KENDİNE SADIK KAL

Sevgilinle birlikte daha mutlu ve güçlü bir çift olmak mı istiyorsun? Yapman gereken, o hayatına girdikten sonra yavaş yavaş terk ettiğin o meraklı ve kendine güvenen kadını geri çağırmak.

Yazı: Sara Eckel / Derleyen: Derya Kuş

Geçtiğimiz hafta, eşim ve ben sonunda bizi biz yapan özellikleri kaybettiğimizi itiraf edebildik. Bundan sekiz yıl önce flört etmeye başladığımızda, Mark iş çıkışlarında düzenli olarak arkadaşlarıyla bir şeyler içmek için buluşan sosyal bir adamdı. Bense Bayan Bağımsız olarak evimin her şeyiyle –mortgage ödemelerimi nasıl yapacağımı planlamaktan, tüm tamirat işleriyle tek başıma uğraşmaya kadar- kendim ilgileniyordum. Aslında ikimiz de ayrı ayrı eğlenceli ve kendine güvenen bireylerdik ama sonra bir şeyler değişmeye başladı.

İki yıl önce evimizi New York’ta şehir merkezine uzak bir yere taşıdık. O günden beri Mark yeni arkadaş arayışına girmediği gibi, sosyal hayatının merkezine beni koydu. Bense bahçeyi temizlemekten çamaşır makinesini tamir ettirmeye kadar evle ilgili neredeyse tüm işleri boşlamaya başladım. Birlikte olmaktan mutluyduk ama iyice kendi içimize gömülmeden yeniden farklı insanlarla iletişime geçmemiz gerektiği de ortadaydı.

Evlenmek yetişkin olmanın işareti olarak görülse de, aslında bu durum kadını da erkeği de tembelleştirebiliyor. Zorlu görevlerin üstesinden gelme, yeni insanlarla tanışma veya farklı deneyimler peşinde koşma ihtimalimiz giderek düşüyor. It’s Not You: 27 (Wrong) Reasons You’re Single kitabım için araştırma yaparken, yetişkin yıllarının büyük kısmını -benim gibi- yalnız geçiren ve çift yaşamına 35’inden sonra geçen birçok kadınla konuşma fırsatı buldum. Peki, ne öğrendim? Yalnız geçirdiğin dönemler sadece ciddi anlamda kişisel gelişim gösterdiğin bir zaman dilimi değil, aynı zamanda romantik hayatını daha mutlu kılacak, güç ve bilgelik kazandığın yıllar oluyor. Ancak artık evli bir kadınsan ve eskiden olduğun kadını bastırıyormuş gibi hissediyorsan, işte sana bekârlığın en iyi yanlarını yeniden keşfetmenin ve büyük mutluluğun yol haritası.

Koltuk Değneklerini Bırak
Yazar Jen Doll, Seattle’daki sevgilisini görmek için New York’tan bir uçağa atlayıp gitmenin heyecanına bayılıyordu. Ama bir süre sonra batı yakası yolculuğu boyunca kendini yeni bir role bürünmüş olarak buldu: Aciz misafir. Doll, bekâr bir kadın olarak birçok düğüne katılma maceralarını anlattığı Save the Date isimli biyografisinde, “Arabası olan sevgilimdi, nereye gideceğimizi bilen oydu, üstelik onun evinde kalıyorduk. Bu yüzden bu tür şeyleri kendim yapmak yerine ona bağımlı hâle gelmiştim” diyor.
Bir kere beraber yaşamaya başladığında gevşeyip, sigorta şirketiyle pazarlık etme ya da arabanın yağını değiştirme gibi bazı işlerde sorumluluğu sevgilinin almasına izin vermek cazip geliyor olabilir. Ancak zamanla, her konuda ona güvenmek, kendine duyduğun güveni zedeleyebilir. Ayrıca bu, sevgilini de agresif biri yapabilir. How to Improve Your Marriage Without Talking About It kitabının yazarı, Evlilik ve Aile Terapisti Pat Love, “Eğer öz benliğine uymayan bir kadın hâline geldiysen, muhtemelen kendinle ilgili hayal kırıklığına uğrayacaksın” diyor ve ekliyor, “Eğer seni onun gözünde çekici kılan şey özgür tarzınsa ve sen sürekli ilgi bekleyen, bağımlı biri hâline geldiysen, onun âşık olduğu kadın gibi davranmıyorsun demektir.”
Love, bundan kaçınmak için Cuma akşam yemeği rezervasyonunu ayarlamak ya da akıllı telefonunundaki bazı ayarlamaları yapmak gibi normalde erkek arkadaşından isteyeceğin günlük işlerden en az birini kendi kendine yapmak için çaba sarf etmeni tavsiye ediyor. Başının çaresine bakabileceğin durumlarda, karşına çıkan fırsatların da daha çok farkına varırsın ve kısa zamanda, yalnız takıldığın zamanlardaki kendinden emin kadın gibi hissetmeye başlarsın.

Bakış Açını Gözden Geçir
Bekârken, evli arkadaşlarımdan eşinin çoraplarını yere attığı ya da bir şeyler okurken onu rahat bırakmadığı gibi yakınmalar dinlerdim. Sonra düşünürdüm. Tabii ki ben bu tür şeylerle uğraşmayacaktım! Çift hayatına geçtikten sonra, insanın bu düşüncelerini bu kadar çabuk unutabildiğini görmek gerçekten komik. Elbette sevgilinin sinirlerini bozduğu oluyordur ama aynı zamanda ara sıra yatağına kahve getiriyor ya da bir saat boyunca annenle yaşadığın sorunları dinleyebiliyor, değil mi? Öyleyse sadece buz kalıbını yeniden doldurmayı unuttu diye kendini kaybedecek kadar öfkelenmeye değer mi?
 

Bazı şeyleri kaçırmaya devam edersen, birlikteliğin deli gömleği giymekten farksızlaşır.

Farklı kişiliklere sahip olabilirsiniz…
…yine de mükemmel uyumu yakalayabilirsiniz.

Sevgiline verdiğin değeri sürekli tazelersen, daha uyumlu bir ilişkinin tadını çıkarabilirsin. Aslına bakarsan, Personal Relationship’de yayımlanan bir çalışma, birbirine karşı minnettarlık hisseden çiftlerin daha tatminkâr bir ilişki yaşadığı sonucuna varmış. Çalışmanın yazarlarına göre, şükran duygusu ona niye âşık olduğunu hatırlamanı sağladığı gibi, bunun sevgilin tarafından karşılık bulma ihtimali de yüksek oluyor. Yani bir gün ayrıldığınızda gözüne ilişen o boş buz kalıplarını bile özleyeceğini kabul ediyorsan, boş verecek ve birbirinize sahip olduğunuz için daha şanslı hissedeceksin.

Güzellik Riski Al
Her zaman saçını kısacık kestirmek ya da dövme yaptırmak mı istiyordun? Yap o zaman! Hem de sevgiline haber vermeden… Never Have I Ever: My Life (So Far) Without a Date kitabının yazarı, BuzzFeed Editörü Katie Heaney, “Görünüşünde bir şeyleri değiştirmek, öz güvenini tazelediği ve sana enerji kattığı gibi, bedeninin sadece sana ait olduğu da hatırlatmış oluyor” diyor. Heaney’e göre, önce erkek arkadaşına sorsaydın muhtemelen kafanın etini yiyecekti ama şimdi buna katlanmak zorunda kalacak. Ve eğer seni seviyorsa, yeni imajını da kabullenecek.
Diğer yandan, sevgiline neden böyle bir değişikliği ona haber vermeden yaptığını açıklaman da çok önemli (aksi hâlde ufak bir şok geçirebilir ya da önemsenmediğini hissedebilir). Yeni saçın veya dövmenle ortalıkta salınırken ona şunları söyleyebilirsin: “Yeni bir havaya ihtiyacım vardı ve bunu yapmak bana kendimi mükemmel hissettirdi. Umarım sen de benim kadar beğenirsin.”

Oraya Geri Dön
Erkek arkadaşıyla beraber Virginia’nın başkenti Richmond’a yerleşmelerinin üzerinden çok geçmeden Rachel Machacek, üç haftalık yoga eğitmenliği kursuna katılmak istedi. Ama bu süre boyunca sevgilisini yalnız bırakmanın pek doğru olmayacağını düşündü. Onun da fikrini istemek için cesaretini toplayana kadar, bu düşüncesini uzunca bir süre kendisine saklamıştı. Ama öğrendi ki sevgilisi de Rachel kadar bu durumdan memnun olacaktı. Aşk arayışı hakkındaki anılarını The Science of Single adlı kitabında bir araya getiren Rachel Machacek, “Ben büyük bir karar vermekle boğuşurken, onun beni desteklediğini öğrenmek müthişti” diyor. Hatta, birbirlerinden ayrı kaldıkları bu kısa süre, ilişkilerindeki bağı tazelemişti.
Sırf biriyle berabersin diye öz benliğini ortaya koyabileceğin fırsatları –bir konferansa konuşmacı olarak katılmak ya da daha basitinden kız kıza eğlenmeye çıkmak gibi- sakın kaçırma. Love, bu fırsatları tepmek yerine sevgilinle açıkça konuşmanı, ona fedakâr olma veya bu durumun onun için neden problem oluşturacağını ifade etme şansı vermeni öneriyor. Belki o da erkek arkadaşlarıyla toplanıp maç izlemek ya da fotoğrafçılık kursuna gitmek gibi, sen yokken zevkle yapacağı etkinlikler bulabilir (işte bu tam bir uzlaşma olur!).
Ayrıca ayrı ayrı sosyalleşmeniz, çift olarak geçirdiğiniz zamanları da daha heyecanlı yapar. Loving Him Without Losing You kitabının yazarı, Evlilik ve Aile Terapisti Beverly Engel, “Sürekli yan yana olduğunuz takdirde ilişkiniz sıkıcı bir hâl alacaktır” diyor. The Comfort Trap kitabının yazarı Psikolog Judith Sills ise, “Tek başınıza sosyal aktivitelere katıldığınız günleri yeniden canlandırarak birbirinize, cebinizde bir dolu ilginç hikâyeyle dönebilirsiniz” diyor. Bu tür fırsatları devamlı geri teptiğiniz takdirde, New York Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Psikiyatri Profesörü Irene S. Levine’in dediği gibi ilişkiniz deli gömleğine dönebilir. Bu da mutsuzluk ve hayal kırıklıkları getirir. Kendine (ve sevgiline) ilgi duyduğunuz şeyleri yapabileceğiniz alanlar bırak. Böylece, kendini daha çok geliştirmiş bireyler olur ve en nihayetinde daha mutlu bir çift hâline gelirsiniz.

BIRAKMAN GEREKEN BEKÂR KIZ ALIŞKANLIKLARIN 

Kalkmadan önce alarmın erteleme tuşuna 50 defa basıyordun.
ŞİMDİ: Sevgilini daha fazla rahatsız etme. This Year I Will… How to Finally Change a Habit, Keep a Resolution or Make a Dream Come True kitabının yazarı M.J. Ryan, bu huyundan vazgeçmek için çalar saatinin üzerine şu notu iliştirmeni öneriyor: “Uykudan daha çok mutlu bir ilişkiye ihtiyacım var.”

Hafta sonu için arkadaşlarını hiç düşünmeden eve davet ederdin.
ŞİMDİ: Sence de sevgilinin önceden haberi olması gerekmiyor mu? Eviniz onun da yaşam alanı. Arkadaşların sizde kalmak istediğinde, “Size haber vereceğim” demeyi alışkanlık hâline getir. Ryan, bu tür durumlarda eşinden onay aldıktan sonra harekete geçmeni tavsiye ediyor.

Banyo duvarları için menekşe rengini, tatil için spa otellerini tercih ederdin.
ŞİMDİ: Uzlaşma zamanı. Ryan, “Her şeye tek başıma karar verip yalnız kalmayı mı, yoksa kontrolü biraz olsun bırakıp ilişkime devam etmeyi mi istiyorum?” diye kendine sormanı öneriyor. Biraz iş birliği, sevgilinin isteklerini önemsediğini göstermeye yeter.

Ailenle yaptığın toplantılar her şeyden önemliydi.
ŞİMDİ: Ama şimdilerde eşinin ailesindeki buluşmalar nedeniyle babanın geleneksel pazar barbekülerini kaçırıyor olabilirsin. Ryan, her iki aileyle ilişkilerinizi dengelemenizi öneriyor ve eşinin ailesiyle zaman geçirirken onlardan onun çocukluk maceralarını dinleyerek günü daha eğlenceli hâle getirebileceğini söylüyor.

Seks hayatının tüm detaylarını kız arkadaşlarınla buluştuğunda anlatırdın.
ŞİMDİ: Ryan, “Kusura bakma ama bekâr kız arkadaşlarının hikâyelerini dinlemek varken kimsenin sekiz yıldır birlikte olduğun kocanla yatak maceralarını dinlemeye meraklı olduğunu sanmıyorum” diyor. Bunun yerine sen kız arkadaşlarının hikâyelerini dinle ve aynı derecede seksi dakikalar yaşayabildiğin için mutlu ol.

BENZER YAZILAR