerin kaslarının yenilenme sürecini hızlandıran bir tür. İkincisi ise bisiklete yıllar sonra bindiğinizde
kullanmayı hatırlayabilmenizi sağlayan hafıza.
Spor salonunda haftalarca ağırlık kaldırıp protein tozlarını tükettikten sonra, kaslarınız kıyafetlerinizden taşar duruma geldi. Siz de hedefinize ulaşmanın getirdiği rehavete kapılıp, aynı hevesle antrenmanları sürdürmeyi bıraktınız. Hepimiz dönem dönem bunu yaşayabiliriz. Peki sonrasında ne oluyor? Tüm kaslar eriyip gidiyor mu? Antrenman yapan her erkeğin ortak korkusu kaslarının sönmesidir. Bu korkumuzda haksız da sayılmayız; Medicine and Science in Sports and Exercise dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, spora 14 gün ara veren kişilerde yüzde 12 kas gücü kaybı olduğu gözlendi. Hatta sırf ara verince kaslar hemen eriyor diye düşünüp, spora hiç başlamayan adamlar var. Yani fitness tüm ömrünüzü adamanız gereken bir olgu, değil mi? Aslına bakarsanız, değil.
Birkaç yıl öncesine kadar, atrofi ya da sakatlık gibi durumlar yaşayanların bir daha bu sporda eski günlerine kavuşamayacağını düşündüklerini söyleyen Manchester Üniversitesi’nden fizyoterapist Dr. Michael Callaghan, “Kasların öldüğünü ve geri gelmeyeceğini düşünürdük, ancak zaman geçtikçe hatamızı anladık “ diyor. Çünkü çözümü yanlış yerde arıyorlardı.
