Toza toprağa bulanarak kuvvetinizi, dayanıklılığınızı ve mental gücünüzü bir üst vitese geçirin.
Aaron Dalrymple, bisiklet sürmenin eğlenceli bir aktivite olduğunu sanırdı. Hobi olarak yaptığı rugby sporu vesilesiyle bir diz ameliyatı ve iki kez sarsıntı geçirmesinin ardından, fit kalabilmek adına arkadaşının eski çelik dağ bisikletiyle evinden işine gidip geliyordu. Fakat ofise giden 20 kilometrelik beton yol, 39 yaşındaki Aaron için çoğu zaman zor ve sıkıcı geçiyordu.
Bir gün ev arkadaşı bisikletini patika yollara vurması için ısrar etti.
Ve her şey değişti.
Kayaların kenarından sıyrılmak, ağaç köklerinin üstünden atlamak ve bir sonraki virajın ardından neyle karşılaşacağını bilememek Aaron’ın çok hoşuna gitmişti. İki aylık bir deneyimin sonunda ilk dağ bisikletini satın aldı.
Bu spor tam onun dişine göreydi. Şimdilerde Los Angeles’ta yaşayan ve yarışlara katılıp çoğunlukla kazanan (en son Kaliforniya’daki Big Bear Gölü’nde kendi yaş kategorisinde 37 km’lik bir yarış kazandı) Aaron, patikada bisiklet sürmeyi şöyle tanımlıyor: “Fiziksel ve zihinsel gücünüzü gösterebileceğiniz, tekniğinizi sergileyebileceğiniz, çevreyi keşfedebileceğiniz ve sosyal yönleri olan
bir aktivite.” Üstelik yarıştığı kişilerle kelimenin tam anlamıyla yoldaşlık bağı kurduğunu da ekleyen Aaron, “Arkadaşlarınızla patikalarda bisiklet sürmek tıpkı takım sporlarındaki gibi bir adrenalin patlaması yaşatıyor” diyor.
Serin havalarda, parlak giysilerinizle kendi serüveninizi yaratmak istiyorsanız, sonbahar mevsimi bunun için en ideal zamandır. Gerekli antrenman ipuçlarını ve ekipman tavsiyelerini alarak her pedal çevirişinizde ciddi aşamalar kaydedebilirsiniz.
