KENDİNİ ÖVMEYİ BECERİYE DÖNÜŞTÜR!

Kendini öven insanları sevmiyor musun? Seninle aynı fikirdeyiz. Ancak dozunda övünmenin, profesyonel başarı ve zihinsel sağlığın en büyük anahtarlarından biri olduğunu da eklemeliyiz! Kendini övmeyi bir beceriye dönüştürmeyi öğren.

Sosyal medyada kendini övenlere sinir oluyoruz!

Hangimiz ara sıra Instagram’a göz atarken sinir olmadık ki? İstediğimiz kadar pozitif enerjili ve başkalarının mutluluğunu paylaşan bir insan olalım; kötü bir anımızda, pek de haz etmediğimiz birinin “Hayalimdeki işe girdim!” temalı paylaşımı bir saniyeliğine bile olsa sinirimizi bozmuştur. Karma ne düşünürsen sana onu gönderir, kabul. Ancak bazen duygularımıza hâkim olamadığımız da bir gerçek.

Southern California Üniversitesi’nde sosyal medya konusunda araştırmalar yapan Prof. Dr. Karen North, böbürlenmenin sosyal anlamda çoğu zaman kabul edilmediğini ifade ediyor ve ekliyor: “Kendini övmek, özellikle sosyal medyada insanları rahatsız edebilir. Çünkü bu aktif bir sohbet esnasında bilgi alışverişi değildir ve tek başına bir açıklama olarak yapılır.” Başka bir deyişle insanlar durup dururken ne kadar muhteşem olduklarından bahsedince, onaylanmama hatta daha da beteri, heveslerinin kaçırılması riskiyle karşı karşıya kalırlar.

Övünen kadınsa olumsuz tepkiler daha da artıyor…

Üstelik öyle görünüyor ki bu övünme eyleminin öznesi bir de kadınsa, olumsuz tepkiler ne yazık ki artıyor. Rutgers Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre kendini öven kadınlar, erkeklere oranla daha çok olumsuz tepki ve antipati topluyor. Stanford Business School tarafından yürütülen bir başka çalışma ise asıl reklamımızı yapan unsurun, kendine güvenin “maskülen” duruşu olduğunu gösteriyor.

Ancak farklı araştırmalar ve birçok kariyer koçu, bunun tam tersini savunuyor. Güçlü yönlerinle övünmek, kendi değerini bilmekle doğru orantılı ve bunu birçok başarılı kadında görebiliyoruz. Utah Üniversitesi’nde işletme alanında uzman olan Yrd. Doç. Dr. Liz Tenney, gündelik ruh sağlığımızın, yüz yüze veya dijital ortamda sosyal etkileşimlere bağlı olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Bu yüzden arkadaşların veya yöneticinden hak ettiğin pozitif geribildirimi almak, olumlu bir öz imge oluşumu için anahtar rol oynuyor.”

Uzun lafın kısası, doğru dozda kendini övmenin belli yolları var ve bu yolları öğrenebilirsin. İşte yapman ve yapmaman gerekenler…

Yap: Gerçekten sahip olduğun becerilerden bahset

Tenney’in yürüttüğü araştırmaya göre belli bir özelliğiyle övünen kişiler, eğer bunu destekleyecek beceriye gerçekten sahiplerse, ekip arkadaşı olarak seçilmeye yatkın oluyorlar. “Sahip olmadığın bir beceri için kendine fazlasıyla güvenirsen, gerçekler ortaya çıktığında projelere dâhil edilmeme veya insanların senden artık haz etmemesi riskiyle karşılaşabilirsin” diyor Tenney. Burada yapılması gereken tek şey var: O da ofiste veya sosyal medyada sadece gerçekten sahip olduğun becerilerle övünmek. Bu ister mükemmel sunum hazırlama tekniklerin, ister aynı anda altı proje yönetebilme yeteneğin olsun, hiç fark etmez… Önemli olan söylediklerinin altının dolu olması! Kendinden emin olduğunu sadece bir cümlenle ifade ederek değil, kesin konuşarak ve göz kontağı kurarak göster. İyi yönlerini överken, zayıf yönlerini de “x konusunda iyi olmak için daha çok çalışmam gerekiyor” gibi bir cümleyle dile getirirsen, öz güvenli biri olduğunu da göstermiş olursun.

Yapma: Üstü kapalı cümleler kurma

Gözümüze sokmak istediği hayatını, hâlinden şikâyet ederek tiye almaya çalışan insanları hepimiz biliyoruz. Örneğin, “Sahildeki yeni yazlığımızı su bastı! Şanssızlık yakamı bırakmıyor!” Sen kimlerden bahsettiğimizi anladın… 2017 yılında Harvard Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre insanlar, bunun yerine kendisiyle açık açık övünen kişileri tercih ediyor. Üstü kapalı konuşan kişi her ne kadar gösteriş budalası olmadığını düşünerek kendi kendini rahatlatsa da durum aslında öyle değil. Karşısındaki kişiler hem böbürlenme hem de bunu gizleme telaşına karşı antipati duyuyor. Bunun çözümü ise çok basit: Açık ol! Eğer tavsiye istiyorsan, bunu paylaşımının merkezine yerleştir. Örneğin, “Su basan evimi nasıl temizleyebilirim, bilgisi olan var mı?” diye sormak gibi. Eğer amacın evinle ilgili iltifat toplamaksa (ara sıra bu kabul edilebilir bir durum, merak etme!) şeffaf olmak en iyisi. Mesela şöyle yazabilirsin: “Yeni evimize âşık oldum. Siz ne düşünüyorsunuz?” Böylece insanlar içlerinden geldiği gibi yorum yapabilir ve etkileşim yaratabilirler.

Yap: Dozuna dikkat et

Kendi reklamını başarıyla yapmanın yolu denge kurabilmekten geçer. “Azı karar çoğu zarar” sözü kendinle övünürken de geçerli: Hakkında ne kadar çok konuşursan, başarının önemi de bir o kadar azalır. Bu yüzden özgeçmişin veya Facebook sayfanda, sadece üstünlüğüyle göze çarpan başarılarına (yani sadece sen okuyunca da seni şaşırtabilecek becerilerine) yer ver. Sosyal medyada “Bakın ne başardım!” temalı bir paylaşım yaptıktan sonra, bir hafta kadar onunla ilgili başka hiçbir paylaşım yapmamaya çalış. Böylece insanlar seni başarısıyla gurur duyan bir insan olarak görürler, sürekli takdir bekleyen ve bunun için uğraşan biri olarak değil.

Yapma: Yargılayıcı olma 

Konu sosyal medya olunca genelde kendimizde pek hata aramayız. Bir araştırmaya göre selfie paylaşan insanların yüzde 77’si, başkalarının paylaşımlarını kendilerininkinden daha az orijinal buluyor. North bu durumu şöyle açıklıyor: “İnsanların o anda gerçek amaçlarının ne olduğunu bilmediğimiz için davranışlarını kabullenmekte zorlanırız, bu yüzden çoğunlukla yargılayıcı yaklaşırız.” Yani arkadaşın, köpeğine sarıldığı fotoğrafı hayvan sahiplenmeyi desteklediği için paylaşmış olabilir, sadece ilgi çekmek için değil. Sen de kendini nasıl gösterdiğinle ilgili farklı olaylardan ilham aldığını ve niyetinin her zaman anlaşılmadığını hatırla. Dolayısıyla senin başkalarının paylaşımlarına bakarken hissettiklerini, kendi takipçilerinin de senin için hissetmesi muhtemel. Buradan yola çıkarak bir kelebek etkisi başlatabilirsin: Başkalarını desteklediğin, tebrik ettiğin ve onayladığın zaman, onlar da senin paylaşımlarına karşı daha açık olurlar.

Yap: Özgün ol

Biliyoruz, sosyal medya sayfaların kesinlikle gerçek seni yansıtıyor. Zaten abartılı paylaşım yapmıyor ve her paylaşımında kendini övmüyorsan, doğru yoldasın demektir. Şimdi kendinle bir randevuya çıktığını düşün. Yansıttığın imajdan yola çıkarak, kendinle yüz yüze geldiğinde hayal kırıklığına uğrar mıydın? Eğer cevabın evetse, kendini övmeyi biraz azaltmayı deneyebilirsin.

Özgünlüğünden ödün vermemek için, her paylaşımını arkadaşlarınla bir sohbet gibi düşün; tek farkı seni dinleyen çok fazla kişinin olması! Gururunu ifade edebilirsin. Ancak kişiliğinle çatışan bir paylaşım yapmak, yakın arkadaşlarını bile senden uzaklaştırabilir. Tenney, başarıya ulaşırken yaşadığın sıkıntılardan bahsetmeni ve bu başarının senin için neden önemli olduğunu ifade etmeni tavsiye ediyor. Çünkü insanlar zorlukla gelen başarıya daha olumlu tepki veriyor.

Yapma: Tüm başarıyı sahiplenme

Ne kadar zorluk çekersek çekelim, neredeyse her başarımızın arkasında bir dost, iş arkadaşı veya bir başkasının yardım eli vardır. Onlara teşekkür etmek, yapabileceğin en iyi paylaşımlardan biridir. “Ekip çalışmasını takdir etmek önemli bir toplumsal değerdir” diyor North. Üstelik kadınların ekip arkadaşlarının başarılarını görmezden gelmeleri, daha çok tepki çekebilir. Çünkü evrimsel olarak baktığımızda bizler, topluma daha duyarlı cinsiyet olarak gösteriliyoruz.

Bir dahaki sefere, hak ettiğin terfiyi veya mükemmel pişirdiğin bonfileyi paylaşmak istediğinde, başarını kolaylaştıran kişiyi de etiketlemeyi unutma. Sonuçta paylaşımlarına kimin baktığından her zaman emin olamazsın. Hiçbir şey olmasa da en azından iyi karmaya sahip olursun!

BENZER YAZILAR