Temeli karbonhidratları önemli ölçüde sınırlayıp, yağ ve protein tüketimini artırmaya dayanan ketojenik diyet son günlerde hayli gündemde. Öyle ki, Instagram’da bile #keto hashtag’iyle 8 milyondan fazla paylaşım yapılmış durumda. Peki gerçekten işe yarıyor mu?
Vücudunu tercih ettiği enerji kaynağı olan karbonhidratlardan yoksun bırakırsan ketozise girersin; yani yakıt olarak yağ yakarsın. Bunun sözde yararları kilo kaybı, artan odaklanma ve daha fazla enerjidir. Bu diyeti uygulayan çoğu insan, kahvesine yağ eklemek veya her şeyi Hindistan cevizi yağıyla pişirmesi gerektiği gibi bir şey düşünme hatasına düşüyor. Ancak karbonhidrattaki azalma, süreci başlatmak için tek başına yeterli.
Bu herkes için uygun değil. Dayanıklılık tek hedefinse, diyet yardımcı olabilir (maraton koşucuları glikojen depolarını boşalttığında “duvara” toslar). Ancak Beslenme Uzmanı Martin MacDonald, “Formda kalma yöntemin düzenli ağırlık çalışmaları ve kardiyo antrenmanlarını karıştırmayı içeriyorsa, ketojenik diyet yüksek yoğunluklu performansı azaltabileceğinden senin için en uygun beslenme düzeni değil” diyor.
Büyük bir engel ise diyetin katılığı. Sen yeniden karbonhidrat tükettiğin anda ketozis duruyor. Yani, plana uymak için sürdürmesi çok zor bir bağlılık seviyesine ihtiyacın var. Peki buna ‘gerçekten’ değer mi? Bu tamamen sana ve arada sırada bir kurabiye yemeyi ne kadar istediğine bağlı!
Ekstra yağ ve daha az karbonhidrattan nasıl fayda sağlarsın?
Biftek pişirmeye ne dersin? Hafta sonu yağsız tavuğunu kemiksiz bir pirzolayla değiştir. Biftekteki yağ, baskın bir şekilde oleik asitten oluşur. Bu da, zeytinyağında bulunan kalp dostu yağla aynı.
Haftada iki gün aralıklı olarak karbonhidratı kesmek, American Association for Cancer Research’e göre yağ kaybı sağlamak ve insülin direncini düşürmek için yeterli. Bir sonraki hafta sonu yumurtanı ekmeksiz tüketmeyi dene.