Maraton koşarken bir amaç edinmekte fayda var. Üstelik bunu bilim de söylüyor.
Spor biliminde en çok bilinen teorilerden biri, beynin fiziksel sınırların tamamına ulaşılmadan önce kontrolü ele geçirmesidir. Ancak ortaya atılan son görüşler bunun bir ilham kaynağı ile aşılabileceğini öne sürüyor. Yapılan son araştırmalarda, bilim insanları tehdit mesajları alan kişilerin neler hissettiklerini anlamak için beyin taramaları yaptı. Mesajlardan önce bireylerin temel değerleri (iyi bir ebeveyn ya da eş olma, cesaret gibi) üzerinde düşünmesini isteyen bilim insanları, kişilerin sinirlerinin altında daha yenilikçi düşünceler keşfetti. Deneklerin beyinleri bu durum karşısında koruma moduna geçmek yerine durumla mücadele etmeye yöneldi. Diğer bir deyişle, derin inançlarımız hakkında daha yoğun düşünürsek, yüzeysellikten o kadar kurtuluruz ve anlık endişelerde vücudumuzun algılanan sınırlarını değiştirebiliriz.
Ne Yapmalı?
Kendinize 42 kilometrenin ötesinde bir hedef koyun. Desteklediğiniz bir yardım kuruluşuna verdiğiniz parayı artırın, yarışınızı bir kişiye, bir olaya adayın ya da bir koşu takımına katılın. Amacınızın çok da kompleks olmasına gerek yok. “Çocuğumu sağlıklı yaşama teşvik etmek için” ya da “dünyanın pozitifliğe ihtiyacı olduğu için pozitif bir topluğun parçası olmak istiyorum” şeklinde düşünebilirsiniz. Antrenmanlarınızda ya da yarış gününde işler zorlaşırsa, ne amaçla koştuğunuzu düşünüp gücünüzü yeniden toplayabilirsiniz.
