Göbek bölgenizde meydana gelenlerden mideniz kadar beyniniz de sorumludur.
İçsel yağlanmadan kurtulmak zordur çünkü vücudunuz, iştahınızı kontrol eden beyin devrelerindeki hormonların işlenmesi yoluyla bünyesindeki yağları dik bir tepenin üzerindeki bir şato gibi korur. Çünkü evrimsel anlamda ve hayatta kalabilme açısından bakıldığında yağlar sizin dostunuzdur. Vücudunuz tabiatı gereği besinleri depolar ve yenilebilir kaynaklar tükendiğinde kullanır. Atalarımızın yiyeceklerdeki yağları depolamak ve gerekli anlarda bu yağların enerjisini tutumlu bir şekilde kullanmak gibi genetik bir avantajı vardı. Yani efor eksikliğinizin avcılık ya da toplayıcılıkla bir alakası bulunmadığı gibi, vücudunuzun size kötülük yapması da market ya da restoranlardaki şımartıcı besinleri tüketmeyi düşünmenizden kaynaklanmıyor.
Washington Üniversitesi Diyabet Enstitüsü’nün müdür yardımcısı Michael Schwartz, geçen yılların ardından vücudunuzun doğru enerji alım ve tüketim oranını yüzde 99 oranında tutturduğunu söylüyor. Ancak en düzenli sistem bile sonu gelmeyen kalori bombardımanının birikimlerini zapt edemez. Birçok obezin yılda 2,5 kilodan fazla yağ kütlesi almadığını söyleyen Dr. Schwartz, “Ancak bu birikim 10 yılı geçince ortaya kötü sonuçlar çıkıyor,” diyor.
Metabolizmanı Hack’le
Kalori tüketimini erken zamanda yapmanın geç saatte yemek yemekten daha az kilo aldırdığı delillerle sabitlenmiş durumda. Bu alanda yapılan bir araştırmada, 23 obezite hastasına 16:8 diyeti (16 saat yemek yememe ve 8 saat serbestlik) yaptırıldı. Katılımcılara 10:00 ve 18:00 saatleri arasında istediklerini yiyebilecekleri ancak bunun dışındaki saatlerde su ve kalorisiz içecekler dışında bir şey içmemeleri söylendi. Katılımcıların 12 haftanın sonunda kontrol grubundan günlük 300 kalori daha az tükettiği ve vücut ağırlıklarının yüzde 3’ü oranında (kontrol grubuna oranla içsel yağlanmadaki azalmanın fark edilebileceği bir oran) kilo verdikleri görüldü. Araştırmaya katılan gönüllülerin hiçbiri bu diyetten şikâyetçi olmazken, aksine bu diyetin diğer diyetlere oranla daha kolay uygulanabilecek bir sistem olduğunu savundu. Araştırmacılar bu yöntemin, metabolik sağlığı sürdürülebilir bir şekilde iyileştirmek adına oldukça önemli olduğunu ifade ediyor.